Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin ile bir ortaya geldiği Soçi’deki görüşmeye ve Türkiye-İsrail münasebetlerinde olağanlaşma sürecine değinerek Ankara’nın “aktif istikrar siyasetinden vazgeçtiğini” yazdı. “Eksen kaymasına dikkat!” diyen Dilipak “İnşallah bu süreç yeni bir ‘Susurluk kazası’na yol açmaz!” dedi.
Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Ukrayna’dan gelen tahılların parasının Türkiye’deki bankalara yattığını yazan Dilipak, “Akkuyu ile ilgili yatırım harcamaları da Rusya tarafından sağlanacak. Limanda da genişletme çalışmaları yapılıyor. Rusya Erzin’deki demir-çelik yüklü liman projesini, azotlu gübre işi vesilesiyle daha da büyütmek istiyor. Biz Arap yatırımcı ya da AB’den, Amerika’dan, Çin’den yatırımcı beklerken, bakarsınız Kırım’dan, Kazakistan üzerinden Ruslar Türkiye ile çok taraflı sıcak temas kurabilirler. Bu durum İran, Suriye, PKK, PYD konusunda da tesirli olacaktır. Bunun tesirlerini iç siyasette da göreceğiz. Yalnızca Millet ve Cumhur İttifakı bağlamında değil, AK Parti içindeki kamplar ortasındaki rekabette de göreceğiz” diye yazdı.
“Peki bu o kadar kolay mı? Sürdürülebilir mi? Nereye kadar? Bunun seçimlere yansıması ne olacak? Batının buna yanıtı ne olacak?” sorulanı soran Dilipak, şöyle devam etti: “Bunun manası şu, artık etkin istikrar siyasetinden vazgeçiyoruz, zira o günü kurtarmaya dönük, kimseye itimat vermeyen politik bir oportünizm olarak görülmeye başladı. Paris’te iklim mutabakatı imzala, Ankara’ya gel fosil yakıt kararnamesi imzala, olmayacağı belirli idi. Mavi boncuk siyaseti da deva değildi aslında. Yeni yönelim de epey riskli. Bunu kendi insanınıza anlatmak da çok kolay olmayacak.”
Dilipak, Türkiye’nin İsrail ile alakaları olağanlaştırma kararı almasıyla ilgili “İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar üzerinde soğuk duş tesiri yapabilir. Zati Suriye rejimi ile varılacak bir mutabakat da yalnızca Arap dünyasında değil, tüm dünyadaki İhvan diasporası üzerinde bir sukut-u hayal sebebi olabilir. Unutmamak gerekir ki, bu ögeler yakın geçmişte tüm dünyada sivil diplomasimizin en büyük destekçisi olmuştu. İslam dünyasındaki imajımızın gerisinde bunlar vardı. İnşallah bunlar karşıt istikamete evrilmez” değerlendirmesinde bulundu.
Dilipak, şöyle devam etti: “Eksen kaymasına dikkat! Şayet siyasette esaslı bir değişiklik olacaksa bu şu kamptan bu kampa geçiş değil, Haktan yana bir tercih temelinde olmalıdır. Evvel de kendimizden başlayarak bir tövbe ve arınma ile mümkün olacaktır.
İnşallah kündeye gelmeyiz. İnşallah yağmurdan kaçarken doluya tutulmayız. İnşallah bu süreç yeni bir ‘Susurluk kazası’na yol açmaz!”
Yazının tamamını okumak için