Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında sarsıntı iddia uzmanı olduğu belirtilen Kadir Sütçü’nün zelzeleyle ilgili çalışmalarına Ankara’nın ilgi göstermemesini eleştirdi. Dilipak “Ankara siyaseti bütün kanatları ile kaset ve belgelere boğulmuş, bu işler kimin umurunda” dedi.
Kadir Sütçü’nün zelzele öncesi yerden çıkan gaz ve elektromanyetik dalgaların salınımının kaz ve köpek üzere hassas ya da yeraltında yaşayan karınca, köstebek, yılan üzere canlıların, balıkların hareketleri üzerindeki tesirlerinden yola çıkarak bir ekip öngörülerde bulunulabileceğini söylediğini yazan Dilipak, “ Ancak bu bilgiler, batının dayattığı şablonlara uygun olmadığı için prestij görmüyor. Biz bunun bir benzerini, başta mRNA olmak üzere aşı ve ilaçlar üzerinden çağdaş tıp uygulamalarında görmedik mi? Dün tıp ismine cinayet işleniyor, bugün tahminen bir benzeri şoku bu zelzele konusunda yaşayacağız. Bunu Kadir Sütçü değil de, bir beyaz adam bulsaydı tahminen de Nobel Mükafatı verirlerdi!” diye yazdı.
Dilipak, “Biz toprak işgalinden korkarken adamlar akıllı konutlar diye kentleri, hatta aklımızı, kalbimizi, midemizi, mRNA ile damarlarımızı işgal etmişler haberimiz yok. Bu ‘Milli Savunma, Ulusal Eğitim, Ulusal İstihbarat’ nasıl ve ne kadar milli” fikrini lisana getirdi.
Dilipak, şöyle devam etti:
“Bir sürü adam türedi bu süreçte, onların ayak müsaadeden ilerleyecek ve az vakitte büyük işler başaracaksınız, mesela “Türeci”ler üzere.. Ya derin adamlara dayayacaksınız sırtınızı ya da ardınızda derin devlet, memleketler arası örgütler olacak. Yol kardeşim, liderin kim senin. Dünya Ekonomik Forumundan bir rehberin yok mu, ya da bir Mason biraderin!
Yol ya da Sütçü, bunlar yalnızca birer isim. Al sana Abdullah Çoban ve daha kaçları..
Ankara siyaseti bütün kanatları ile kaset ve evraklara boğulmuş, bu işler kimin umurunda.
Neyse, başka bahislerde olduğu üzere, madem hayatımızda bir sarsıntı gerçeği var, bizim önemli bir sarsıntı okur-yazar olmamız gerekiyor.”
Yazının tamamını okumak için