Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, raporun, AB’nin, Türkiye’ye yönelik stratejik bakış açısından uzak ve vizyonsuz yaklaşımını bir defa daha gözler önüne serdiği belirtilerek, şu tabirlere yer verildi:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın da iştirakiyle 6 Ekim günü gerçekleştirilen Avrupa Siyasi Topluluğu’nun birinci toplantısında, ortak sınamalara karşı birlikte hareket etmenin ve işbirliğinin kıymeti ortaya konulmuşken, bu dayanışma ruhunun Türkiye Raporu’na yansıtılmamış olması esef vericidir. Bilhassa siyasi kriterler ile Yargı ve Temel Haklar faslındaki mesnetsiz argümanları ve haksız tenkitleri kabul etmiyoruz. Müzakere fasılları önündeki siyasi mahzurları kaldırmayan AB’nin, siyasal sistemimize, siyasetçi ve yöneticilerimize, ülkemizdeki temel hak ve özgürlükler ile kimi yargı kararlarına ve terörle gayretimize yönelik haksız savlarını tümüyle reddediyoruz.”
Açıklamada, raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs mevzularındaki kısımlarının her zamanki üzere, Rum/Yunan ikilisinin hukuk dışı ve maksimalist görüşlerini yansıttığı, Kıbrıs Türklerinin yok sayıldığı, Türkiye ve KKTC’nin görüşlerine hiçbir biçimde yer verilmediği kaydedildi. Raporda Türkiye’nin rastgele bir yükümlülüğü bulunmamasına karşın Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde AB’nin uyguladığı yaptırımlara katılmaması nedeniyle eleştirilmesinin de farklı bir garabet olduğu vurgulandı. l ANKARA Milliyet