Facebook tarafından 2014 yılında satın alınan sanal gerçeklik teknoloji ve yazılım eserleri şirketi Oculus VR’ın kurucularından Palmer Luckey, oyunda ölünce gerçek hayatta da öldüren bir VR başlığı yaptı. Pekala bu çılgın projenin arkasında yatan gerçek ne?
ÖLDÜREN VR BAŞLIĞI GERÇEK OLDU
Sanal gerçeklik dünyası insanların uzun vakittir erişmeye çalıştığı kızıl elma olarak teknoloji bölümünün başında yer alıyor. Günümüzde ise birçok şirket tarafından sunulan donanım ve yazılımlar sayesinde artık konutlarımıza kadar girdi.
Bilimkurgu hayranlarının bileceği üzere birçok sinema sinemasında sanal gerçeklik dünyasında ölen bireyler gerçek hayatta da ölüyor. Bunun nedeni ise sinemalarda yer alan gelişmiş VR başlıklarının sırf imaj transferi değil, beynimizi ve bedenimizi dijital ortama bağlama konusunda da epey âlâ iş çıkarmasından kaynaklanıyor.
Bugün ise sinemalarda yer alan bu senaryonun birinci kısmı gerçek oldu. Facebook tarafından 2014 yılında satın alınan Oculus şirketinin kurucularından Palmer Luckey, öldüren VR başlığı üretti. Bu sayede kullanıcının oyunda yahut sanal gerçeklik dünyasında avatarı ölünce kendisi de ölüyor.
Tabii bu satışa çıkması için tasarlanan bir aygıt değil. Luckey, bu öldüren VR başlığı hayranı olduğu Sword Arka Online serisine atıfta bulunmak için geliştirdi. Çünkü 6 Kasım 2022 tarihinde geçen öyküde gelişmiş VR başlığı kullanan bireyler oyunu kaybettiğinde gerçek hayatta da ölüyor.
Palmer Luckey tarafından yapılan açıklamada şunlar söylendi:
“Bu bir oyun olabilir, ancak oynadığın bir şey değil. 6 Kasım 2022’deki Sword Arka Online’ı anmak için, kullanıcıyı öldürebilen birinci sanal gerçeklik aygıtı olan OQPNVG’yi yaptım. Oyunda ölürseniz gerçek hayatta da ölürsünüz.
Genellikle farklı bir proje için kullandığım patlayıcı şarj modüllerinden üçünü kullandım ve bunları ekranın makul bir frekansta kırmızı yanıp söndüğünü algılayabilen dar bantlı bir fotosensöre bağlayarak geliştirici tarafında oyun entegrasyonunu çok kolaylaştırdım . Uygun bir oyun sonu ekranı görüntülendiğinde, şarjlar ateşlenir ve kullanıcının beynini anında yok eder.
Gerçek hayatı sanal avatara bağlama fikri beni her vakit büyüledi. Riskleri anında azamî düzeye çıkarıyorsunuz ve insanları sanal dünya ve içindeki oyuncularla nasıl etkileşime girdiklerini temelde yine düşünmeye zorluyorsunuz. Güçlendirilmiş grafikler, bir oyunun daha gerçek görünmesini sağlayabilir. Lakin sırf önemli sonuçların tehdidi, bir oyunun size ve oyundaki başka herkese gerçek hissettirebilir.
Bu elbette kusursuz bir sistem değil. NerveGear üzere başlığı çıkarmayı yahut yok etmeyi imkansız kılacak bir kurcalamaya karşı sistem için planlarım var. Lakin meydana gelebilecek ve kullanıcıyı yanlış vakitte öldürebilecek çok çeşitli arızalar var.
Bu yüzden onu hakikaten kullanmak için hazırlamadım. Ayrıyeten SAO’da olduğu üzere, son tetiklemenin sahiden sonlandırma şartlarının olup olmadığını kolaylıkla belirleyebilen yüksek istihbaratlı bir casusa bağlı olması gerektiğine ikna oldum.
Bu noktada, yalnızca ofis sanatının bir kesimi, oyun dizaynında keşfedilmemiş yolların düşündürücü bir hatırlatıcısı.”