Türkiye son yıllarda dünyanın en hudutlu ve en mutsuz ülkeleri ortasında yer almaya başladı. “Kendimizi üçüncü dünya ülkesi vatandaşı üzere hissediyoruz” diyen vatandaşlar, “Emeğimizin karşılığını alamıyoruz, kazandığımız, geçimimiz için kâfi olmuyor. Kendimizi uzaydan boşluğa düşmüş üzere hissediyoruz” tabirleriyle hislerini özetledi.
Bir yandan yoksullukla, bir yandan da hareketli siyaset gündemiyle uğraşmak zorunda kalan vatandaşlar kendilerine ve sevdiklerine vakit ayıramaz duruma geldi. Kuruş hesabı yapmaktan matematik profesörü üzere olan Türk halkı, gülmeyi unuttu.
Global seviyede yapılan araştırmalarda Türkiye, dünyanın en en hudutlu ve en mutsuz ülkeleri ortasında yer alıyor.
Biz de İstanbul Kadıköy’de yurttaşlara mikrofon uzattık, “Son devirde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? His durumunuzu nasıl tanımlarsınız?” diye sorduk.
Verilen cevaplar şöyle oldu:
“ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİ VATANDAŞI ÜZERE HİSSEDİYORUM”
İnan Demirci: “Üçüncü dünya ülkesi vatandaşı üzere hissediyorum kendimi. Emeğimin karşılığını alamıyorum, kazandığım benim geçimim için kâfi olmuyor, benim kazandığım parayı diğerleri kullanıyor, ülkede kendi haklarımı savunmak için rastgele bir uğraş gösteremiyorum. Uğraş gösterdiğimizde büyük bir polis devleti ile karşı karşıya kalıyoruz.”
“İNSANLARIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU”
Buket Akay: “Mutsuzum, beşerler mutsuz. Bir güleryüz bile göremiyoruz maalesef. İnsanların psikolojisi bozuldu, ekonomik durumumuz çok berbat, beşerler kiralarını ödeyemiyor. Çocuklarına bir şey alamıyorlar. Yazın bir çocuk gözümün önünde annesinden dondurma istedi ve annesi ‘Sonra annecim’ dedi ve gitti, dondurma bile alamadılar. Ben alsam bile karşımda bunu gördüğüm vakit üzülüyorum, buna vicdan dayanmaz, vicdanlı olan herkes üzülür. Mutsuzuz fakat inşallah keyifli olacağız.”
“20 YIL BİR İNSAN BİR YERDE KALIRSA OLMAZ”
Oktay Kılıç: “Çok düzgün hissetmiyorum aslında şu an olan durumlardan. Hem ekonomik açıdan hem ülke açısından güzel bir yere yanlışsız gitmiyoruz. Önümüz pek açık görünmüyor. Geleceğe umutla bakamıyorum. Öncelikle başımızdaki insanın değişmesi gerekiyor. 20 yıl bir insan bir yerde kalırsa olmaz. 5 senede bir değişmesi gerekiyor. Yeni biri gelmesi lazım.”
“BİZİMLE RESMEN DALGA GEÇİYORLAR”
Atıl Üregen: “Kendimi çok makûs hissediyorum. Etrafıma baktığım vakit boşta gezen bir sürü genç var, insanların hızları çok asık, memnun değiller. Ben 58 yaşındayım, görmediğim çabucak hemen hiçbir şey kalmadı, hayatımda bu türlü bir şey görmedim. Kendimi bu türlü hissettiğim bir devir olmadı. Biraz evvel baktım dolar 18.50 TL, bir Bulgar Levası 10 lira… Bizimle resmen dalga geçiyorlar, bu da beni çok üzüyor.”
“65 YAŞINDAYIM BU TÜRLÜ BİR DURUM YAŞAMADIM”
Mehmet Metin Genç: “Çok berbat hissediyorum, büsbütün moralim bozuk. Geleceği çok makûs durumda olacak çocuklarımızın hayatını düşünüyorum, torunlarımızı düşünüyoruz. Memleketteki bu ekonomik durumun getirdiği işsizlik ve aç insanları düşündükçe benim iştahım kaçıyor. Ben 65 yaşındayım bu memlekette bu türlü bir durum yaşamadım. Onun için moralim çok bozuk.”
“İNSANLARIN CEBİNDE 5 KURUŞ PARA YOK”
Kenan Mert: “Acayip makûs hissediyorum, insanların cebinde 5 kuruş parası yok. Bir şeyler yapmaya kalktıklarında kendilerini keyifli edecek bir şey de yapamıyorlar. Beşerler bir ‘Sinemaya gidelim’ dese ceplerinde para yok, bir yere gidip oturduklarında tekrar bu para ile olan bir şey… Nasıl hissedebilir?”
“UZAYDAN BOŞLUĞA DÜŞMÜŞ GİBİYİM”
Harun Baydar: “Kendimi uzaydan boşluğa düşmüş üzere hissediyorum, şu anda hiç kimsenin geleceği olduğunu sanmıyorum. Somut bir şeyler yok. Mevcut iktidardan 20 yıldır umduklarımızı bulamadık, bir kamyon umudu verdiler sırtımıza hiçbir şey olmadı. Muhalefetten de istediğimiz sert muhalefeti göremiyoruz, yapabileceği şeyleri bize net olarak anlatamıyor.”
“TÜRKİYE’DE İŞ İMKANI YOK”
Ege Başar: “Bunalmış hissediyorum, her gün markete çıkıyorum en kolay muhtaçlıklar bile 100 liranın altında değil. Bir genç olarak baygın hissediyorum. Geleceğe umutla bakamıyorum. Biyomühendislik kazandım, maalesef Türkiye’de de çok bir imkan yok. Yurtdışına gitmeye çalışacağım, şayet olursa gelecek düzgün lakin Türkiye’de kalırsam sıkıntı.”
“İLK EVVEL BEŞERLER SONRA İKTİSAT DÜZELMELİ”
Yusuf Aktaş: “Kendimi makus hissediyorum, iktisat çok makus, okula gidiyoruz günde 30-40 lira para gidiyor. Minimum fiyatla çalışan bir insan nasıl bu durumda geçinebilir? Geleceğe umutla bakamıyorum, birinci evvel beşerler sonra iktisat düzelirse geleceğe umutla bakabilirim.”