Aslında Hollywood’un en sevdiği tipte, neredeyse ülkü bir görünümü var: Sarışın bir hoş. Ulaşılmaz değil de kesimdeki tabirle ‘güler yüzlü komşu kızı’ üzere. Aşk sinemalarının ve romantik güldürülerin ülkü tiplerinden lakin yeteneği bunun ötesine geçecek kadar çok. Tüm bunlar bir ortaya geldiğinde Hollywood’a giren bir ismin yıldızlık mertebesine çıkan basamakları koşarak çıkması ve doruğa ulaşması çok muhtemel.
Ama o da üstte bahsettiğimiz; demeçleri ve bölümde kabul görmeyen atakları yüzünden ağzı çok yanmış bir aktris. Oynadığı diziler ve sayısız sinemayla mesleğinde büyük bir yükseliş yaşayan hoş yıldız dan bahsediyoruz. Ne olduysa birden yükselişi sonlanan ve istediği rolleri alamayarak güya bu işlerden elini eteğini çekmiş üzere görünen oyuncu aslında sivri lisanından çok çekti.
Hollywood’da tabir yerindeyse ‘adı çıkan’ rol arkadaşının imdadınaysa rol arkadaşı güzel aktör Josh Duhamel koştu. Katıldığı bir programda, 2010’da ‘Life As We Know It’ ve 2011’de ‘New Year’s Eve’ sinemalarında birlikte kamera karşısına geçtiği Katherine Heigl’ın ‘kötü şöhreti’ hakkında konuşan Josh Duhamel, arkadaşına sahip çıktı.
“O kusursuz bir bayan, sahiden harika” diye kelam başlayan ünlü oyuncu “Katherine, muhtemelen geri almayı dilediği kimi şeyler söyledi, lakin onunla hem ekranda hem de ekran dışında yaşadığım tecrübe şahaneydi.” diyerek meslektaşına yapılanları haksız bulduğunu açıkladı.
50 yaşındaki Duhamel, 44 yaşındaki rol arkadaşı Heigl’in birkaç münferit olay nedeniyle yanlış nitelendirilmiş olabileceğini düşündüğünü ekledi. “Katie’nin başına gelen muhtemelen buydu, birkaç berbat anı yaşadı ve herkesin istediği şey de buydu. Ona bir etiket yapıştırmak istiyorlardı ve bunu başardılar; artık onun etiketi bu oldu ve yaşananlar hakikaten adil değil”
Katherine Heigl, üzerinde çalıştığı projeleri eleştirdiği için Hollywood’da makûs bir şöhrete sahip oldu ve herkes onu ‘zor’ olmakla suçlamaya başladı. Judd Apatow’un gişe rekorları kıran sineması “Knocked Up”ta oynadıktan sonra, yıldız oyuncu romantik güldürü tipindeki sinemanın cinsiyetçi olduğunu savunmaya başladı. 2008’de Vanity Fair’e “Film, bayanları fahişe, mizahtan mahrum ve gergin olarak resmediyor ve erkekleri şirin, şapşal, eğlenceyi seven adamlar olarak resmediyor” diyen yıldız tenkitlerin amacındaydı.
“Yönetmen karakterleri abarttı ve birtakım günler bu bahiste zorlandım. Tam bir pisliği oynuyorum; neden bu kadar oyunbozanlık yapıyor? Neden bayanları bu türlü tasvir ediyorsun? Genel olarak mükemmel bir tecrübeydi fakat sineması sevmem benim bu sebepten zorlaşmıştı.”
Aynı yıl Heigl, “Grey’s Anatomy”de Izzie Stevens rolüyle ismini 2008 Emmy TV yarışmacıları listesinden geri çekti ve o sırada LA Times’a “Bu dönem dizide bana gereç verildiğini düşünmüyorum, bu adaylığı kabul edemem” demişti. Bunun da aslında dizinin yaratıcısı Shonda Rhimes’a olan öfkesinden söylendiğini herkes biliyordu. Bu davranışı onun bir defa daha damgalanmasına sebep olacaktı.
2014 yılında geldiğimizde Heigl, kimi kararlarından duyduğu üzüntüyü lisana getirmeye başlamıştı. “Hatalar yaptım ve farkında olmadan yahut dikkatsizce konuştum yahut hareket ettim ancak her vakit rastgele bir yanlışı düzeltmeye çalışıyorum” diyordu hoş yıldız.
“Bu, hudutlar çizerek ve nazik ve saygılı davranılmayı isteyerek kendimi savunmayacağım manasına gelmez. Fakat bunu rastgele bir kaba yahut kaba niyetle yapmıyorum. Ve dürüst olmak gerekirse, her birimizin buna hakkı olduğunu düşünüyorum.”
Sonra 2016’da Heigl, Howard Stern’e berbat prestiji nedeniyle aslında terapiye gitmek zorunda kaldığını itiraf etti. “Bununla nitekim gayret ediyordum ve her şeyi hakikaten ferdî olarak almamak ve bende sahiden derinden yanlış bir şey olduğunu hissetmemek için uğraş ediyordum” demişti.
Tüm bunlara karşın yeniden de rol arkadaşını savunmaya gelen tek oyuncu Duhamel değildi. ‘Grey’s Anatomy’ yıldızı Ellen Pompeo geçenlerde Heigl’ı kendi ismine konuştuğu için övdü. Ellen Pompeo “Katherine’in bir talk show’da çalıştığımız çılgın saatler hakkında bir şeyler söylediğini hatırlıyorum ve yüzde 100 haklıydı. Bunu bugün söyleseydi tam bir kahraman olurdu lakin Katherine, vaktinin ilerisinde bir açıklama yapmıştı. Ve olağan ki herkes çabucak bu meczup ve huysuz bayanın kelamlarını çarpıtalım ve ona nankör diyelim demeye başladı.”
