1915 ve 1917 yıllarında Osmanlı’da öldürülen iki Katolik din adamı, inançları nedeniyle öldükleri gerekçesiyle Vatikan tarafından “mübarek” ilan edildi. Vatikan’ın aziz ilanlarından sorumlu Azizlik Davaları Cemaati, Leonardo Melki ve Tommaso Giorgio Saleh isimli iki rahibin “inançlarına duyulan nefret nedeniyle yok edildiklerini” belirtti. Katolik Kilisesi’nde “mübarek” ilanı, “azizlik” mertebesinden bir önceki adım.
Lübnan topraklarında doğan, Kapuçin tarikatı mensubu iki rahip “şehitliklerinin” tasdik edilmesinin ardından dün “mübarek” ilan edildi.
BBC Türkçe‘den Övgü Pınar‘ın haberine göre, Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco da bugün pazar duası sonrası yaptığı konuşmada bu din adamlarını anarak, “1915 ve 1917’de inançlarına duyulan nefret nedeniyle Türkiye’de öldürülen iki Kapuçin rahip ve şehit, Leonardo Melki ve Tommaso Giorgio Saleh mübarek ilan edildi. Bu iki Lübnanlı misyoner, düşmanca bir ortamda, Tanrı’ya sarsılmaz inançlarını kanıtladılar ve kendilerini feda ettiler” dedi.
Papa, “Gençlerdi, daha 35 yaşında yoklardı. Onların teşkil ettiği örnek bizlerin Hristiyan inancımızı güçlendirsin” diye konuştu.
‘DİN DEĞİŞTİRMEDİKLERİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜLER’
Vatikan’da bakanlık seviyesindeki Azizlik Davaları Cemaati’nin açıklamasında, Leonardo Melki ve Tommaso Giorgio Saleh’in hangi şartlarda öldürüldükleri de ayrıntılı olarak yer aldı. Buna göre, Lübnan’ın Baabdat şehrinde doğan Leonardo Melki, 5 Haziran 1915’te Mardin’de tutuklandı. Melki’nin işkenceye uğradığı ve din değiştirerek Müslüman olması halinde canını bağışlama teklifi aldığı belirtildi. 11 Haziran 1915’te ise 416 kişiyle birlikte Diyarbakır’a doğru yola çıkarıldı.
Vatikan’ın açıklamasına göre, din değiştirme çağrılarını yine reddeden Melki “balta ve pala darbeleriyle vahşice katledildi, parçalanan cesedi kuyulara ve mağaralara atıldı.” Vatikan, Melki’nin cesedinin bulunamadığını ancak şehitliğiyle ilgili kanıt niteliğinde belgelerin mevcut olduğunu belirtti.
Tommaso Giorgio Saleh ise 24 Eylül 1916’da, manastırda sakladığı bir Ermeni rahip ile birlikte tutuklandı. Vatikan’ın açıklamasına göre birçok kez hapishane değiştiren ve ölüm yürüyüşlerine çıkarılan Saleh de din değiştirmesi çağrısına uymadı ve “korkunç işkencelere maruz kaldı”. Tifoya yakalanan Saleh’in 18 Ocak 1917’de “hapishane koşullarının zorlukları” nedeniyle öldüğü belirtildi.
Azizlik Davaları Cemaati, “İki din adamının yok edilmesinin nedeni inanç nefretiydi. Zulmün arkasında ayrıca siyasi çıkarlar da mevcuttu ancak mahpuslara ısrarla dinlerini terk ederek İslam’a geçmeleri yönünde taleplerde bulunulması şüpheye yer bırakmıyor” ifadelerini kullandı. Açıklamada, “Leonardo Melki ve Tommaso Saleh’in şehitlikleri, başka Hristiyan cemaatlerin de katledildiği Ermeni Soykırımı ile iç içe geçmiştir” denildi.
‘SOYKIRIM’ İFADESİ GEÇMİŞTE SIKINTIYA YOL AÇMIŞTI
Papa Francesco, 2015’te Vatikan’da “Ermeni şehitliğinin 100. yılı için kutsal ayin” başlıklı bir tören yönetmiş ve burada “Son yüzyılda insanlık 3 büyük trajedi yaşamıştır. Bunların ilki, genel olarak 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak görülen ve – Katolik ve Ortodoks Süryaniler, Asuriler, Keldaniler ve Rumlarla birlikte – ilk Hristiyan ulus olan siz Ermeni halkına karşı yapılmış olandır. Piskoposlar, rahipler, din adamları, kadınlar, erkekler, yaşlılar ve hatta savunmasız çocuklar ve hastalar bile öldürülmüştür” demişti.
Papa’nın “soykırım” ifadesini kullanması nedeniyle Türkiye, Vatikan Büyükelçisi’ni Ankara’ya çağırmış, diplomatik çabalar sonucu büyükelçi ancak ertesi yıl Vatikan’a dönebilmişti.
Arjantinli Papa Francesco, 2016’daki Ermenistan ziyareti sonrası yaptığı bir açıklamada da bu konuda şunları söylemişti:
“Arjantin’de Ermenilerin katledilmesinden söz edilirken hep soykırım kelimesi kullanılırdı. Ben başka bir kelime bilmiyordum. Roma’ya geldikten sonra ise başka bir ifade duydum ‘Büyük Felaket’ (Metz Yeghern)… Ben her zaman, geçen yüzyılda 3 soykırım yaşandığından söz ettim: Birincisi Ermenilere yapılan, sonra Hitler’in yaptığı ve sonuncusu da Stalin’inki.” (HABER MERKEZİ)