Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Robert Bever ve küçük kardeşi Micheal’ın kendilerine dair büyük hayalleri vardı. Hayatları boyunca ün kazanmak ve herkesin onlardan bahsetmelerini istiyorlardı. Fakat bunu küçük bir çocuğun hayali üzere değil, vahim bir katilin isteklerine emsal bir formda hedeflemişlerdi. Robert 18, Micheal ise 16 yaşındaydı. Makus bir şöhretleri olsun istediler. İsimleri duyulduğunda insanların onlardan korkmalarını umuyorlardı. Ve bunun güçlerine güç katacağına inanarak 500 kişiyi öldürmeyi amaçladılar.
‘TELEVİZYONDAKİ ÜZERE DEĞİL, ÇABUCAK ÖLÜYORLAR’
Ne yazık ki Robert ve Micheal bu niyetleri aileleri üzerinde planlamaya başlamışlardı. 22 Temmuz 2015 gecesi, sakladıkları bıçakları yerlerinden çıkardılar ve ABD, Oklahoma’daki konutlarının öteki yedi üyesini öldürmeye çalıştılar. Yetkililere nazaran süratli ve sessiz öldürme darbeleriyle ailelerini ninjalar üzere kesmeyi düşünüyorlardı. Ancak birinci kurbanları olan 13 yaşındaki Crystal’in peşine düştüklerinde kanlı, fecî bir hayal yerini gerçekliğe süratle bıraktı.
Michael, kız kardeşini bilgisayarda bir şey gösteriyormuş üzere yaparak yatak odasına çektikten sonra Robert onu geriden yakaladı ve boynundan ve omzundan bıçakladı. 45 yaşındaki anne April kargaşayı duydu ve bir hışımla üst çıktı lakin Robert tarafından yolu kesildi. Robert annesini 48 bıçak darbesiyle öldürdü. Crystal hâlâ ölmemişti. Bir biçimde küçük kardeşlerini muhafazaya çalışarak kanlar içinde sürünerek uzaklaştı.
Katil kardeşler daha sonrasında kanlı hareketlerini devam ettirebilmek için meskenin odalarını gezmeye devam ettiler. 52 yaşındaki babaları Peder David Bever’ı 28 yerinden bıçakladılar. Michael daha sonra polise babalarını Robert’ın sahip olduğu en büyük bıçakla bıçakladığını söyledi. Üstelik polise söyledikleri tek şaşırtan cümle bu da olmayacaktı. Yetkililere, “Televizyondaki üzere değildi, bıçak darbesiyle çabucak ölüyorlar” diyecekti.
2 YAŞINDAKİ KARDEŞLERİNE BİLE ACIMADILAR
7 yaşındaki erkek kardeşleri Christopher’ı 6 yerinden, 18 yaşındaki küçük kız kardeşleri Victoria’yı ise boynunun, göğsünün, sırtının ve üst kolunun her iki yanından 18 kere bıçaklamışlardı. Vefat makinesi üzere dolanan ağabeylerinden korkan 12 yaşındaki Daniel bir odaya kendini kilitleyip 911’i aramayı başardı. Ancak Micheal, Robert tarafından atağa uğradığını söyleyerek küçük kardeşini kapıyı açmasına ikna etti. Zavallı çocuk ağabeyinin onu sırtından, omzundan ve göğsünden 9 defa bıçaklayacağından habersizdi.
Robert ise tüm dikkatini boynundan, kolundan ve karnından yaralanan Crystal’a verdi ve onu boğarak öldürmeye çalıştı. Ağabeyi ayrıyeten 2 yaşındaki kız kardeşi Autumn’un da başını kesmeyi planladı. Fakat o anda polis ön kapıya dayanmıştı. Broken Arrow Polis Departmanı’ndan Dedektif Brett Burton, kaldırımda ve ön basamakta kan gördüğünü ve içeriden gelen “Bana yardım et” sesini duyduğunu söyledi. Bu ses Crystal’a aitti. 13 yaşındaki genç hayata tutunmayı başarmıştı.
YÜZLERİNDE GÜLÜMSEME VARDI
Katil kardeşler konutun art kapısından kaçtılar lakin bir polis köpeği tarafından ormanlık bir alanda köşeye kıstırıldılar. Polis fotoğraflarında Robert ve Michael çamur ve kanla kaplı, kıyafetleri yırtılmış, hatta üzerlerinde et modülleri varmış üzere görünüyordu. Burton’un tabirlerine nazaran üzülmemişlerdi, perişan değillerdi ve neredeyse bir kendini beğenmişlik havası vardı. Hatta yüzlerine de ürküten bir gülümse kondurmuşlardı.
Bever kardeşler, ailelerine neden bunu yaptıklarını anlamaya çalışan yetkililer tarafından farklı ayrı sorgulandı. Fakat yetkililer ne kadar sorgu yaparlarsa yapsın aldıkları karşılıklar başlarında daha fazla soru işareti bırakıyordu. Bütün bu sorgu basamağı devam ederken Crystal, aldığı yaralar sonrası hayatta kalmıştı. Birebir vakitte iki yaşındaki kız kardeşleri de polisin gelmesiyle hayata tutunmuştu. Bu çocuklar Bever ailesinden hayatta kalan iki kişiydi ve devlet nezaretine alındı. 54 yaşındaki ebeveynleri David ve 45 yaşındaki April, 11 yaşındaki Daniel, 10 yaşındaki Christopher ve 4 yaşındaki Victoria toplanda 100’den fazla bıçak yarası aldıktan sonra öldüler.
‘TEK İSTEDİĞİM YALNIZCA BİR ODAYDI’
Robert 2016 yılında cürmünü kabul etti ve koşullu tahliye olmaksızın ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırıldı. Küçük kardeşi Michael Bever ise birinci derece cinayetten hatalı bulundu ve müebbet mahpus cezasına çarptırıldı. Fakat söylediklerine nazaran bu cezadan epeyce memnun görünüyorlardı. Robert verdiği bir demeçte, şunları söyledi:
“Çocukken tek isteğim her şeyi yapabileceğim, her vakit yaşayabileceğim bir odaydı ve artık ona sahibim. Bu yüzden hapishanede benim için nitekim çok kolay. Mevt cezasını ceza olarak kabul ederdim, mahpus hayatını nitekim ceza olarak görmüyorum. Bunu bir güvenlik tedbiri olarak görüyorum.”
Ayrıca Robert okul katliamları düşündüğünü, sinema ve restoranları ateşe vermek istediğini böylelikle doruğa ulaşacağını düşündüğü de belirtti. Bever, planın, ailesine karşı duyduğu kızgınlık nedeniyle başladığını da itiraf etti. Yaptıklarından pişman olduğunu ve olanları her gün düşündüğünü itiraf eden Robert, “İlk başta ailemi öldürmeyi nitekim istemiyordum. Mümkün olduğunca çok insanı nasıl öldürebileceğime ve milyonlarca insanı dehşete düşürebileceğime inanıyordum. Bir ortaya getirdiğim bu komploda ailem bir nevi birinci adım oldu. Benim fikrim restoranları, okulları ve sinema salonlarını ateşe vererek bir seri katil üzere olmaktı” dedi.