Spor Toto Harika Lig’in 18. haftasında konutunda Galatasaray’ı ağırlayan Fenerbahçe, ezeli rakibine 3-0 üzere net bir skorla mağlup oldu.
Ortaya konan oyun, grubun ataktaki eksikliği ve savunma ardına atılan toplar deneyimli teknik yönetici Jorge Jesus’un tercihlerini sorgulattı.
Fenerbahçe’de gösterdiği performansla spor yorumcularının övgüsüne mahsar olan Portekizli teknik adam, Galatasaray hezimetiyle tenkitlere maruz kaldı.
Daha ligin başında yere göğe sığdırılamayan Jorge Jesus’la ilgili “B planı yok” “iyi hazırlanmamış”, “gitmeyi başa koymuş” üzere tenkitleri yapıldı.
Eski futbolcu ve spor yorumcusu Tümer Metin, “Dünya Kupası öncesi yere göğe koyamadık hocayı. ‘Sadece Fenerbahçe’ye değil, lige ayar veriyor’ dedik. Şayet böylesine büyük bir hoca ise ve madem ‘Suç benim’ diyorsa, topluluğun içinden geçtiği bu durumu görerek bir tepki vermesi lazım. Asıl imtihanı artık başlıyor.” tabirlerini kullandı.
Eski hakem Fırat Aydınus: Jesus da birebir Jesus, Fenerbahçe de birebir Fenerbahçe. Değişen bir şey yok oynanan sistem prestijiyle. Kimi kadrolar Fenerbahçe’ye karşı istediklerini sonucu alamadı, bazıları bu sistem karşısında uyguladıkları taktikle sonuca ulaştı. Tek fark bu. Fakat şöyle bir gerçek de var ki; Fenerbahçe’nin ağır defans üçlüsü süratli ve çabuk forvetler karşısında gerilerine ve ortalarına atılan paslarda yetersiz kalıyor. Ayrıyeten maç içinde oyuncu değişikliği haricinde taktik ve sistem olarak Jesus üzere bir hocanın bir B planının olmadığı Galatasaray maçında kendini açıkça gösterdi. Fenerbahçe’nin ‘ya herro ya merro’ taktiği farklı galibiyetler alabilmeyi mümkün kılsa da bu üzere skorlara da maruz bırakacağı net biçimde ortaya çıktı.
Uğur Meleke: Bu derbinin galibi katiyetle Okan Buruk, mağlubu da elbet Jorge Jesus… Jesus’u Kasım’a kadar hangi özellikleriyle övdüysek Aralık-Ocak’ta tam da oralardan fire verdi: Dönem başında Jesus’un ülkü bir 11’i yoktu, ülkü 25’i vardı. Bugünse grubu 13-14 şahsa sıkıştırdı ve geniş takımından hiç de âlâ faydalanamamaya başladı. Tekrar F.Bahçe’nin bilhassa Rennes maçlarında övdüğümüz vazgeçmeme özelliğini de bu ortalar yitirdiğini gözlemliyoruz. Hem Trabzon hem de G.Saray maçlarında geriye düştükten sonra tepki veremeyen bir F.Bahçe vardı alanda.
Mehmet Aslan: Yunan mitolojisinde kendi yaptığı heykele aşık olan Pygmalion’un durumuna benzetiyorum Jorge Jesus’u. Son 5 haftaya kadar başarılı olan oyun planına aşık olmuş ve hiç bir değişikliğe gitmemişti Galatasaray karşısında. Ve ne yazık ki savunma kurgusunu değiştirmekten öteki B planı yoktu. Her futbolcunun olduğu üzere teknik adamlarında formsuz bir periyodu olur. Bu süreci oldukça ziyanla kapadı Jesus. Ya yeni bir yol bulmalı ya da yeni bir yol yapmalı. O güç onda ziyadesiyle mevcut.
3 AY EVVEL ÖVE ÖVE BİTİRİLEMİYORDU
Jorge Jesus, Galatasaray hezimetine kadar ise yorumcular tarafından öve öve bitirilemiyordu.
Uğur Meleke, “Jesus’un kadrosunda tek bir vazgeçilmez oyuncu bulamıyorsunuz, tüm kadroya as hissi verdi üç ayın sonunda.” derken Mehmet Aslan, “Eğer haftada bir maça gitse imkanım olsa tüm paramı Fenerbahçe maçına gitmek için harcardım. Seyirciyi sonuna kadar keyifli ediyorlar. Alandaki futbola ve gayrete bakarak diyorum ki; “Bravo Ali Koç. Löw yerine Jesus olağanüstü bir tercih.” tabirlerini kullanıyordu.
Güntekin Onay, “Jesus geniş kadroyu optimum düzeyde kullanıyor. Alan daraltan ön alan baskısı, güçlü pres ve direkt oyun ile da sonuca gidiyor. Skor ne olursa olsun frene basmayan anlayışına da bayıldım.” derken Fırat Aydınus, “Her maç herkesi şaşırtan Fenerbahçe’nin hocasına dahi yahut mecnun yüreği var diyenler olabilir. Ama bence Jesus, her grubun saha içinde futbolcu olarak aradığı fakat Fenerbahçe’nin saha dışında sahip olduğu tam bir önder karakterine sahip.” diyordu.
Odatv.com