Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak muharriri Mehmet Metiner, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in gündem olan İzmir’in işgalden kurtuluşunun yıl dönümü kutlamalarındaki “100 yıl evvel bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi” kelamlarını köşesine taşıdı.
Bütün tarih bilgisi resmi ezberlerden ibaret olan bir kısmın bulunduğunu yazan Metiner, “Fenası kendilerini Cumhuriyet’in banisi ve sahibi olarak gördükleri için size doruktan bakmayı kendilerinde bir hak olarak görürler. Size had bildirmeyi ve sizi gerektiğinde linçe tabi tutmayı Cumhuriyet’i savunmakla muadil görürler. Cumhuriyet onlarındır zira. Ülkenin beyaz efendileri onlardır çünkü” kanısını lisana getirdi.
“Siz cumhurun kahir ekseriyetini oluştursanız bile onların gözünde itaatle yükümlü zencilersiniz. Sandıktan çıkmış olsanız bile siz ülkeyi yönetme hakkına sahip olmayan bir cins müstevliler olarak görülürsünüz” diyen Metiner, “Yönetmek de hükmetmek de bir tek onların hakkıdır. Zira bu ülke onların, bu Cumhuriyet onların. Siz ise ‘saray’la tesmiye olunan gaflet, dalalet ve hıyanet odaklarının ta kendisisiniz. Osmanlı için o meydanda dediklerine bakmayın siz. Asıl kastettikleri bugünkü sizlersiniz, bizleriz yani. Boşuna ‘saray’ deyip durmuyorlar.” görüşünü lisana getirdi.
Bu kümenin “Demokrasi, sandıktan ibaret değildir” diyerek üstte çıkmaya çalıştığını yazan Metiner, özetle yazısına şöyle devam etti:
“Yunan’ın işgalini ve mezalimini eleştireceğine kalkıp Yunan ağzıyla geçmişine küfredersen sen ulusal uğraşın ruhuna ve varlık sebebine düşmanlık etmiş olursun.
Osmanlı-saray metaforu üzerinden asıl sandıktan çıkan bugünkü ulusal iradeyi müstevli Yunanlardan daha tehlikeli gösterirsen demokrasiye ihanet etmiş olursun.
İzmir’i güya zalim Yunanistan’ın değil de Osmanlının işgalinden kurtarmışız üzere bir anlayışla sahiplenmek, asırlarca bir Osmanlı kenti olan İzmir’den Yunan zulmüne tek laf etmezken Osmanlı’ya sövüp saymak ne Cumhuriyetçiliktir ne de Atatürkçülük.
Unutmasın hiç kimse: İzmir’i acımasız Yunan işgalinden kurtaranlar o tarihte Padişaha, hilafete ve saltanata bağlı olan Osmanlı paşaları ve neferleriydi.”
Yazının tamamını okumak için