İş aş yok çocuk var

 

ÇİĞDEM YILMAZ / Azez – Fotoğraf: Can Erok – Suriye’de yıllardır devam eden savaş nedeniyle milyonlarca kişi ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Ülkede kalanların büyük bir çoğunluğu ise sınır hatlarına yakın kamplarda hayata tutunmaya çalışıyor. Halep’e bağlı Azez kırsalında birçok çadır kentini ziyaret ettik, gördüğümüz manzara içler acısıydı. 2018 yılında da yine aynı tarihlerde Suriye’deki çadır kentleri ziyaret etmiştik, aradan geçen 4 yıl içerisinde bu çadır kentlerde olumlu yönde bir değişikliğin olmadığını gördük. Dip dibe yerleştirilmiş 8-10 metrekarelik çadırlarda ağırlıklı olarak kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Ortalama 6 kişinin yaşadığı bu çadırlardaki en büyük sorunlardan biri de hijyen. Ziyaret ettiğimiz her çadırda ağır bir koku hakimdi. Mayıs ayı olmasına karşın çadırlar aşırı derecede sıcaktı. Çadırda yaşayanların en büyük sıkıntısı da çadırların yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olması. Suriyeliler, yağmurla birlikte kaldıkları yerin çamur deryasına dönüştüğünü ve çadırların suyla dolduğunu söylüyor.

Kadınlar istemiyor

Öte yandan çadır kentlerde yaşayanların herhangi bir gelir kaynağının da olmadığını öğreniyoruz. Geçimlerini yardım kuruluşlarının dağıttığı gıda kolileriyle sağlıyorlar. Ancak buna rağmen her ailenin en az 6-7 çocuğu var. Binlerce Suriyeli çocuk, savaşın gölgesinde çadırlarda gözlerini dünyaya açmış. Hayatları çadır kamplarında başlayan bu çocuklar ev ortamını hiç görmemiş. Sağlıksız ortamlarda büyüyen bu çocuklar eğitimden de uzak. Konuştuğumuz ailelerde, erkeklerin büyük bir çoğunluğu fazla çocuk yapmayı rızık olarak değerlendirirken, kadınlar ise çok fazla çocuk istemediğini söylüyor. Ancak kadın ve erkekleri çoğu korunma yöntemlerinden habersiz.

1 çadırda 8 kişi

İdlib’ten 2.5 yıl önce Azez’deki çadır kampına geldiğini söyleyen 6 çocuk babası Yunus Eyhu Ehşih (40) çocukları ve eşiyle yaklaşık 7 metrekare bir çadırda kalıyor. Savaş başladıktan sonra evinin bombalandığını söyleyen Ehşih, “Evimiz bombalandıktan sonra İdlib’teki çadır kentlerinde bir süre kaldık sonra buraya geldik. Çadırda kalmak zor, kışın aşırı soğuk oluyor, çadırları su basıyor, şimdi de çok sıcak. Biz de ev istiyoruz” dedi. Eşi Neva Abdurrazak Vahap (33), eşinin de kendisinin de artık çocuk istemediğini hatta son çocuklarını istemediklerini söyledi. Bunun üzerine yanımızdaki rehbere buradaki kadınların korunma yöntemini bilip bilmediğini sorduğumuzda da, birçok kadın ve erkeğin bilmediğini aktardı.

‘Giden kurtuldu’

Suphi Şabani Elraşit (35) de, 12 yıldır 3 çocuğuyla birlikte çadırlarda yaşamını sürdürdüğünü söylüyor. Eşini 5 yıl önce uçak saldırısında kaybettiğini söyleyen Elraşit, “Bizim savaştan önce evimiz vardı, sıkıntımız da yoktu. Savaş her şeyimizi götürdü. Çadırlarda yaşamak çok zor, yapılan yardımlar yeterli değil. Dönecek bir evimiz yok. Gidenler hayatını kurtardı. Burada da çözüm yok, savaşta bitecek gibi değil” dedi.

‘Giden kolay kolay dönmez’

Suriye’de bize tercümanlık yapan İsmail İbrahim (57), yıllardır Azez’deki tüm çadır kentlerdeki yardım dağıtımdan sorumlu. Bölgedeki çadır kentlerindeki hemen hemen tüm olaya hakim olduğunu ifade eden İbrahim, Suriye’yi terk edenlerin kolay kolay Suriye’ye dönmeyeceğini belirterek şunları söyledi: “Hala bölgeden Türkiye’ye kaçak yollarla giden insanlar var. Burada sıkıntı sadece ev değil. Ev bir şekilde yapılsa bile, bu insanlar burada ne yapacak, nasıl geçinecek. Asıl sorun geçim sıkıntısı. Hele ki, gidip Türkiye’ye yerleşip, işini gücünü kurmuş insan hiç dönmez. Benim burada bir evim var. Ancak 3 çocuğum Türkiye’nin farklı yerlerinde ve gelmeyi de düşünmüyorlar. Çünkü, iş yok. Bir de burada da hayat çok pahalı. Bir koli yumurtanın fiyatı Türkiye’de ne ise burada da o. Ama burada maaşlar çok az. Bir öğretmenin maaşı en fazla bin 100 TL.”

‘Kaçırılan çocuk sayısı fazla’

Çadırda güvende olmadığını söyleyen 3 annesi Fatma Mahmut Elgarif (29) şunları söyledi: “Eşimi 2014 yılında kaybettim. En küçük çocuğum babasını hiç görmedi, eşim öldüğünde hamileydim. Savaştan önce 3+1 evimiz vardı, yıkıldı. Geriye hiçbir şeyimiz kalmadı, şimdi burada yaşıyoruz. En büyük korkum çocuklarım. Burada çocuk kaçırılması çok fazla. En son Ramazan Bayramı’ndan bir ay önce 5 yaşında bir kız çocuğu kayboldu.”

‘Umudum yok’

Savaşın biteceğine dair umudunun olmadığını söyleyen 4 çocuk annesi Nuseybe Mahmut Deymen (30), “Savaştan önce hepimizin evi vardı. Şimdi çadırdayız, sürekli oradan oraya gidiyoruz. Kalacak sabit bir yerimiz yok. Kışın soğuktan uyuyamadığımız oluyordu. Burada geçen kış çadırlar yandı ve çocuklar öldü. Biz de kafamızı sokacak sıcak bir ev istiyoruz” diye konuştu.

YARIN: ‘İkinci eş olmayı istemedik’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir