İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve bu planların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ait müzakerelerin yapılacağı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Kontratı 27’nci Taraflar Konferansı (COP27) dün başladı. Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen tepenin ana gündem hususu, gelişmekte olan ülkelerin iklim krizi nedeniyle uğradığı ekonomik kayıpların, iklim krizinin ortaya çıkmasında tarihi sorumluluğu en yüksek olan Batı ülkeleri tarafından tazmin edilmesi manasına gelen ‘Kayıp ve Ziyan Mekanizması’na fon ayrılması. Geçen ağustos ayında muson yağmurları sonucu oluşan seller nedeniyle bin 700 kişinin hayatını yitirdiği, on binlercesinin yaralandığı ve milyonlarca vatandaşın evsiz kaldığı Pakistan’da hükümet; global birinciyim değişimine en fazla katkısı olan güçlü ülkelerin, oluşan ziyanı karşılamasını istemişti.
SÖZLERİNDE DURMADILAR
BM bilgilerine nazaran, gelişmekte olan ülkelerde iklime ahenk planları için 2030’a kadar yıllık 160 ila 340 milyar dolar ortasında finansmana gereksinim duyulmasına karşın, 2020’de bu ülkelere sağlanan global iklim ve ahenk finansmanı bu ölçünün yüzde 10’unun altında kaldı. Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin tesirleriyle çaba için 2009’dan itibaren kendilerine taahhüt edilen fakat hiçbir yıl tam olarak ödenmeyen yıllık 100 milyar dolarlık iklim tazminatının taahhüt edildiği biçimde ödenmesini talep ediyor. İklim değişikliğiyle çaba alanında dünyadaki en kapsamlı tepe olan COP27’ye, yaklaşık 190 ülkeden 40 binin üzerinde iştirakçi, 100’den fazla devlet önderi ve siyaset yapıcının katılması bekleniyor. Sanayi öncesi periyoda nazaran halihazırda 1,1 derecenin üzerine çıkan global sıcaklık artışını yüzyıl sonuna kadar 1,5 dereceyle sonlandırma gayesini gerçekleştirmek için ülkelerin açıkladığı ulusal katkı beyanlarının güçlendirilmesi de doruğun değerli başlıklarından birisi.