Banyo topu yapmaları için insanlara hammadde satarak geri alımlarda üç katı kar vaat eden deterjanpazarı.com firması, banyo toplarını satın alma üzerine bir sistem kurdu.
Örneğin; sisteme 50 bin lira ödeyerek giren bir kişi, eserleri teslim ettiğinde 150 bin lira alabiliyordu. Şirket evvelce bu parayı 30 günde geri ödüyordu. Lakin bir mühlet sonra vadeler 60 ve 95 güne çıktı. Kurban Bayramı öncesi ödemeler aksamaya başlayınca çok sayıda vatandaş şikayet sitelerine durumu anlatan notlar yazmaya başladı. Ayrıyeten şirketin telefonlarına ve WhatsApp çizgisine da ulaşılamıyordu. Şirket evvel dolandırıcılık tezlerinin temelsiz olduğu yolunda açıklama yaptı.
İNTERNET SİTESİ KAPANDI
Ancak dün prestijiyle şirketin internet sitesi kapandı. Yalnızca Instagram sayfası açık. Orada da şirketin Kahramankazan’daki fabrikasında 14 Ağustos’ta yemek düzenleneceği, Süleyman Kocabaş’ın açıklamalar yapacağı belirtiliyor. Süleyman Kocabaş şu an ortada yok. Mağdurlar toplumsal medyada oluşturduğu kümelerde Kocabaş’ın kaçmış olabileceğini belirtiyor.
FABRİKA ÖNÜNDE TOPLANDILAR
Sisteme dahil olarak kar elde etmeye başlayan 40 bin üyenin kimileri, son aylarda almaları gereken fiyatların ödemesinin yapılmadığını, eserleri satın alan kimse olmadığını ve yetkililere ulaşamadıklarını sav ederek Ankara’nın Kahramankazan ilçesi Saray Mahallesi’ndeki fabrika önünde toplandı.
POLİS TEDBİR ALDI
Fabrika önündeki yüzlerce vatandaş kolilere ziyan vererek, idare ofisine çıkmaya çalıştı. Olay yerine gelen polis takımları alanda taşkınlık oluşmaması ismine tedbir aldı.
“200 BİN LİRALIK ZİYANIM VAR”
Fabrika önüne toplanan vatandaşlardan Seyithan Topaklı, kendisinin 40 bin, etrafının ise toplam 200 bin lira ziyana uğradığını sav ederek, “İlk başlarda bir eza yoktu. 30 günde teslim ediyorduk, paramızı alıyorduk. Bu evvel 60 güne, daha sonra 90 güne çıktı. Şu an hiçbir halde ne paramızı alabiliyoruz ne eserlerimizi teslim edebiliyoruz. Bu 2 yıldır devam eden bir sistem. Geçen yıl da tekrar bu türlü paramızı alamadığımız bir periyot olmuştu lakin bu kadar uzamamıştı. İnternet siteleri kapalı, kimseye ulaşamıyoruz. Bir yetkili yatıracak paramız yok diyor, birisi 2 güne yatacak diyor. Haziran ayından beri bizi erteliyorlar. En son namus kelamı verdiler lakin Süleyman Bey’e ulaşılamıyor. Çok mağduruz, kendi ziyanım 40 bin lira. Aileme, arkadaşlarıma da tavsiye ettim, toplam etrafımla birlikte 200 bin liralık ziyanımız var. Onlarla birlikle geldik, daima birlikte hakkımızı aramaya çalışıyoruz” dedi.
FELÇ GEÇİREN VAR
Yaşanan olaylardan dolayı mağdur olduğunu tez eden Remzi Ateş, kendisinin ve akrabalarının birçok problem yaşadığını, bir akrabasının hudut krizi geçirerek intihar teşebbüsünde bulunduğunu anlattı. Ateş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ben bir eşeklik ettim, güvendim bu işe girdim. Her şeyimi yatırdım. Parmağımızdaki yüzüklere kadar sattım. Geldim Süleyman Bey’le konuştum, oturdum, ağladım önünde ‘Sözüm kelam, yarın paran elinde’ dedi Süleyman Beyefendi. 1 hafta sonra geldim konuşmak için, param yatmadı. Muhafazalarından biri ‘Bugün kelam paran yatacak kardeşim, Süleyman Beyefendi kesin talimat verdi’ dedi. Ben yanmışım bitmişim. Ben Süleyman Bey’e ‘Ayın 10’unda konut sahibime senin kelamına güvenerek teminat verdim. Şayet benim paramı yatırmaz, konut sahibim benim kapıma dayanırsa, ben de senin kapına dayanırım’ dedim. Erkek olsun çıksın şuraya. ‘Ben 9 Ağustos için kelam verdim, ödeyemedim lakin 1 Eylül’de ödeyeceğim. Biraz daha bekleyin’ desin. Herkes rahat bir halde meskenine sarfiyat. Gelsin yüreğimize su serpsin. Bizim zati beklemekten diğer dermanımız yok şu an. Halamın oğlu hudut krizleri geçirdi. Başına silah dayayacak duruma gelmiş. Haberi aldıktan sonra kaza yaptı, arabası pert oldu. ‘Ben bunun parasına güvenerek 23 bin lira maaşım var. 27 bin liralık krediye girdim. Ya kendi başıma ya onun başına sıkacağım’ diyor. Otomobilde 10 günlük çocuğu ile kaza yaptı. Çocuğu kucağında öldü. Milletin sahiden sabrı tükendi. Dün burada Süleyman Beyefendi kaçmış haberini alınca bir adam felç oldu. Hastaneye kaldırdılar. Yapmayın Süleyman Beyefendi, size söylüyorum. Buradan size sesleniyorum, birazcık merhametiniz varsa çıkın açıklama yapın. Ben elimde poşet dolusu parayla geldim buraya, ayakta karşılıyorlardı. Artık kimse insan yerine koymuyor bizi. Bu kadar insan buraya hengame çıkarmaya gelmedi. Biz buraya insanlık namına evraklarımızı istemeye geldik. Çıksın tekrar konuşsun Süleyman Beyefendi. Devlet bu yapılanları yanına bırakmaz. Ebediyen çürür mahpuslarda. Ben buraya mazot parasını borç bularak geldim. Cebimdeki para 50 lira. Ticarette insan batabilir çıkabilir, fabrikası yanabilir. Fakat bu adamda o denli bir durum kelam konusu değil şu anda. Bizim paramız o adamın elinde. Nerede olduğunu bilmiyoruz. Kaçıp kaçmadığını da bilmiyoruz. Bize yazık, bu insanlara yazık. Bir açıklama yapsınlar.”
FİRMA SAHİBİNDEN BİRİNCİ AÇIKLAMA! ÜYELERİ HATALI ÇIKARDI
Sırra kadem basan firmanın sahibi Süleyman Kocabaş ise toplumsal medyadan şirket üyelerine seslendi. Suçlamaları reddeden Kocabaş şunları söyledi:
Herkes oyuna geliyor. Makul bir küme, 100 kişiyi organize edip halkı dolandırdığımızı söylüyor. Bunu yaptığımızı düşünelim. Şirket kapanırsa ödeme yapamayacağımı düşünmenizi istiyorum. Bizimle çalışan herkesi mantıklı olamaya davet ediyorum. Ödemenin gecikmesinin ana sebebi; iki aydır bu olaylar yüzünden iş yapamamak. Birebir vakitte finansal olarak organize etmiş olduğum nakit döngüsünü yapamamaktan kaynaklı. Ben bir firma ile muahede yaptım. Lakin bu olaylar yüzünden iptal edildi. Bu olaylar sürdükçe işimi yapamıyorum. Yarın işe başlayacağım. Ödemeleri yakın vakitte yapamam. Zira para kaynaklarımız kesildi. Hiçbir banka bizimle çalışmak istemedi. Ben tekrar satış moduna döneceğim. Herkes bekleyecek. Beklemeyenler için yapacağım bir şey yok. Ödemelerle ilgili 3 aylık bir süreç istiyoruz. Kendi çalıştığınız şirketi kapattırırsanız bir daha onu almanız mümkün olur mu? Mantıklı davranalım. Herkes kendinde kusur arasın. Ben kredi çektim ödeme yapamıyorum diyorlar. Ben mi kredi al dedim.