Türkiye gazetesi yazarı Necmettin Batırel, Türkiye’nin, uyguladığı iktisat programıyla Nobel İktisat Mükafatı alacağını, “büyüme”nin, “herkesin güçlü olacağı” manasına gelmediğini savundu.
Prof. Necmettin Batırel, “Yıkıcılar neden rahatsız? Zira Türkiye’nin faiz arttırarak değil faiz indirerek uyguladığı yatırım üretim istihdam ve ihracat temelli program yılın Nobel İktisat Ödülü’nü kazanacak. Türkiye’de 1 yılda 1,5 milyon konut, 11 milyon cep telefonu satıldı. 740 bin araba satın alındı. Bunlar gökten yağmadı, vatandaşım çalıştı, biriktirdi, sahip oldu” dedi.
Batırel, şöyle devam etti:
“Büyüme denilince herkesin güçlü olacağı zannediliyor. Bu türlü bir şey olur mu? Yoksul her vakit vardır ve var olacaktır. Değerli olan onların ezilmeden, hayatlarını sürdürmelerini sağlamaktır. Bakın ‘Yeni Torba Kanun’la devlet 56 milyar liralık ceza affı getiriyor. 15 Ağustos öncesine ilişkin dar gelirlilerin 2500 liraya kadar olan icra ve haciz borçları siliniyor. Bunların toplamı 30 milyar lira… Ayrıyeten ödeme zahmeti içindeki gençler ve çiftçilerin 26 milyar liralık borçları da alınmayacak. Pekala, bu nasıl oluyor? Toplanan yüksek vergilerle gelirimiz artıyor. Devlet de bu parayla kahra düşen vatandaşına takviye oluyor. İşte büyüme budur… Ülke büyümese bu imkân sağlanır mı? Elbette hayır. Allah kimseyi borçlu bırakmasın. İnsan dara düştüğü vakit kendisine uzanan bir yardım eli çölde susuzluktan kıvranan adama ikram edilen buz üzere bir şerbet üzeredir. Onu lakin yaşayan bilir. Yürekten yapılan “Allah razı olsun” duası ne kadar makbuldür. Bunu kimse anlamıyor. Hükûmet, yoksul fukaranın duasını aldığı için dimdik ayakta…”