Miriam Toews’un, çarpıcı ergenlik romanı : Eflatun Koza

Başkahramanımız Nomi Nickel, Karmaşık Bir Nezaket’teki anlatısına “Ailemizin yarısı, güzel görünen yarısı kayıp,” diyerek başlıyor… Annesi ve ablası kadrajdan çıkınca üzgün ve tuhaf babasıyla yalnız kalan Nomi, günlerini ailesinin nasıl bölündüğünü anlamaya çalışarak ve East Village’ın eteklerinde yer alan tavuk kesimhanesi Mutlu Aile Çiftliği’ndeki kaçınılmaz kariyerini düşünerek geçiriyor.

Aynı anda hem kasvetli hem de eğlenceli bir dile sahip olan bu roman, nefes aldırmayan, baskıcı bir din tarafından yönetilen kasabada, yok olmaya yüz tutmuş ailesinin kalıntıları arasında kapana kısılmış Nomi’ye göre dünyayı ele alıyor.

Onun gülünç ve eşsiz sesi, bildikleri tek toplulukla çatışmaya girdikçe dağılan tuhaf ve sevgi dolu bir ailenin hikâyesini anlatıyor.

Kitaptan

“Kahvaltıdan sonra Ece’nin dolabını açtım. Keskin bir naftalin kokusu burnumadoldu. Annem yeni naftalin paketleri asmış olmalıydı. Sanırım o kokunun etkisiyleEce’nin bu zamana ait biri, benim kardeşim değil de çok çok eskiden yaşamış veölmüş yaşlı bir akrabam olduğu fikrine kapıldım. Böyle düşününce birdenuzaklaşıverdim ondan. Eti etimden koptu sanki, hafifledim. Kırmızı bir kazak,siyah bir kot ve onun giymeye kıyamadığı süet botlarını aldım dolaptan. Annem hiçistemez ona ait şeyleri giymemi. Ece’yi hatırlatıyormuşum ona. Her öyle dediğinde, “İyiya, belki beni o sanıp daha çok seversin?” diye lafı oturtmak gelir içimden ama diyememtabii. Düşündüklerini söyleyebilenlerden olmadım, o aşamaya hiç gelemedim. Aklımdangeçenleri eleme dönüştürebiliyorum ancak.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir