Araştırmacılar tarafından hazırlanan bir rapora nazaran, gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan piyasaların meselelerle boğuşması toplumsal huzursuzluk riskini artırdı. Rapora nazaran ülkeler Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle alevlenen enflasyon ve karışıklık ile boğuştukça dünya genelinde toplumsal huzursuzluk riski yükseldi.
İngiltere merkezli global risk ve stratejik danışmanlık firması olan Verisk Maplecroft’un oluşturduğu Sivil Huzursuzluk Endeksi’nde izlenen 198 ülkeden 101’inde toplumsal huzursuzluk riski 2022’nin üçüncü çeyreğinde arttı. Böylelikle; enflasyon, çatışmanın üstesinden gelme sistemleri ve huzursuzluğun tesiri üzere faktörleri kıymetlendiren bir dizi datadan türetilen endeksin hesaplanmaya başladığı 2016’dan bu yana görülen en büyük risk artışı gerçekleşmiş oldu.
Sözcü’nün aktardığına nazaran Ukrayna’daki savaş nedeniyle güçlü bir kışa hazırlanan Avrupa’da ve temel besin unsurlarında sert fiyat artışlarının yaşandığı gelişmekte olan ülkelerde huzursuzluk potansiyelinin arttığı belirtildi. Araştırmacılar, tehdidin önümüzdeki aylarda artacağı görüşünde.
Zengin ülkelerde de risk artıyor
Araştırmaya nazaran güç kıtlığı mümkünlüğünün daha yüksek olduğu Almanya üzere varlıklı ülkelerdeki risk de daima artıyor. Öte yandan enflasyonun otuz yılın en yüksek düzeyinde olduğu ve yetkililerin yüksek fiyatların devam edeceği konusunda uyardığı İsviçre’de de artış kaydedildi. Rapora nazaran, huzursuzluğun azalması sırf besin ve güç fiyatlarında ‘önemli bir düşüş’ ile mümkün.
Öte yandan gelişmekte olan ülkeler de sıcak noktalar olarak görülüyor. Bu noktalardan en kıymetlisi bu yıl yaygın protestoların yaşandığı Sri Lanka. Araştırmacılar Cezayir’in de önümüzdeki altı ay için büyük risk potansiyelini gösterdiği görüşünde.
“Türkiye’de tansiyon şimdiden yükselmeye başladı”
Raporda ayrıyeten Türkiye ile ilgili de bir kıymetlendirme de yer aldı. Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve toplumsal tansiyonlarının 2023 seçimleri öncesinde şimdiden yükselmeye başladığı belirtildi. Ankara’nın para siyasetine yönelik inanılmaz heterodoks yaklaşımının ülkeyi son makro baskılara karşı daha savunmasız hale getirdiği de vurgulandı.