YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin Meclis küme toplantısında konuştu.
Akşener, geçen hafta Meclis’te AK Parti heyeti ile HDP ortasındaki görüşmeye ait, “Resim yeterlice netleşti, saflar aşikâr oldu. AK Parti vekilleri, PKK’yla bir tuttukları HDP ile, birebir masaya otururken utanmadılar. İşin enteresan tarafı, HDP vekilleri de, genel liderlerini tutukladığı, belediyelerine kayyum atadığı için, sabah akşam eleştirdikleri, AK Parti ile, tıpkı masaya oturmaktan, zerre utanmadılar. Ya görüyor musunuz? Yazgıya bakın, kimler kimlerle yan yana geldi. Demek ki neymiş? İki taraf için de, unsurlar, kıymetler, öykü, at pazarlığı şahaneymiş” diye konuştu.
İlkokul, ortaokul ve lisedeki öğrencilere bir öğün fiyatsız yemek verilmesi teklifinin reddedilmesiyle ilgili “16 milyon öğrencimiz için talep ettiğimiz ölçü yaklaşık 22 lira, bir dolardan biraz fazla. Yani iktidar çocuklarımıza bir doları bile çok gördü” dedi.
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Biz DÜZGÜN Parti olarak üç maymunu oynamayacağız. Acı gerçeklerin karşısında susamayız, susmayacağız. Geçtiğimiz günlerde Ankara milletvekilimizle Erzurum milletvekilimiz Bütçe Komitesi’ne bir teklif sundular. İlkokul, ortaokul ve lisede okuyan 16 milyon öğrencimize günde bir öğün yemeğin fiyatsız olarak verilmesiydi. Zira çocuğunu okula kahvaltısız göndermek zorunda kalan annelerimizin feryadını dinledik. Cumhur İttifakı ne yaptı, her zamanki üzere teklifimizi reddetti. 16 milyon öğrencimiz için talep ettiğimiz ölçü yaklaşık 22 lira, 1 dolardan birazcık daha fazla. Yani iktidar çocuklarımıza bir doları bile çok gördü. Aile dostu Hariri’nin cebine 24 milyar lira koydu, Ankapark denen ucubeye 14 milyar lira harcadı fakat bizim çocuklarımıza bir doları çok gördü.
SEFALET ENDEKSİ’NDE TARİH YAZARAK BİRİNCİ OLDUK: İktidarın birbirinden yanlış tercihlerinin sonucunda yoksulluk o kadar derinleşti ki buna yoksulluk diyemeyiz. Bu sefalettir. Bu gerçeği yalnızca biz söylemiyoruz. Sefalet Endeksi de birebir şeyi söylüyor. Türkiye 93,3 puanla Arjantin’e fark atarak birinci oldu. Sefalet Endeksi’nde tarih yazarak birinci olduk. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en makûs durumda olduğumuz ortaya çıktı. Bay krize nazaran bunlar yeterli günlerimiz. Parlamenter Sistem’de istikrar yokmuş, buzdolabı da yoktu, iktisat müflis durumdaymış. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle Türkiye’ye istikrar gelmiş, sağlıklı iktisatla yolumuza devam ediyormuşuz. Artık emin oldum, biz bu arkadaşla birebir ülkede yaşamıyoruz. Hatta biz tıpkı cihanda, tıpkı uzay-zaman düzleminde yaşamıyoruz. Artık gerçeklik algısını kaybetmiş durumda. Adeta paralel kozmosta yaşıyor.”
BU UCUBE SİSTEMİN NEDEN OLDUĞU YIKIMI GİZLEYEMEZSİN: Sayın Erdoğan bu paralel kainata sığınarak ülkemizi düşürdüğümüz durumdan daha fazla kaçamazsın. Bu ucube sistemin neden olduğu yıkımı gizleyemezsin. Pollyanna ve arkadaşlarına sorarsanız sefalette dünya rekorumuz oldu derler. Bay kriz ve ucube sisteminin yaşattığı tek ıslahat bu değil. Enflasyon sayılarıyla üretici fiyat endeksi yüzde 157,7’ye ulaşarak 40 yıllık rekoru kırdı. TÜFE de yüzde 85,5’a ulaşarak 1998 yılının Haziran ayından sonraki en yüksek artış oranıyla son 24 yılın rekorunu kırdı. Bir de bu açıklanan sayılar resmi sayılar. İTO’nun enflasyon oranı yüzde 108,8, ENAG’ın sayısı ise yüzde 185,3. İktidarın sayılarla ortasının hiç âlâ olmadığını biliyoruz.
UCUBE SİSTEMLİ YILLARI ŞİMDİDEN SAYMAMAYA BAŞLADILAR: İktidarın mazeretler furyasında saymazsak trendi var. Son yılları saymazsak enflasyon yüzde 8,9’muş. Son yıllarda ne oldu, sistem değişti. Başımıza bela olarak partili cumhurbaşkanlığı geldi. Ucube sistemli yılları şimdiden saymamaya başladılar. Kendini saymazsak trendine kendini kaptıranlara söylüyorum; siz muhalefette otururken biz bu ucube sistemden kurtulacağız, sonra ziyanları telafi edeceğiz. İşte o vakit son 20 yılı saymazsan çok huzurluyuz diyeceğiz. Son 20 yılı saymazsak bolluk içindeyiz diyeceğiz.
GOGOL BİLE BU KADARINI YAZAMADI: Açlık sonu taban fiyatın yüzde 35 üzerinde kalıyor. Milletimiz kış için mont alırken bile bankaya borçlanmaya başladı. Kimi bankalar 36 ay vadeli kredi bile açtılar. Bay Kriz ve saz arkadaşlarını tebrik etmek lazım zira Gogol bile bu kadarını yazamadı. Gogol’un ‘Palto’ öyküsündeki baş karakter bile palto parasını 6 ayda toplamıştı. Sayın Erdoğan’ın trajik iktisat modelinde bir mont için 3 yıllık taksit gerekiyor.
AÇILIMCILAR KUMPANYASI, YİNE SEYİRCİSİYLE BULUŞUYOR: Ve beklenen, nihayet gerçekleşti. Açılımcılar kumpanyası, tekrar seyircisiyle buluşuyor. Kumpanyacılar, en sonunda, merdiven altlarında yürüttükleri, sufle çalışmasını bırakıp, kamuoyuna, fotoğraf verme basamağına geldiler. Kumpanya afişi ve basın bülteni, şöyle olmalı: “Cumhuriyete karşı, el ele, omuz omuza…” “Yüz yıllık yıkım süreci olan, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, anayasa değişikliği kisvesiyle, sokulacak yeni çomaklar, kaşınacak yaralar ve verilecek yeni hasarların, büyük tiyatrosuna, hepiniz beğenilen geldiniz.” “Başı sıkışınca, “vesayet” diyenlerle, Başı sıkışınca, “demokrasi” diyenler, tekrar bir ortada.” “Uzun bekleyiş artık sona erdi. Karşınızda; ‘Açılımcılar kumpanyası'”
ERDOĞAN SONUNDA MURADINA ERMİŞ: Aslında hiç ayrılmadılar ki… Esasen hiç küsmediler ki… Zira onlar birbirine, kalple bağlı, ruhla bağlı, zihinle bağlı. Dahası, onlar birbirine, omerta maddeleriyle bağlı. Onlar birbirine, uzattıkları kırmızı karanfillerle bağlı. Evet, aşikâr ki, “Açılımcılar kumpanyası”, yine seyircisiyle buluşuyor. AK Parti ve HDP milletvekilleri, Sayın Erdoğan’ın direktifleriyle başlayan, anayasa üretim süreci için, bir ortaya gelip, epeyce memnun, sevinçli ve sevinçli, bir manzara vermişler. Ne diyelim, Allah bozmasın. Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, bir müddettir, fellik fellik, bir arayış halindeydi. Arıyordu, tarıyordu, bir türlü bulamıyordu. Sonunda muradına ermiş. 6’lı masanın sağında, solunda, altında ararken; kendisi nihayet, HDP’yi, kendi bakan ve milletvekillerinin, yanında bulmuş. Fakat görüyorum ki, bu tablonun içinde barındırdığı çelişkileri, anlamakta zorluk çekenler, garipseyenler var. Hatta, Ak Parti’yi içine düştüğü tutarsızlıktan ötürü, eleştirenler de var. Ancak açıkçası, biz bu durumu, hiç garipsemedik. Zira biz, Sayın Erdoğan’ı çok güzel tanıyoruz. Kendisinin, yalnızca koltuğu sallanana kadar var olan, vatanseverliğini, biz, en başından beri biliyoruz. Hatırlayın; Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçebilmek için, PKK ile yürüttüğü, “Açılım Süreci’ni”, o başlatmıştı. Hatırlayın; Oslo’yu o planlamıştı. Habur’da konfetileri, o patlatmıştı. Hatta teröristlere, lahmacun partileri bile vermişti. Hatırlayın; İstanbul seçimlerini kazanabilmek için, Teröristbaşı’nın mektubunu, devletin kanalında, tekrar o okutmuştu. Zira Sayın Erdoğan için, PKK’yla masaya oturmak ile, PKK’ya karşı uğraş etmek ortasında, ideolojik bir fark yok. Zira; onun tek bir ideolojisi var: o da, “iktidarda” kalmak. Şayet ki, şimdiye kadar, Sayın Erdoğan’a, iktidarı müjdeleyen şey, açılım süreci olsaydı; geçtim HDP’yi, bugün, PKK’yla müttefik olurdu.
YETER Kİ, KENDİ İŞLERİ GÖRÜLSÜN, HER TÜRLÜ KILIĞA GİRERLER: Bakın, Sayın Erdoğan, en başından beri; ne demokrasiye, ne sivilleşmeye, ne tahlile, ne de terörle çabaya inandı. Zira; onun ve etrafındakilerin, bu cins fikirlerle, mefkurelerle, siyasi programlarla ve tutarlılıkla, işi yoktur. Kâfi ki, kendi işleri görülsün, her türlü kılığa girerler. Tertipleri sürsün diye, her şeyi mübah görürler. Bu yüzden, biz 2023 seçimlerinde; sanıldığının bilakis, yalnızca Sayın Erdoğan’ı yenmeyeceğiz. Biz aslında, bu prensipsizliği yeneceğiz. Biz aslında, bu omurgasızlığı yeneceğiz. Biz aslında; İktidarını korumak için, bir gün FETÖ’yü, bir gün PKK’yı muhatap almaya bile razı olan ve bu işbirliklerinin, acı sonuçlarını ödememek için de, formdan şekile giren, bir büyük iki yüzlülüğü yeneceğiz.
KADERE BAKIN, KİMLER KİMLERLE YAN YANA GELDİ: Ak Parti ve HDP’yi, bir masanın etrafında buluşturan bu tablo, YETERLİ Parti’nin, tarihin, yanlışsız tarafında durduğunu, göstermesi bakımından da, epey değerli. Zira biliyorsunuz, uzun vakittir; AK Parti cenahı, akıllarınca bizleri, HDP ile zımnî ittifak kurmakla, itham ediyordu. Birtakım HDP’liler de, bu açıklamaları, tebessümle karşılayıp, bizi faşistlikle, faili meçhulcülükle, suçlayacak kadar alçalıyordu. UYGUN Parti’yi yaftalayanlarla, GÜZEL Parti’yi, izole etmeye çalışanlar, nihayet tıpkı kampta buluştu. Fotoğraf güzelce netleşti, saflar aşikâr oldu. AK Parti vekilleri, PKK’yla bir tuttukları HDP ile, birebir masaya otururken utanmadılar. İşin değişik tarafı, HDP vekilleri de, genel liderlerini tutukladığı, belediyelerine kayyum atadığı için, sabah akşam eleştirdikleri, Ak Parti ile, birebir masaya oturmaktan, zerre utanmadılar. Ya görüyor musunuz? Bahta bakın, kimler kimlerle yan yana geldi. Demek ki neymiş? İki taraf için de, prensipler, kıymetler, öykü, at pazarlığı şahaneymiş.
Bu saatten sonra kimse, milletimize, vatan-millet-beka tiratları atmaya kalkmasın.Hele demokrasi, barış ve müzakere hamasetine, hiç başvurmasın. Bu makyavelist görüşme vesilesiyle, artık takke düşmüş, kel görülmüştür. Bu kadar açık. (HABER MERKEZİ)