Ünlü oyuncu Hazal Kaya, marka yüzü olduğu markanın yeni dönem koleksiyon tanıtımında açıklamalarda bulundu. Marka takıntısı olmadığını belirten Hazal Kaya “Doğal kumaşlardan ve geri dönüşüm kumaşlardan da pek çok şey var kreasyonda, çok bayılıyorum hepsine. Sürdürülebilirlik kıssası değerli benim için. Görmüşsünüzdür yıllardır pek çok ayakkabıyı, ceketi, montu üst üste giyerim, yıllarca giymekten sıkılmam. İnsanların bunu görmesi de memnun ediyor zira sürdürülebilirlik hepimizin sıkıntısı olmalı. Alışverişe çok harcamam çok da azar işitirim bu yüzden, ‘Artık yeni bir şey al’ diye, bu alışveriş çılgınlığına bu kadar kapılmadan sürdürülebilirliğe kıymet vermek. Hiç o denli marka takıntım yok” diye konuştu.
“OYNARKEN KENDİMİ ELEŞTİRİRİM”
Hamileliğin çalışmasına pürüz olmadığını tabir eden Hazal Kaya “Hamilelik mahzur olmuyor artı birle sete gidiyorum. Çalışmak bana güzel geliyor” diye konuşurken, “Oyunculuğunuzla ilgili siz kendinizi eleştirir misiniz?” sorusu üzerine “Çok aklına fikrine güvendiğim arkadaşlarım var, bir de ben kendi fikrimi önemsiyorum. Olabildiğince de objektif olduğumu düşünüyorum. Ben kendime çıkarımalar yapıyorum. Eleştirimim kendimi üstüne konuşmayı da severim. O denli bir derdim yok yani” kelamlarını kullandı. Kız annesi olacağın için heyecanlı olduğunu ve şimdiden tütü ve taçlar baktığını da kelamlarına ekleyen oyuncu kelamlarına şöyle devam etti: “Enteresan geliyor kız annesi olmak, zira birincisinde çok emindim erkek olacağına. Bunda da çok kız olacağına emindim. Bu türlü küçük küçük pembe etekler, tütüler ve taçlar bakıyorum. Değişik bir şeymiş. Yakın arkadaşlarım çok heyecanlı bu türlü süsleyeceğimiz bir bebek geliyor diye. Bakalım neye çevirecekler çocuğu göreceğiz doğduktan sonra”
“ESKİ İSİM SEVİYORUZ”
Doğacak kızının birinci ismine kendisinin de ismi olan Leyla’yı verdiklerini söyleyen Kaya, ısrarlı sorular üzerine ikinci ismin Süreyya olacağını açıkladı. Süreyya’nın sevdiği bir isim olduğunu ve daha çok eski klasik isimleri sevdiklerini anlatan Hazal Kaya “İki isim olacak, Fikret’e Ali dedik. kıza da Leyla deyip benim adımı verdik aslında. İkincisine de bakıyoruz var bir sevdiğimiz isim. Haydi söyleyeyim Süreyya olacak. Leyla Süreyya. Çok istediğim bir isimdi. Fikret için de daima ‘büyüklerim dedelerin ismi mi?’ falan dediler ancak biz bu türlü eski isim seviyoruz aslında. Biz babyshower yapmıyoruz. isteyen istediğini yapsın. Ben bu türlü kutlamalar, tertipler falan hele bu türlü son devirlerde Fikret de kalabalıktan boğulmuştum. O vakit nasıl hissedersem o denli yaparım” biçiminde konuştu.