İstanbul’un yaz geceleri sanatla aydınlanıyor. Müzik ve caz şenliklerinin akabinde Milletlerarası İstanbul Opera şenliğinin 13.’ sü başladı. Bu sefer Haliç kıyısında, Haliç Kongre Merkezi’nin büyük bahçesine kurulmuş sahnede. Küçülmeye başlasa da dolunayın Haliç’e vuran ışıklarıyla, tenorlarımızın sesleri ve icralarıyla büyülendik. Şenliğin açılış konseri “7 Tenor”du. Daha evvelden de duyurduğumuz üzere, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın şef Zdravko Lazarov’un idaresindeki orkestra, Bülent Külekçi, Hüseyin Likos, Aydın Uştuk, Bülent Bezdüz, Fazilet Erdoğan, Levent Gündüz ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Direktörü Murat Karahan’ın performanslarına eşlik etti. İki kısımda sahne alan tenorlar, ünlü operalardan aryaları seslendirdi, sonrasında da daima birlikte O Sole Mio’yu! Doğal ki Granada, Malaguena, Palyaço üzere çok bilinen ve sevilen modüller çok alkışlandı, ancak hepsi kusursuz, hepsinde tenorlarımızın performansı harikuladeydi. O Sole Mio’yu daima birlikte söylerken birlikte ve tek performansları ile tekrar tekrar çağırdık sanatkarlarımızı.
TOSCA HEYECANI
20 Temmuz’da şenliğin en değerli şovlarından Puccini’nin Tosca’sı ünlü soprano Angela Gheorghiu’nun da iştirakiyle sergilenecek. Sahneye Zeliha Berksoy koydu, Murat Karahan da başrolde, şimdiden yer kalmamış. Haliç Kongre Merkezi’ne Üsküdar’dan kalkan ve Karaköy’e de uğrayan Eyüp seferiyle denizden gitmek kolay ve mümkün. Keşke dönüş için de birkaç geceliğine geç sefer konulsa. Otobüsler de var ancak oldukça seyrek. Aracıyla gelecek olanlar için ise otopark geniş. Arkeoloji Müzesi’nin bahçesindeki geçmiş şenliklerde sopranoları da topluca izlemiştik. Keşke bu kere de olsaydı; şenliğin olmazsa olmazlarından Saraydan Kız Kaçırma, IV. Murat ve doğal ki Carmen ise heyecanla beklediğimiz başka performanslar. Kaçırmayın derim.