Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı ve ekonomist Fatih Özatay, yüzde 70’e dayanan enflasyon ortamında faizin bir anda yüzde 14’ten şok faiz artışıyla enflasyon seviyesine çıkarılmasının ekonomide başka şoklar yaratacağını belirtti. Özatay, esas çözümün “ciddi ve inandırıcı” bir ekonomi politikası olduğunu ifade ederek, bu yolla politika faizinin keskin bir şekilde artırılmasına da gerek kalmayacağını aktardı.
Özatay, ciddi bir ekonomik programın risk primlerini düşüreceğini, beraberinde kurlarında düşeceğini aktararak, Dünya gazetesindeki yazısında şunları yazdı:
“Uygulanan ekonomik programın devamı konusunda uygulayanların ne kadar ciddi oldukları elbette başlarda sınanacaktır. Bu süreçte, Merkez Bankası’nın politika faizini ‘yeteri kadar’ yükseltmemesinin, tüm programın başarısını tehlikeye atacağı düşünülürse de bir başka alternatif ortaya çıkar. Şu: Merkez Bankası o andaki enflasyonla uyumlu biçimde politika faizini sıçratır. Ama programın, temel sorunları hangi yollarla çözmekte olduğunu kuvvetle vurgular. Bir süre sonra riskin ve kurun belirgin biçimde düşeceğini belirtir. Beraberinde enflasyonda keskin bir düşüş olacağını açıklar. Ancak enflasyondaki ilk düşüş gözlenene kadar bir adım atmayacağını söyler. Enflasyonda ilk düşüş yaşanmaya başlandığında ise “bakın daha önce belirttiklerimiz bir bir gerçekleşiyor” mealinde bir açıklama ile birlikte politika faizini de düşürür. Bu aşamada enflasyon tahminlerini ön plana çıkarır ve hızlı faiz indirimlerinin sinyalini verir.
Bu süreçte kur KKM kademeli olarak sonlandırılır. Riskin ve döviz kurunun düştüğünü gören mevduat sahiplerinin dövize yönelmeleri için bir neden kalmadığından, dövize hücum yaşanmaz. Ekonomi programının başarısı ve uygulayanların programı sürdürmekteki kararlılıkları ikna edici biçimde görülmeye başlandığında ise programlı döviz satın alma ihaleleri başlatılır; döviz rezervleri yükselme sürecine girer.“