İkinci el araç piyasasının hareketli olduğu Türkiye’de 1 günde çok sayıda ikinci el otomobil alınıp satılıyor. Binlerce otomobil arasından kendine en uygun olanını arayan alıcılar da zaman zaman satıcıların kurbanı oluyor. Bazen sahte raporlar, bazen de bir dikkatsizlik sebebiyle alıcılar, hava yastığı patladıktan sonra doldurulan, parçası değişmiş, hasarlı olduğu halde ruhsata işlenmemiş, uyarı ışıklarının önüne geçmek için direnç takılmış otomobilleri fark etmeden alıyor ve bu hataları sonradan fark ederek maddi ve manevi problemler yaşıyor. Zaman zaman alıcılar, aracı satın aldıktan sonra önüyle arkasının iki farklı otomobile ait olduğuna bile rastlayabiliyor.
Yakın zamanda İstanbul’da ekspertizi yapılan 2019 model B segmenti bir otomobilin, sahibi tarafından arkadaşından orijinal ve boyasız olarak satın alındığı, ancak otomobilde 4 kapının çıkma olarak takıldığını söyleyen Cihan Emre “Boya ölçümünde bakıldığı zaman karoseri boyasız gibi görünen aracın orta direklerinde ve şasisinde teknik ekibimiz boya tespit etti, hasar kaydı olmamasına rağmen 4 kapının kazalı bir araçtan çıkma olarak takıldığı anlaşıldı. 280-290 bin TL fiyatla satılabilecek bu araç, 355 bin TL’ye satın alınmış. Hasar kaydı geçmişi olmasa dahi, sadece boya kontrolü yeterli değil, sökme-takma ve iç bölümlerdeki boyaların tespiti tüketicileri 100 bin TL’den fazla bir olası zarardan korur.” açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Esenyurt’ta ekspertizi yapılan 2019 model bir otomobilde 4 kapının “çıkma” kapıyla değiştirilmesi, araç sahibinin ortalama 60 bin TL zarara uğramasına sebep oldu. Pilot Garage Genel Koordinatörü Cihan Emre konuyla ilgili değerlendirmede bulunurken, ikinci el otomobil satın alacaklara bir dizi önerilerde bulundu.
EN BÜYÜK HİLELER “TANIDIKLAR” TARAFINDAN YAPILIYOR
İkinci el otomobil satın alırken tüketicilerin yaşadığı mağduriyetlerin önemli bir kısmının “tanıdıklar” sebebiyle ortaya çıktığına dikkat çeken Emre, “Ülkemizde bir araç satın alırken tabiri caizse eş, dost, akraba, tanıdık, çevremizdeki otomobillere ve sahiplerine güvenerek satın alma eğilimimiz, pazarda çok fazla dolandırıcılık vakası yaşandığı için maalesef bir yanılsamayı da beraberinde getiriyor. Vatandaşlarımızın birçoğu maalesef otomobile kapsamlı bir check-up ve ekspertiz yaptırmadan bir tanıdıktan satın alıyor, tekrar satış esnasında ekspertize giren araçta hiç ummayacakları onlarca hata ile karşılaşıyorlar. Tavsiyemiz, kimden olursa olsun alacağınız otomobili, kendinizin tercih ettiği, TSE belgeli kurumsal bir ekspertiz noktasında kapsamlı şekilde kontrol ettirin.” dedi.
“ÇIKMA PARÇADAN ZİYADE YANLIŞ BEYAN TÜKETİCİYİ ZARARA SOKUYOR”
Çıkma parça tespit edilen araçla ilgili yorum yapan Emre “Boya ölçümünde bakıldığı zaman karoseri boyasız gibi görünen aracın orta direklerinde ve şasisinde teknik ekibimiz boya tespit etti, hasar kaydı olmamasına rağmen 4 kapının kazalı bir araçtan çıkma olarak takıldığı anlaşıldı. 280-290 bin TL fiyatla satılabilecek bu araç, 355 bin TL’ye satın alınmış. Hasar kaydı geçmişi olmasa dahi, sadece boya kontrolü yeterli değil, sökme-takma ve iç bölümlerdeki boyaların tespiti tüketicileri 100 bin TL’den fazla bir olası zarardan korur. Satın aldığınız araç hasarlı olabilir, değişeni olabilir, boyası olabilir, çıkma parça takılmış olabilir. Burada önemli olan otomobile asli değerinden daha fazla ödeyip ödemediğiniz, bu durumda çıkma parçadan ziyade otomobili satan kişinin yanlış ve eksik beyanı tüketiciyi zarara sokuyor. Orijinal diye satın alınan otomobilin dört kapısı da geçmişte kaza yapıp trafikten çekilmiş, hurdaya ayrılmış dört farklı aynı renk araçtan bu araca takılmış.” şeklinde konuştu.