Maç öncesi stada gerçek ilerlerken sözleşmesel sorunlar aklımdan geçiyor olağan.
Abdullah Avcı, herkesin istediği, beklediği kadar Beşiktaşlı olmadı örneğin.
Ee, kulüp idaresi kontrattan uzaksa, resmen okumuyorsa; gün geliyor yasal hakkını kullanıyor bir kimseler.
Aynı sıkıntı Del Bosque kontrat tazminatında da gündeme gelmişti. “O kadar heyecanlandık ki, uyuşmazlıkların CAS’ta çözüleceğine dair maddeyi okumadık” amatörlüğü, Beşiktaş idaresi için kalıtsal diyebilirim şahsen.
Bartın maden faciasının kazadan öte olduğunu düşünen taraftarın düşünmekte özgür olmadığını zikrettiği dakikalar da bir kara hüzün bulutu olarak çökerken üzerimize bir yasal hakkı kullanmak ile Beşiktaşlı olmak ortasındaki ince çizgide gidip geliyor düşünceler…
Beşiktaş takımı tamamlandığında Valerien Ismael anons ediliyor haliyle. O sırada tribünden bir ses, “je t’aime hocam”! Gülüyor herkes bu toplumsal içerikli sevgiye!
61. dakika Beşiktaş tribünleri için de “oyuncu değişikliği davet zamanı” olarak literatüre geçsin, oy verenler?