Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi konuşmasının devamında şu sözleri kullandı: “Gıda son derece stratejik ve güvenlik sıkıntısı. Biz pandemi periyodunda bu durumu yaşadık. Çiftçi ahırına gidemez oldu. Hal bu türlü olunca tedarik konusunda kırılmalar oldu. sonra Rusya Ukrayna savaşı oldu. Dünya panik oldu. Lakin ülke olarak bizim üreticimiz hem pandemide hem savaşta üretmeye devam etti.
Bir fırsat varsa biz üretiriz anlayışıyla hareket ettik. Biz burada fırsat yakaladık. Tersine biz ihracat yaptık. Hasebiyle bu hususta dünyanın hazırlıklı ülkelerinden biriyiz.
ÇİFTÇİ KAYIT SİSTEMİ E-DEVLET’TE
Üreticimiz artık cep telefonuyla kendi kaydını yaptırabiliyor. Dijitalleşme denildiğinde aklımıza teknoloji geliyor. Elinizde sağlıklı bilgi setleri oluşuyor. Bir taraftan da siz tarlada çalışıyorsunuz, ahırda çalışıyorsunuz lakin Tarım Bakanlığı’nın Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydolmak için işinizi bırakıp yola düşüyorsunuz. Muhtardan, ziraat odasından evrak alınıyor. Vilayet ya da ilçe müdürlüklerine dokümanları sunuyorsunuz. Ortada teknoloji var mı var. e-Devlet’te 8 binin üzerinde süreç yapılabiliyor. Tarım Bakanlığı olarak biz de 5 faaliyetimizi e-Devlet’e taşıdık. 1 Ekim prestijiyle üreticimiz cep telefondan girip kayıtlarını gerçekleştirebiliyor. 6 günde yaklaşık 104 bin müracaat ve giriş var ve bir o kadar da evraklar var. Banka kredisi kullanmak için vs… Bu evrakları almak için klasik metodu düşünsek, egzoz emisyonu mu, vakit kaybı mı, güç kaybı mı dersiniz. Bunların hepsinden kurtuluyorsunuz.
Ziraat odalarımızla ilgili odaya kayıt olmalarına yönelik mani oluşturmuyoruz. Odalara üye olmak anayasal mecburilik. Dijitalleşmeden üreticilerimizi yararlandıralım istedik. Biz bu teknolojiden üreticilerimiz yaralansın istedik. Bu bir başlangıç. Bu yılın sonunda ‘tarım cepte’ diye bir uygulamayı da hayata geçirmek istiyoruz.”
“TÜRKİYE TOPRAKLARI 7 COĞRAFYADA VERİMLİ TOPRAKLAR”
Bizim topraklarımız sonuç prestijiyle hudutlu. Su zengini bir ülke değiliz. Mısır üretiyorsanız suya muhtaçlığı 1200 mm diyelim. Bu mısırı yetiştirirken 1000 mm’lik suya gereksiniminiz var. Barajlardan ya da yer altından çıkaracaksınız demektir. Planlama yapmanız gerekiyor. Sizin yeriniz var. Yere sıradan bir bina yapacaksınız. Kendi keyfinize nazaran bina yapamazsınız. Müsaade almanız gereken yerler var. Tarımda bu türlü bir şey yok. Kimseye sormanıza gerek yok, istediğiniz üzere takım biçebiliyorsunuz. Sizin ektiğinizden kamu otoritesinin, kamu otoritesinin de sizden haberi yoksa idare güç.
2002’de ülkenin nüfusu 65 milyondu, artık 85 milyon. Buraya kadar geldik, açığımız yok, turist geliyor onları doyuruyoruz. Yetti mi yetmedi. Biz mutlak suretle 2053 vizyonunun gereği olarak nüfus projeksiyonumuz var. O da 105 milyon. 105 milyon da turist gelecek dersek 108-110 milyonluk nüfusu doyurmamız lazım. Turizmle ilgili yeni yatırımlar oluyor, sıhhat tesisleri oluyor. Su eserleri alanında mavi vatanı kullanıyoruz. 780 bin kilometrekarelik ana karaya 462 bin kilometrekarelik mavi vatanımız var.”