İyi Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı için kullandığı ‘Alevi olması seçmen açısından problem” ifadeler gündem olmuş, ittifak içinde tartışmalara neden olmuştu.
Olay sonrası disiplin kurulan sevk edilen Oral, memkeleti Bitlis’in Ahlat ilçesinde partililer ve hemşehrileriyle bir araya geldi.
İyi Parti Ahlat İlçe Başkanlığı tarafından ilçenin Selçuklu Çarşısı’ndaki bir çay bahçesinde düzenlenen programda Oral, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu soruldu
Bir gazetecinin sorusu üzerine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili söylediği sözlerin detaylarını açıklayan Oral, şu ifadeleri kullandı:
“Ben bir sosyolojik analiz yaptım”
“Benim eğitimim insanların ırkının, insanların mezhebinin, insanların hangi ırktan olduğunun hesabını bizim görme yetkimiz yok. Kimin Kürt olduğu, kimin Türk olduğu, kimin alevi olduğu bizim elimizde midir? Hayır. Bizim elimizde değil. Allah bizi öyle yaratmış bizde onu insan olarak kabul etmez isek Allah’ın bizden hesabını soracağını inanan bir kardeşinizim. Ben bir sosyolojik analiz yaptım, sosyolojik tahlil yaptım. Benim bu vazifemdir. Ben niye 50 yıldır beraber yürüdüğüm, beraber yürümekten onur duyduğum arkadaşlarımı bırakarak bu partide yer aldım. Eğer ben sözümü söylemeyeceksem bu yanlıştır. Ben o zaman için şöyle söyledim; artık Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın süresi bitti. Bütün samimiyetimle söylüyorum karşısında kim olursa olsun. Kimi çıkarırsa o demokrasiye, hürriyete, özgürlüğe, insan haklarına ne kadar insan için onurlu meziyet varsa hepsinin birlikte mücadelesini veren 6’lı masa çok kıymetli kardeşlerimizden 6 siyasi partinin genel başkanının birlikte hareket etmesinden kaynaklanıyor. Kimi aday gösterirlerse göstersinler biz o mücadeleye destek vereceğiz. Çünkü bizim hedefimiz tek adam rejimine son vermek. Biz Tayyip Erdoğan’a karşı değiliz. Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği tek adam rejimine karşıyız.
“Bizim milletimizin yüzde 70’i mütedeyyin dini hassasiyeti yüksek”
Bu millet demokrasiye aşıktır. Yüz yıllık bir geleneğimizdir bizim parlamenter demokratik sistem. Parlamenter demokratik sisteme geçerken eğer Kılıçdaroğlu veya kim olursa olsun ben Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini gündeme getirecek kadar Allah’ın dinine, Allah’ın bize emrettiklerine karşı olacak kadar bilgisiz miyim? Ama Türkiye’nin bir gerçeği var. Bizim milletimizin yüzde 60’ı, yüzde 70’i mütedeyyin, dini hassasiyeti yüksek demokratik, laik bir sisteme iman etmiş, inanmış bir toplumuz. Bu sistemde kim aday olursa milletimizin bu konudaki hassasiyetini gündeme getirmek üzere ben Kılıçdaroğlu’nun o konusunu gündeme getirmiştim. Halbuki kim ne olursa olsun bizim milletimize ait olan hassasiyetimiz insanın kendi iradesiyle yapacağı şeylerden sorumludur hükmünü bilen bir kardeşinizim.
“Kılıçdaroğlu aday olursa, oy vereceğimi de söylemiştim”
Bu vesileyle Kılıçdaroğlu aday olursa, Kılıçdaroğlu 6’lı genel başkan tarafından aday gösterilirse ben ona oy vereceğimi de söylemiştim. Hemen arkasından ben o açıklamam çarpıtıldığı için Kılıçdaroğlu’ndan bir randevu talep ettim. O gün Ordu’daydı bir gün sonra kendisiyle görüştüm. Büyük alimlerden birisinin çok güzel bir sözü var. ‘İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır’. Bilmediğimiz şeyi savunamayız. Bilmediğimiz şeyi söyleyemeyiz. İnsanın yüreğini bilmek lazım. Hani Yunus’un ‘Kalıbını bırak, kalbine dön’ dediği gibi bende milletimizin teveccühünü, milletimizin endişelerini yerine getirmek üzere o gün sözümü söylemiştim. Ama o sözüm 15 gün önce televizyonda yayınlanmıştı. Ama o gün o proje yapılması lazımdı. Bende Kılıçdaroğlu’dan randevu istedim sağ olsun ertesi gün bana randevu verdi. Gittim Kılıçdaroğlu’ndan Alevi kardeşlerimizi incittiğim için ben ondan helalleşmek için gittim. Ama dedi ki ‘Milletvekilim siz hiç yorulmayın, üzülmeyin. Biz sizin kalbinizi ve niyetinizi biliyoruz. Siz hiç merak etmeyin ben sizin niyetinizi biliyorum’ diyerek beni teselli etti. Onun için bu mesele tamamen yanlış anlaşılmaydı ve Allah’a şükürler olsun ki konu netleşti ve problemde bitti”