Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak müellifi Mehmet Metiner, bugünkü yazısında demokrasinin bir cins ideolojik kalkana dönüştürülmek istendiğini belirterek “Bilesiniz ki ötekine karşı ideolojik bir zırha bürünerek savunulan demokrasi, gerçekte demokrasinin köküne kibrit duyu döken bir gayrı insani hasımlığın adıdır” kanısını lisana getirdi.
Kendi ideolojik hasımlıklarını ötekine demokrasi üzerinden kusanların demokrasinin ve insanlığın katilleri olduğunu yazan Metiner, şöyle devam etti:
“Demokrasi ne bir dindir, ne bir ideolojidir ne de bir hayat tarzıdır… Demokrasi, vatandaşlara din, ideoloji ve hayat usulü dayatan bir idare üslubunun ismi değildir. Bilakis demokrasi bütün farklılıkları bir ortada barış içinde tutmaya çalışan ve tüm farklılıklara karşı eşit aralıkta durmayı öngören bir idare anlayışının ismidir. Demokrasinin hür ve eşit vatandaşları vardır. Gayrısı diktatörlüktür. Devlet eliyle din, ideoloji ve ömür şekli dayatan idare sistemlerinin ismi diktatörlüktür. İnsanların birbirleri üzerinde ideolojik tahakküm kurmadan, gerisine aldığı çoğunluğa dayanarak iktidar gücüyle zorla üstten aşağı hiç kimseye din, ideoloji ve hayat şekli dayatmadan bir ortada barış içinde yaşamayı sağlayan bir idare anlayışının ismidir demokrasi.
Demokrasinin ne beyaz efendileri vardır ne de zenci köleleri.
Bir kısım vatandaşların doğuştan gelen eşitliğe zıt öteki vatandaşlara karşı imtiyazlı olduğu bir idarenin ismi demokrasi olamaz.”
İsim vermeden Prof. Dr. Üstün Dökmen’in “Başörtülü psikolog, psikiyatrist, PDR uzmanı olması meslek etiğine terstir, nötr olamazlar” açıklamasına değinen Metiner, “’Başı açık bir bayan şu işi yapamaz!’ biçiminde bir laf duysaydım vereceğim reaksiyon her neyse başörtülü bayanlar için denilenlere vereceğim reaksiyon tıpkı olurdu bilesiniz.
Değilse aykırısından ötekinin birebiri olmuş oluruz ki şikâyete de hakkımız olmaz.
İlkeli olmak lazım” diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için