Eski Merkez Bankası Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’nin yabancı ilgisi bakımından sadece “gelişmekte olan piyasa ülkeleri”nin değil “sınır ülkeler”in bile gerisine düştüğünü söyledi. Hazine iç borçlanmasında yabancı oranının 2013 yılı ortasında yüzde 28 iken şu anda yüzde 2’ye düştüğüne dikkat çeken Kara, Türkiye’nin bu oranla “gelişmekte olan ülkeler” grubundan çıktığını, hatta artık Bangladeş, Burkina Faso, Gine, Fildişi S., Ürdün, Kenya, Mauritus, Mali, Fas, Nijer, Umman, Pakistan, Senegal, Sri Lanka, Togo, Tunus’un yer aldığı “sınır ülkeler” grubunda bile yer almadığını söyledi.
Türkiye’deki pozisyonlarını azaltıyorlar
Yatırımcıların öngörülebilirlik ve istikrar beklediğini vurgulayan Kara, “Yatırımcılar iktisadi kararların kural bazlı alınmasını tercih eder. Bu hem yerli hem de yabancı yatırımcılar açısından böyledir. Son yıllarda yaşadığımız trend kural bazlı politikalardan giderek sapılmasından ve merkez bankası gibi kurumların tahrip edilmesinden kaynaklanıyor. Yatırımcılar bir sonraki adımı öngöremeyince Türkiye’deki pozisyonlarını azaltmayı tercih ediyorlar” diye konuştu.
Akran ülkelerde yabancıların payı yüzde 15-30 arasında
Prof. Kara, ideal bir oran olmamakla birlikte akran ülkelere bakıldığında genelde yurt içi hazine tahvillerinde yabancıların payının yüzde 15 ile yüzde 30 arasında değiştiğini vurgulayarak, “Bu aralıklar bizim için de bir referans noktası oluşturabilir. Yabancıların tahvil piyasasında belirli bir paya sahip olması finansal derinleşme açısından önemli. Ayrıca piyasa disiplininin oluşmasını sağlıyor, fiyatlamalar daha sağlıklı gerçekleşebiliyor” dedi.
Para politikası hararet yapıyor
Kara, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda para politikasının tıkandığına dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:
“Ekonomide faiz artırımının çözüm olmayacağı ifade ediliyor. Evet, tek başına para politikası ekonomiyi düzeltemez, ama para politikasının etkisiz hale getirilmesi tek başına ekonomiyi harap edebilir. Modern ekonomilerde para politikasını etkisiz hale getirmek arabanın egzoz borusunu tıkamak gibidir. Araç bu şekilde kullanılmaya devam ederse motor hararet yapar. Mesela silindir contası yanabilir, inatla devam edilirse edilirse sonunda motor işlemez hale gelebilir. Eğer egzozun (para politikasının) tıkanma durumu uzun sürerse bir noktadan sonra boruyu açsanız (faiz artırsanız) dahi artık eski duruma dönemezsiniz. Çünkü motor tahrip olmuştur, kapsamlı parça değişimi veya komple yenilenmesi gerekir. Biz şu anda hararet aşamasındayız. Böyle devam edilirse hasar giderek büyür. Dolayısıyla evet, artık bütüncül bir programla desteklenmeden faiz tek başına çözüm olmayabilir ama bunun nedeni faizin etkisiz olması değil, gereksiz ısrarla egzozun uzun süre tıkalı tutulmasıdır.”
Gelişmekte olan ülkeler liginde 23 ülke var
Türkiye’nin bir zamanlar içinde bulunduğu “gelişmekte olan ülkeler” liginde 23 ülke bulunuyor: Brezilya, Şili, Çin, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, Endonezya, Kore, Malezya, Meksika, Pakistan, Peru, Filipinler, Polonya, Katar, Rusya, Güney Afrika, Tayvan, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri.
Sınır ülkeler liginde ise 28 ülke var: Bahreyn, Bangladeş, Burkina Faso, Benin, Hırvatistan, Estonya, Guinea-Bissau, İzlanda, Fildişi, Ürdün, Kenya, Litvanya, Kazakistan, Mauritius, Mali, Fas, Nijer, Nijerya, Umman, Pakistan, Romanya, Sırbistan, Senegal, Slovenya, Sri Lanka, Togo, Tunus ve Vietnam.