Bayramların en değerli geleneği olan yeni kıyafeti mağazalardan almayı unutan yurttaş için artık semt pazarları da hayal oldu. Alım gücü her geçen gün düşen yurttaş da, satış yapamamaktan yakınan esnaf da kaygılı. Yurttaşa kalan ise artık ikinci elde satılan kıyafetler…
Kurban Bayramı öncesi çarşı pazardaki durumu görebilmek için İstanbul’un en sık tercih edilen pazarlarından olan Kadıköy’deki Salı Pazarı’ndayız. Semt pazarları yurttaşların daha uygun fiyata alışveriş yapmak için en sık ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Bilhassa kıyafet ya da ayakkabı üzere gereksinimler kelam konusu olduğunda pazarlar en kıymetli tercih yeri oluyor. Lakin ekonomik krizle bir arada pazarlardaki fiyatlar da önemli oranda artmış durumda. Salı Pazarı’nda bilinen kalabalıklar artık yok. Dolaşmaya gelen yurttaş ise yalnızca tezgâhlara bakıp geçiyor. Yurttaşın alım gücündeki düşüşü yakından yaşayan esnaf, satış yapamamaktan yakınıyor.
Servet Gümüş yıllardır terlik sattığı Salı Pazarı’nda satışlarının çok düştüğünü anlatıyor. Zira sattığı terliklerin fiyatı iki katına çıkmış. “Pazarlar boşaldı, evvelce adım atacak yer kalmazdı” diyor.
Bir öteki satıcı ise kendilerinin de alım gücünün düştüğünü hatırlatıyor. Şunları söylüyor: “Masraflar gün geçtikçe artıyor. Biz de evvelden çeşit çeşit ayakkabı satardık, artık birebir ayakkabının yalnızca iki rengini satabiliyorum. Beşerler indirim yapmamızı istiyor ancak yapamıyoruz. Esasen fiyatları en az düzeyde tutuyoruz.”
40 LİRA FAZLA GELİYOR
Pazarda artan fiyatlarla birlikte ikinci el eserlere olan talep artmış. Esnaf, “Sıfır giysi alamayan vatandaş ikinci el eserlere ilgi ediyor. Biz de insanların talebini gördükten sonra ikinci el eser satışına başladık. 200 liralık bir gömleği ikinci elde 40 liraya satıyoruz. Bu fiyat bile fazla geliyor insanlara” diyor.
Bir öbür esnaf ise kendisine yeni bir pazarlama formülü bulmuş. İkinci el kıyafet tezgâhlarında satılan eserleri toplu olarak satın alıyor ve bunları güzelleştirdikten sonra üçüncü el olarak satıyor.
“Pazar pazar dolaşıp eserleri topluyorum. Tezgâh sahibiyle anlaşıyorum. Kaba bir hesapla fiyat çıkarıp ona fiyatını ödedikten sonra kıyafetleri değerlendirip satıyorum. Alım gücü düşük beşerler gelip benden alışveriş yapıyor. Satışlarımız da çok yeterli. Zira eserleri ucuza satıyoruz” diyor.
“KIYAFETLERI İZLEMEYE GELDİK”
Pazardan alışveriş yapan ve ismini vermek istemeyen bir yurttaş “ucuz” sözünün hayatlarından çıktığını belirterek, “Artık hiçbir şey alamıyoruz, kıyafetlere yalnızca bakabiliyoruz. Aldığımız her eserin kalitesi düştü. Pahalı-ucuz kavramımız da kalmadı. Her şeye kıymetli da diyebilirim, ucuz da. Artık sesimizi çıkarmamız gerek” diye konuştu. Bir başkta yurttaş da pazara bayram çocuklarına alışverişi yapmaya geldiğini söylüyor. “Mağazalar pazarın iki katı fiyatında. Mağazadan kaçan pazara geliyor ancak pazardaki fiyatlarda iki katına çıktı. Mecbur kalmadıkça da alışveriş yapmıyoruz” diyor.