Çalışanın yapılması gerekenler dışında hiçbir şey yapmaması ve daha az sorumluluk alması anlamına gelen sessiz istifadan sonra şimdi de sessiz işten çıkarma gündemde.
İş arkadaşlarınızdan daha az zam aldıysanız, toplu etkinliklere davet edilmiyorsanız, fikirlerinize önem verilmiyorsa, terfi alamıyorsanız yani iş yerinde sizi görmezden geliyorlarsa sessizce işten çıkarılanlar kervanına katılmış olabilirsiniz. Bazı şirketlerde sessiz işten çıkarma mobbinge kadar ulabiliyor. Peki, bu durumla karşılaşan çalışan ne yapmalı?
‘Çalışan yok sayılıyor’
Sessiz işten çıkarma hakkında bilgi veren Hanersman Danışmanlık Kurucusu-Yazar Ecehan Ersöz, “Bu durum ‘Quiet firing’ olarak yeni kavramsallaştırılmış olsa da duyduğumuz birçok örnekten bunun uzun zamandır uygulandığını biliyoruz. Sessiz işten çıkarmayı, çalışanı işyerinin günlük rutinindeki süreçlerde ‘yok saymak’ olarak tanımlayabiliriz. Buna toplantı davetleri, bilgi paylaşımı, iş dışı etkinliklere katılım, ücret, terfi gibi süreçlerde dahil oluyor. Çalışana kötü bir iş yeri deneyimi yaşattıran ve çalışanın varlığının yok sayılması şeklinde ilerleyen yıpratıcı bir süreç olduğunu söylemek mümkün. Sessiz işten çıkarma uygulandığında bazı çalışanlar da sessiz istifa yöntemini seçiyor. Bazı durumlarda da çalışan sessiz istifa olarak tanımlanan sürece geçtiği için şirket sessiz işten çıkarma yaklaşımını uygulayabiliyor’ dedi.
‘Şirketin ortak tutumu oluyor’
Peki, sessiz işten çıkarıldığımızı nasıl anlarız? Konuyla ilgili Ersöz, “Sessiz işten çıkarmanın en temel özelliği çalışanı kaale almamak. Buna aynı masada göz teması kurmamaktan tutun da toplantıya davet etmemek, söz hakkı vermemek, maillere dahil etmemek gibi geniş yelpazede iş veren davranışı dahil. Bu süreçte ciddi anlamda bir kurumsal iletişimsizlik mevcut. Ne yazık ki kurumsallık kazanamamış şirketlerde daha çok rastlanıyor. Fakat işin ikinci bir boyutu daha var. Bu durum iş veren tarafından ve kişinin yöneticisi tarafından başlatılsa da bir süre sonra şirketteki diğer çalışanlar tarafından da fark ediliyor ve olayın muhatabı ilerleyen zamanlarda oldukça zor bir süreç geçiriyor” diye konuştu.
Bunları yaşıyorsanız dikkat!
Sessiz işten çıkarılanlara yapılanları sıralayan Ersöz, ‘Bu maddelerden birkaçını yaşıyorsanız işten çıkarılmış olabilirsiniz’ diyor. İşte o maddeler:
– 1 ile 2 yıl süresince maaş artışı yapılmıyorsa.
– Yöneticiniz etkili iletişim kurmuyorsa.
– Yöneticiniz iş sonuçlarınız ile ilgili geri bildirimde bulunmuyorsa.
– Ekip veya şirket toplantılarında bilgilendirilmediğiniz konularda cevaplayamayacağınız sorularla karşılaşıyorsanız.
– Fikirlerinize önem verilmiyorsa.
– Yeni sorumluluklar, görevler veya projelerde yer verilmiyorsa.
– Şirketin içinde veya dışında gerçekleşen toplantılara dahil edilmiyorsanız.
‘İş yeri iklimini bozuyor’
Şirketlerin bu yolla çalışanı istifaya yönlendirmeyi hedeflediğini aktaran Ersöz, “Böyle bir durumun yaşanması o işyerindeki kültürle ilişkili aslında. Bir çalışanın ötekileştirilmesi ve diğer tüm çalışanların da bu durumun farkında olması iş yeri etiğine yakışmayan bir davranış. Yine bu durum işyerinin iklimi için de büyük sıkıntı. Zira bu yaklaşım halen orada çalışanlar için de sorun teşkil ediyor. Hem diğer çalışanların o kişi ile olan iş ilişkisini bozuyor hem de ileride kendilerinin de böyle bir duruma maruz kalabilecekleri yönünde tedirginlik yaratıyor. Gerçek anlamda kurumsallaşmış şirketlerde genellikle böyle bir durum yaşanmıyor. Bu tarz davranışlar yerine doğru iletişimi kurarak süreç sonlandırılmalı. Çalışanın iş akdinin sürdürülmeyeceği uygun bir dille anlatılmalı” ifadelerini kullandı.
‘Stres yaratıyor’
Sessiz işten çıkarma gibi yaklaşımların çalışanların iş hayatında tedirginlik ve stres yarattığını kaydeden Ersöz,
“Nihayetinde kişinin aidiyet, öz değer ve diğer çalışanlar nezdinde kendine güvenini kırıcı yaklaşımlar. Çalışanlarda motivasyon kaybı hatta tükenmişlik yaratabilir.
Çalışanlar bu sürece bir son vermek için, zihinlerindeki acabalardan kurtulmak için sorunun ne olduğunu anlamak yönünde adım atabilir, geri bildirim isteyebilirler. Yine iş performanslarını gözden geçirerek, sorumlulukları noktasında kendilerini değerlendirebilirler. Çalışan bir şeyleri istenen performans seviyesinde yapmıyor olabilir mi?
Eğer çalışanın performansında sorun yoksa bu durumun sebebi nedir?
Eğer çalışan ve işveren arasında uzlaşma zemini oluşmazsa aradaki çatışmanın derinleşmesi, çalışanlarının maruz kaldıkları bu durum neticesinde sert tepkiler vermeleri, haksız duruma düşmeleri gibi durumlar söz konusu olabilir. Çünkü bu yaklaşımı tolere etmek oldukça zor olacaktır. Bu sebeple çalışanlar duygusal zeka ve öfke yönetimine dair becerilerini devreye alarak süreci bu şekilde atlatabilirler” dedi.
‘Mobbinge ulaşırsa hakkınızı arayın’
Bazı şirketlerde sessiz işten çıkarmanın mobbing boyutuna ulaşabildiğine dikkat çeken Ersöz, şunları söyledi: “Mobbing, çalışanı pasif kılmak, yıpratmak, yıldırmak suretiyle huzurunu bozmak, toplum önünde küçük düşürmek, aşağılamak, dışlamak şeklinde bilinçli olarak uygulanan psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir. Mobbingin tespitinde illa ki kişilik haklarının ağır şekilde ihlali gerekmez, kişilik haklarına yönelik haksızlığın tespit edilmesi yeterlidir. Burada eylemin süresi de önemli. Bu yapılanlar tekrarlı şekilde ne kadar süre devam ediyor? Kişiye yapılan kötü muamele ne şekilde gerçekleşiyor? Bu değerlendirmeler yapılmalı.
İş yerinde anlık ya da kısa süreli durumlar mobbing kapsamında değerlendirilemez.
Bu durumun gerçekleştiğine dair elinde bazı verilerin olması gerekir. Mobbinge maruz kalan çalışanlar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, Anayasa Mahkemesi’ne, CİMER’e, Kamu Denetçiliği Kurumu’na, Türkiye İnsan Hakları Kurumu’na, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na, Alo 170’e başvuru yapabilirler.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı