Bundesliga’da 2006-2011 yılları ortasında FC Köln kadrosunda kondisyon antrenörü ve yardımcı antrenör olarak çalışan Cem Bağcı, Lukas Podolski başta olmak üzere birçok kıymetli ismin antrenörü olarak misyon yaptı.
Teknik Yönetici Christoph Daum’un Fenerbahçe’yi çalıştırdığı devir teknik grupta yer alan Bağcı, Stefan Kuntz’un ulusal ekipteki idaresi, ulusal kadromuzun performansı, Fenerbahçe’nin genç yıldızı Arda Güler’in geleceği ile ilgili Spor Arena’ya özel bir röportaj verdi.
‘KUNTZ’UN PERFORMANSINI ÖLÇMEK İÇİN 12 MAÇ KÂFİ DEĞİL
A Ulusal Futbol Grubu Teknik Yöneticisi Stefan Kuntz’un ulusal grubun başında bu vakte kadar 12 maça çıktığını ve bu maçların sonucunda 1.92 puan ortalamasına sahip olduğunu söyleyen Cem Bağcı, “Milli grubumuzdaki teknik yöneticinin performansını ölçmek için bence 12 maç kâfi değil. Kuntz’un puan ortalamasına baktığımız vakit âlâ bir ortalamaya sahip. Öncelikle Stefan Kuntz’tan ne istediğimizi konuşmamız gerekiyor. Oyunu ve oyuncuyu geliştiren bir hoca mı? diye Kuntz’un geçmişine bakmak gerekiyor. Bir oyunu ve sistemi geliştirmek için orta vadeli vakte muhtaçlık var. O yüzden şu an Kuntz’un puan ortalamasını düşünürsek bence çok başarılı fakat oyunu geliştirmesi için şu an onun değerlendirmesi çok erken. Takım tercihleriyle alakalı Kuntz’un bir deneme ve tercih hakkı olması gerekiyor” diye konuştu.
UEFA Uluslar C Ligi’nde Lüksemburg ve Faroe Adaları’na karşı alınan beklenmedik sonuçlar sonrası Kuntz’a yöneltilen tenkitler hakkında konuşan Bağcı, ulusal kadromuzdaki antrenörün kim olursa olsun tenkitte profesyonel bir seviyenin olması gerektiğine vurgu yapıp Stefan Kuntz’a dayanak verilmesi gerektiğini belirtti. Teknik Yönetici Bağcı, şöyle devam etti:
“Bizi temsil eden bir ulusal kadroya sahibiz. Avrupa futbolundan geride olduğumuzu görüyoruz. Bu açığı kapatmak için dayanağı vermemiz lazım. Profesyonel tenkit yapmadığımız sürece ister istemez bu durum ekibe ve oyuncuya yansıyor. Münasebetiyle da skora tesir ediyor. Türkiye Futbol Federasyonu olarak Hamit Altıntop’u ve Stefan Kuntz’u getirdiğin vakit birinci evvel ne getirdiğimizi bilmemiz gerekiyor. Zira eski bir yapıyı ve tertibi gözden geçirme kararı aldılar diye düşünüyorum. Bu türlü bir karardan sonra sabır lazım. Değişim her vakit kısa ve orta vadeli olmuyor.”
‘BİR ÜLKENİN KÜÇÜK OLMASI FUTBOLUN KALİTESİNİ GÖSTERMEZ’
A Ulusal Kadro’nun EURO 2024 Elemeleri’nde karşılaşacağı Hırvatistan, Galler, Letonya ve Ermenistan ile ilgili değerlendirmelerde bulunan 47 yaşındaki antrenör, artık ufak ülke diye bir şeyin kalmadığını ve bir ülkenin küçük olmasının futbolun kalitesini göstermediğini belirtti.
Bağcı, “Son iki maçtan ne öğrendik? En küçük ülke bile birlikte çabayı alanda çok güzel verebiliyor. Biz burada başarılı olmak için ulusal grubumuzu desteklememiz ve gelişime açık olmamız gerekiyor. Çağdaş futbolun ne olduğunu bilip futbolculara sunmamız lazım. O vakit hiçbir ülkenin gerisinde kalmayız” diye konuştu.
‘ARDA GÜLER’İ ‘OLMUŞ’ ÜZERE ALEX DE SOUZA İLE KARŞILAŞTIRMAK ÇOK YANLIŞ’
Sarı lacivertli grubun unutulmaz isimlerinden Alex de Souza ile son devirde gösterdiği performansla “Alex’in veliahtı” olarak gösterilen Arda Güler’in karşılaştırılmasıyla ilgili konuşan Bağcı, Alex de Souza ile bir sene çalışma fırsatı bulduğunu, Arda Güler’i de bir yıldır takip ettiğini söyledi. Arda’nın ülkemizdeki en değerli yeteneklerinden olduğuna dikkat çeken Cem Bağcı, şunları kaydetti:
“Arda’yı ‘olmuş’ üzere Alex ile karşılaştırmak çok yanlış. Arda’nın daha uzun bir yolu var. Fırsatları uygun değerlendirip gelişmesi gerekiyor. Alex, Fenerbahçe’nin marka kıymetine şampiyonluk getiren bir futbolcuydu. Karşılaştırma yapmak yanılgı olur. Arda üzere bir pırlantayı kaybetme tehlikesi var burada. Arda daha düzgün maçlar oynayacaktır lakin onun da kusur yapma hakkı var. Beklentiyi yaşına nazaran daha profesyonel pahalandırmak gerekiyor.”
Son olarak gelecek gayelerine de değinen deneyimli antrenör, Köln Spor Akademisi mezunu olduğunu FC Köln ile Bundesliga’da 5 yıl antrenörlük tecrübesi olduğuna dikkat çekti. Bağcı, “Ülkemizin teknik, taktik, oyun ve idman gelişiminde çok büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. O yüzden teknik yöneticilik mesleğimi ülkemizde devam ettirmek istiyorum” diye kelamlarına ekledi.