Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyesi memurlar, TÜİK’in açıkladığı haziran ayı enflasyon sayılarını bugün TÜİK’in önünde protesto etti.
Genel Lideri Mehmet Balık, şunları söyledi:
“GERÇEK MANADA YAŞANAN ENFLASYON BAMBAŞKA”
“Türkiye’de 20 milyon insanın mukadderatı TÜİK binasında belirlenecek. TÜİK binasında belirlenen milletin mukadderatını, orada çalışan memur arkadaşlar mı belirliyor? Olağan ki hayır. Oraya emreden ‘çakma’ Maliye Bakanı, oraya emreden saray ne isterse o sayıları oraya söylettiriyor. Oradaki memurlar, çaresizlik içinde gelen buyrukları uygulamakla meşguller.
– Oysa gerçek manada yaşanan enflasyon farklı. TÜİK diyor ki ‘Yıllık enflasyon yüzde 73’. Birleşik Kamu-İş diyor ki ‘Yalan söylüyorsunuz. Yıllık enflasyon yüzde 171’. Tekrar Birleşik Kamu-iş diyor ki ‘Aylık enflasyon yüzde 5,90’. Lakin TÜİK’e söylettiriyorlar, ‘Mayıs ayında yüzde 2,98, haziranda da 3,20 söyleyeceksin. Aman kusur yapma, toplamda yüzde 38 civarında bir sayı olsun. Üstünü de Cumhurbaşkanı’mız tamamlasın’ derdindeler. Biz ne Cumhurbaşkanı’ndan ne TÜİK’ten ne Maliye Bakanı’ndan medet ummuyoruz. Biz, üretimden gelen gücümüzle ülkemizin yararını adil olarak paylaşmak istiyoruz. Kimsenin sadakasına muhtaç değiliz.
“EN DÜŞÜK DEVLET MEMURU MAAŞININ, 2002’YE NAZARAN YAKLAŞIK 23 BİN TL OLMASI GEREKİR”
2002 yılına gitmeye gerek yok. 10 yıl önceye gidelim. 10 yıl evvel minimum fiyatın en düşük devlet memuru maaşına oranı 2.4’tü. Bugün minimum fiyat 5 bin 500 TL olarak açıklandı. En düşük devlet memuru maaşının 13 bin 200 TL olması lazım. Pekala sahiden bu türlü mi? En düşük devlet memuru maaşı 6 bin 400 TL. Cumhurbaşkanı diyor ya ‘Yüzde 40’ı geçen bir sayı açıklayacağız’. Yüzde 40,05 açıklarsanız bu da en düşük devlet memuru maaşını 9 bin TL’ye ulaştırır. Olması gereken fark, yaklaşık 4 bin 500 TL. Bu sayılar da gerçekçi değil.
Döviz kurundan, altından hesaplayacak olursanız öteki sayılara ulaşırsınız. En düşük devlet memuru maaşının, 2002’ye nazaran yaklaşık 23 bin TL olması gerekir. Bir öğretmenin maaşının, yüzde 40 artırımlarla 28 bin TL’ye çıkmış olması gerekir. Sayılar ortada, hesap ortada, bugün aldığımız sayılar da ortada. AKP’nin vereceği sadakaya muhtaç değiliz. Biz, üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz ve üretimden hakkımızı istiyoruz. Çetelere değil, hakkı kamu çalışanlarına istiyoruz.
“TÜİK’İN AÇIKLADIĞI HER SAYISI 3’LE ÇARPIN”
TÜİK’e nazaran ülkede 3 milyon 900 bin işsiz var. Sokağa çıktığınız vakit; Adana’ya, Mersin’e, Trabzon’a, İzmir’e gittiğiniz vakit sokaktaki işsiz milyonları görebiliyorsunuz. TÜİK’in açıkladığı her sayısı üçle çarpın. Bugün gerçek işsizlik 12 milyon.
Sen Cumhuriyet’in yaptığı fabrikaları kapatırsan, satarsan, yandaşlara peşkeş çekersen, vatandaşlara yeni iş imkanı yaratmazsan, yalnızca yol yaparak vatandaşı işsizlikten kurtaramazsın. Atama bekleyen milyonlarca genç var. Mühendisse mühendislik, öğretmen öğretmenlik, hekim doktorluk yapmak ister. Biz, AKP’ye söylüyoruz; ‘Ya işsizliğe deva bul ya git.’
“TÜİK’İN PALAVRALARIYLA HAKKIMIZIN YENİLMESİNDEN BIKTIK”
TÜİK’in palavralarından bıktık. TÜİK’in palavralarıyla hakkımızın yenilmesinden bıktık. TÜİK’e palavra söyleten bakanlardan bıktık. Vazifesini yapmayan bakanlardan bıktık. Biz, nitekim devleti yönetecek yöneticiler istiyoruz ve nitekim toplumsal, hukuk devletinde yaşamak istiyoruz.
AKP’ye, ‘Devleti yönetemiyorsun, işsizliği önleyemiyorsun; çalışanların, işçilerin haklarını vermiyorsun, milyonlarca emeklinin maaşını ödemiyorsun, açlık hududunda yaşatıyorsun’ diyoruz.
Yandaş kanallara bakıyorum da hepsi ‘Emeklilerin kurban ikramiyesini ödüyoruz’ diyor. Ne kadar ödüyorsunuz? Beş yıl evvel ne ödediyseniz birebirini ödüyorsunuz. Nerede enflasyon farkı, nerede artış? ‘Kamu çalışanlarının maaşını ayın 8’inde ödeyeceğiz.’ Ne ödeyeceksiniz? Enflasyona yenik, hiçbir alım gücü olmayan, en ucuz kurbanlığın 5 bin TL olduğu yerde, 10 bin TL vererek mesken kirasını, çocuklarının bayram harçlığını ne ile karşılamasını bekliyorsunuz?
“SANDIKTA BUNUN HESABINI AKP’YE SORARIZ”
20 milyondan fazla vatandaşın gelirini belirleyecek olan açıklamaya müdahale edin. Gerçek enflasyon oranında bir sayı açıklayın ve kamu çalışanlarına hak ettikleri fiyatları verin. 10 gün evvel ‘TÜİK’in önüne gidelim’ dedik. Sağ olsun emniyetteki arkadaşlar da bizi alıp yerden yere vurmaya reva gördüler. Biz, emniyet çalışanları için de emekliler için de taban ücretliler için de uğraş ediyoruz.
Biz, Türkiye halkı için çaba ediyoruz. Birleşik Kamu-İş, bu ülkenin gerçeğidir ve Türkiye Cumhuriyeti’ni var etmek için çaba eder. Kimsenin uşağı olmaz. AKP’nin sadakasına da muhtaç olmaz. Hakkımızı almasını biliriz. Demokrasiyi biliriz. Sandıkta bunun hesabını AKP’ye sorarız. AKP’nin hesap vermesi için elimizden geleni yaparız. Daha evvel bununla ilgili uğraş ettik, bu sefer uğraşımız kesin ve keskin olacak. Hakkımızı alana kadar alanlarda uğraş etmeye devam edeceğiz. Duysun bizi AKP’liler.
“KENDİ VATANDAŞIMIZ KENDİ ÜLKEMİZDEN FAYDALANAMIYOR”
Yaz geliyor, milyonlarca kamu çalışanının çocuğu tatile gitmek isteyecek. Bizim tatil yerimiz köyümüz, memleketimiz, anamızın babamızın yeridir. Bizim 5 yıldızlı otellerde tatile gidecek paramız hiç olmadı, olmayacak. Antalya’ya günlük bin civarında yurt dışından uçak iniyor. Gurur duyuyoruz, döviz getiriyor. Avrupa’nın, Rusya’nın emeklisi, garibanı, uçağa atladığı üzere, aldığı fiyatlarla Türkiye’de tatil yapabiliyor. Elbette turizm olmalı, elbette döviz gelmeli fakat kendi vatandaşımız kendi ülkemizden faydalanamıyor.
“MAAŞLARIMIZA AYLIK ENFLASYON FARKLARININ EKLENMESİNİ İSTİYORUZ”
Mücadelemiz yeni başladı, devam edecek. Kazanıncaya kadar da bu işi bırakmayacağız. Yaşanan enflasyonla çaba edebilmek için geçen yıl temmuzdan beri sokaklardayız. Ocakta bize yüzde 30,5 artırım verdiler. 3 Ocak’ta da yeni artırımlarla verdikleri enflasyon farkını elimizden aldılar.
Bugün artırımlı maaşlarımız belirli olacak lakin bayramdan sonra yağmur üzere artırımla karşı karşıya kalacağız. Maaşlarımıza aylık enflasyon farklarının eklenmesini istiyoruz. Her ay yaşanan enflasyon farkı, her ayın 15’inde maaşlarımıza eklensin.”