Fikirci Bey yazdı: TÜRK AÇILIMI

Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendi partisini uyarmış:

“Muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye açılımı yapmak zorundayız. Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı en uygun dille anlatmamız gerekir.” buyurmuş.

Gözlerimiz yaşardı. Arkadaş nihayet bize haklarımızı teslim etmeye karar vermiş. Belki bize azınlık hakları da tanır.

Fakat anlamıyorum, neden muhalefetten açılım bekliyorsunuz?

Yani neden iktidardan değil de muhalefetten bekliyorsunuz?

Aaa, bir dakika, hatırladım, iktidar Kürt açılımı yapmıştı değil mi?

Peki, siz o zamanlar ne yapıyordunuz? Armut mu topluyordunuz?

Demirtaş, Türkiye’ye “açılmak” için çok geç kaldı. O gemi çoktan kalktı.

Onu, çözüm sürecinde masaya tekmeyi vurmadan önce düşünecekti.

2015 Haziran seçimlerinde yüzde 13,12 oy alıp, Meclis’te 80 sandalye kazandığında düşünecekti.

Bundan daha iyi Türk açılımı mı olurdu? Daha ne kadar oy alabilecekti ki “Türk açılımı” olsun?

Çözüm sürecinin barış rüzgârları ile şişirdiği yelkenini, Kandil’den aldığı emirle “serhildan” başlatıp söndürmeden önce düşünecekti.

İnsanların “Türkiye partisi olunuz” diye verdiği oyları yıllardır sürdürdükleri katliamların onayı olarak görmeden önce düşünecekti.

Daha doğrusu amaçları hiçbir zaman Türkiye partisi olmak değildi. Hatta en çok korktukları şey Türkiye partisi olmaktı.

Peki, şimdi nereden çıktı bu “gönül bolluğu”?

Demirtaş neden şimdi birdenbire bizi “sevmeye” ve bize empati duymaya başladı?

“Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi…” buyurmuş,

Siyasetle şiddetin bir arada bulunmayacağını biliyordun da neden Kandil ile arana mesafe koyamadın?

Artık Kandil’de şiddetle siyaseti bir araya getirecek teröristin kalmadığı için olmasın?

Demirtaş şimdi çıksa ve dese ki “Kandil bir terör üssüdür, bizim de alakamız yoktur…”

Ben gülerim.

Kandil mi kaldı?

Geçti o, gençleri düzinelerce kandırıp dağa çıkardığınız günler.

Türkiye topraklarında şiddet uygulayacak teröristiniz kalmayınca şiddetten vazgeçmenizi ciddiye alacağımızı mı sanıyorsunuz?

Şimdi “Kandil silah bıraktı, elemanlarını Türkiye’den çekti” deseniz kimin umurunda?

Onu çözüm sürecinde söyleyecektiniz?

Savaşı şehirlerin içine çekip hendeklere gömüldükten sonra “biz silah bırakıyoruz” deseniz ne olur, demeseniz ne olur?

“Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözüm aradığınızı…” anlatmak için mi hendekleri kazdınız?

Mahkûm edildiğiniz 6-7 Ekim olayları Türkiye’nin bütünlüğü için miydi?

6 Ekim 2014 tarihli “IŞİD saldırılarını ve AK Parti iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.” dediğinizde Kürt sorununu “Türkiye’nin bütünlüğü içinde” mi çözmeye çalışıyordunuz? “Kobani” dediğiniz Ayn El Arap, Türkiye bütünlüğünün hatta Türkiye coğrafyasının neresinde yer alıyor Demirtaş?

Ayrıca hiç kıvırma Demirtaş, onun adı “şiddet” değil, terördür.

Güç ve şiddet kullanmak yasada sadece devlete tanınmış bir haktır. Bunun dışındaki güçlerin yaptığına terör denir.

Sen bize “biz terörden vazgeçelim” demiyorsun, “devlet şiddetten vazgeçsin” diyorsun.

Geçti Bor’un pazarı Demirtaş,

Devlet terörün üzerine her zaman olduğu gibi yine “şiddetle” gidecektir.

Kandil’in ardına kadar açılacağını anladıktan sonra bize Türkiye açılımı palavraları sıkıp, aklımızla alay etme Demirtaş.

@kalemciler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir