Dijital Ekonomileri Geliştirmenin Anahtarı: Devlet Kurumlarında İnovasyon

Dünya, artık teknolojiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyor. Söz konusu ekonomilerin ve insanların geleceği olduğundaysa hükûmetlerin, iş dünyasının ve paydaşların toplumsal sorunları ele alma becerisi belirleyici rol oynuyor. Konunun uzmanları, bu yolda başarının anahtarının dijital dönüşüme yatırım yapmak olduğunu söylüyor.

Dell Technologies Kamu Sektörü Bölge Satış Yöneticisi Serdar Lüle, “Toplumsal ilerlemede teknolojinin öneminin kavranması gerekiyor. Türkiye’ye baktığımızda hükümetin bu konuda öncü bir rol üstlendiğini görüyoruz. Nitekim TÜBİSAD tarafından hazırlanan ‘Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2021’ raporu da Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksinin 2019, 2020 ve 2021 yılları için beş üzerinden sırasıyla 2,94, 3,03 ve 3,24 olarak hesaplandığını ortaya koyuyor. Bu veriler dijital dönüşümün 2021 yılında ivme kazandığını gösteriyor” diyor.

Dijital dönüşümün ilk adımı: Veriye dayalı kararlar almak

Teknolojiyi toplumsal ilerleme için kullanırken ayakları yere basan bir yol haritasının çizilmesi gerektiğine dikkat çeken Serdar Lüle, ilk adımın veriye dayalı karar alabilmek olduğunu belirtiyor: “Gartner, 2022 yılına kadar kurumsal verilerin 75’inin geleneksel, merkezî veri merkezlerinde veya bulut dışında oluşturulacağını ve işleneceğini tahmin ediyor. Kentleşmenin giderek arttığı günümüzde veriler hem daha hacimli hem de iş açısından kritik hâle geldiğinden, kuruluşlar çok çeşitli hedefleri karşılayabilecek veri yönetimi çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Türk hükûmeti de günümüz zorluklarını çözmeye yardımcı olmak üzere tüm inovasyonların belli bir düzen altına alınması için çalışmalar sürdürüyor. Nihai hedef vatandaşların yaşam kalitesini artırmak olduğundan bu çalışmalar; halk sağlığı, mobilite, iskân, güvenlik, eğitim, atık yönetimi, kültür ve turizm gibi alanları da içine alacak şekilde geniş bir kapsamda yürütülüyor.”

“Dijital dönüşüm, geleceğin kamu sektörünün ayrılmaz bir parçası”

Lüle, günümüzde devlet yönetimlerinin uç cihazlardan merkezî veri merkezine ve buluta kadar, maliyetleri azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için çeşitli çalışmalar yaptığını da ifade ederek bu çalışmaların avantajlarına değiniyor: “Söz konusu çalışmalar, depolama ve sunucu altyapısını hiper yakınsama ve çoklu bulut yetenekleriyle güçlendirmeyi kapsıyor. Buna ek olarak AI, ML, IoT ve veri analitiği gibi teknolojiler, BT yatırımlarında ön sıralarda yer almaya devam ediyor ve yönetimlerin bu hibrit dijital çağda çalışma ve başarı sağlama şekillerini hızla değiştiriyor. Burada altını çizmemiz gereken en önemli noktaysa, vatandaş odaklı dijital kimliklerden hibrit bulut kullanımına ve uzaktan hizmetlere kadar dijital dönüşümün, “geleceğin kamu sektörünün” ayrılmaz bir parçası olduğu. Türkiye’de devlet kurumlarının neredeyse tamamı dijitalleşmiş durumda. Hükûmet, “çok kanallı” temas noktalarına büyük yatırımlar yaparken, vatandaş deneyimini yeniden kurguluyor. Bu da verimliliği sağlamak ve vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için API’lerin (Uygulama Programlama Arayüzü), makine öğreniminin ve akıllı işlemenin kullanılması anlamına geliyor.”

Siber güvenliği modernize etmek önemli

Söz konusu kamu sektörünün dijital dönüşümü olduğunda siber güvenliğin de birincil öncelikler arasına alınması gerektiğini hatırlatan Lüle, “Dünyanın her yerinde her on bir saniyede bir siber saldırı gerçekleşiyor. Devlet kurumlarına yönelik siber saldırılar; ulusal güvenlik, vatandaş güvenliği, ekonomik rekabet gücü ve gelir kaynakları açısından bakıldığında çok geniş bir etki alanına sahip olabiliyor. Kamu sektörü altyapılarının, bir siber saldırıyı belirlemeye, tespit etmeye, yanıt vermeye, bu saldırıdan korumaya ve kurtarmaya, tam kapasite işlerliğe hızlı bir şekilde geri dönmeye yardımcı olmak üzere iş dayanıklılığını güçlendirmesi artık her zamankinden daha önemli. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi siber güvenlik alanındaki projelerine hız vermiş durumda. ‘81 İlde 81 Siber Kahraman’, ‘Siber Güvenlik Eğitimleri’, ‘Siber Zekâ Bilgi Yarışmaları’, ‘Hack İstanbul’ ve ‘Hack Zeugma’ gibi etkinliklerle gençlerin siber teknoloji alanında farkındalıklarını artırmayı hedefliyor” diyor.

Hizmet olarak BT, sermaye tasarrufunun önünü açıyor

Dijital dönüşümün tıpkı özel sektörde olduğu gibi kamu sektöründe de bütçelerin dengelerini değiştirdiğine değinen Lüle, sermaye tasarrufunda “hizmet olarak” modellerinin rolünü ise şöyle anlatıyor: “Pandeminin başlangıcından bu yana hem kamu hem de özel sektör kuruluşları bütçelerinde hızlı ve ciddi değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Hatta birçoğu genel harcamalarda kısıtlamalara gitti. Bir işletme, ihtiyaç duyulduğunda BT’yi “Hizmet Olarak” (as a service – aaS) modeli olarak kullandığında, plana göre hangi projelerin çalışıp çalışmadığının izlenmesi daha kolaylaşıyor. Bu sayede işletmeler, nereye ek yatırım yapmaları veya yapmamaları gerektiğini anlıyorlar. Müşterilere iş sonuçları ve değer sunmak gibi çok daha önemli konulara odaklanmak için giderek “Hizmet Olarak” modelinin kullanımını artırmaya çalışıyorlar. “Hizmet Olarak” modelinin geleceğin modern bir işletmesi için kritik role sahip olduğunu söyleyebiliriz.”

“Hükûmetlerin dijitalleşmesi değişime yön vermek için önemli bir basamak”

Sözlerini noktalarken günümüzdeki dijital değişimin, politika belirleyicilere dijital teknolojileri tüm yönleriyle kullanma fırsatı sunduğunu bir kez daha hatırlatan Lüle, “Bu fırsatlar, özellikle öngörülemeyen dış baskılara adapte olmak ve hızla yanıt vermek için önemli. Çünkü hükûmetlerin dijitalleşmesi, orta ve uzun vadede değişime yön vermek açısından çok önemli bir basamak olacak. Pandeminin etkisinde yaşanan son iki yıldan bir ders çıkarmamız gerekirse bu, inovasyon hızı ve değişim konusundaki istekliliğimiz olmalı. Keza kamu sektörünün dönüşümünü 4. Sanayi Devrimi’nin ötesine taşıyacak olan da bu dijital zihniyet” diyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir