Kraliyet ailesinin hayatıyla en çok dikkat çeken üyesi Prenses Diana 1997 yılında Paris’te geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Vefatının üzerinden 25 yıl geçmesine karşın hala hafızlarda yer eden Galler Prensesi Diana, bir vakitler “dünyanın en çok fotoğrafı çekilen kadını” olarak anılıyordu.
Ölümünün 25. yılında, Diana’nın ömrüne objektiflere yansıyan kareleriyle bakıyoruz.
Diana Frances Spencer, 1 Temmuz 1961’de İngiltere Norfolk’taki Sandringham yakınlarında doğdu.
İngiltere’de soylu sınıfın bir üyesi olarak dünyaya geldi, Althorp Vikont’unun en küçük kızıydı.
Anne ve babası 1969’da boşandıktan sonra sık sık ebeveynlerinin Northamptonshire ve İskoçya’daki konutları ortasında seyahat etmek zorunda kaldı.
Diana birinci olarak bir kolejde eğitim aldı. Akabinde 1974’ten itibaren Kent bölgesinde yatılı okulda okudu. 1977’te burayı terk ederek İsviçre’de bir okula kaydoldu, sonraki yılın Paskalya ayında da burayı bıraktı. Okul sonrası Londra’da dadılık yaptı. Bir anaokulunda asistanlıkla devam etti.
Galler Prensi ile arkadaşlıklarının daha önemli bir hal aldığına dair söylentiler yayılmıştı bile. Bu andan itibaren basın ve televizyonlar onu çevrelemeye ve her adımını takip etmeye başladılar. 24 Şubat 1981’de Prens Charles ve Lady Diana Spencer, Buckingham Sarayı’nda nişanlandıklarını resmen açıkladılar.
“Yüz yılın düğünü” olarak isimlendirilen bir merasimle, Diana ile Prens Charles, 29 Temmuz 1981’de St. Paul Katedrali’nde evlendi. Merasim televizyonlarda gösterildi ve tüm dünyadan milyonlarca kişi tarafından izlendi. Buckingham Sarayı’ndan katedrale kadar 600 bin civarı kişi o anlara tanıklık etmek için toplandı.
Diana her vakit büyük bir aile hasreti duydu. Evliliklerinin birinci yılında, 21 Haziran 1982’de oğlu Prens William dünyaya geldi. Çocuklarının, kraliyet teamülleri müsaade verdiği ölçüde “normal” bir biçimde yetişmelerini istedi.
1984’ün 15 Eylül’ünde, William’ın bir kardeşi oldu: Prens Harry. Oğulları özel öğretmenler tarafından eğitilmedi, başka çocuklarla birlikte okula gittiler.
Diana çocuklarının gelişimine çok ilgili bir anne oldu.
ABD’ye birinci resmi ziyaretinde Prenses, Beyaz Saray’da John Travolta ile dans etti.
Diana’nın şöhreti gitgide büyüdü. Bir moda ikonuna dönüşüyordu. Kıyafetleri her vakit ilgi odağıydı. Yardım kuruluşlarına ilgisi ve takviyesi de gitgide görünür olmuştu. AIDS hastalarının durumunu yansıtmak ismine kıymetli bir rol üstlenmişti. Onlarla el sıkışması, temasın tehlikeli olmadığı doğrultusunda kamuoyuna güçlü bir bildiri vermişti.
1980’lerin sonundan itibaren Prens Charles ile farklı hayatlar sürmeleri, daha da görünür oldu. 1992’deki resmi bir ziyaret sırasında Diana, Tac Mahal önünde tek başına poz veriyordu. Bu fotoğraf, çiftin resmiyette birlikte olmaya devam etseler bile, yollarını ayırmakta olduğunun sözü olarak görüldü.
Yaşamı boyunca Rahibe Teresa ile yakın bir bağlantı içerisinde oldu. Yardım çalışmalarıyla bilinen Rahibe Teresa, 1979’da Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. Hayırsever rahibe, Diana’nın vefatından 6 gün sonra hayatını yitirdi.
Ayrı geçen yılların akabinde, Diana ile Charles 28 Ağustos 1996’da resmen boşandı. Sonraki yıl Haziran ayında 79 elbisesini açık artırmayla sattı ve yardım vakıfları için 4,5 milyon dolar topladı. Bu adım, geçmişle bağları koparmasını sembolize etti.
Prenses 1997’de anti işçi mayınların yasaklanması davetinde bulundu. Aktivistler, Diana’nın kampanyaya iştirakinin “dönüm noktası” niteliğinde olduğunu söyledi.
31 Ağustos 1997’de Dodi Al Fayed ile birlikte Ritz Paris’te yediği yemeğin akabinde limuzinine bindi. Prenses yeni arkadaşıyla görüntülemek isteyen fotoğrafçılar tarafından takip ediliyorlardı. Bu kovalamaca, bir alt geçitte trajediyle sonuçlandı: Ölümcül bir kaza.
Westminster Abbey’de bir milyondan fazla kişi cenaze kortejine katıldı. Spencer ailesinin Northamptonshire’daki konutuna, son seyahatini yaptı. Fotoğrafta, tabutunu takip edenler, soldan sağa Prens Charles, 12 yaşındaki Prens Harry, kardeşi Earl Spencer, büyük oğlu Prens William ve Edinburg Dükü Philip görülüyor.
Ölümünün 25. yılında Diana hâlâ “Halkın Prensesi” olarak hatırlanıyor.
