Erdoğan, Afyonkarahisar’da düzenlediği mitingde ismini vermeden Gülşen’in tutuklanmasına neden olan kelamlarını ima ederek “Son günlerde milletimizin en büyük gücü olan kardeşliğine yönelik provokasyonların ibadethanelerimizi ve imam hatiplerimizi gaye alacak formda çok önemli boyutlara ulaştığını görüyorum” dedi. Erdoğan, “Milletimizin kutsal bedellerine lisan uzatanlar, kutsallarına hakaret edenler hem maşeri vicdanda hem hukuk önünde hesap vermekten paçalarını kurtaramayacak” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar’daki toplu açılış merasiminde, “Siz bakmayın, Avrupa’sından Amerika’sına kadar tüm gelişmiş ülkelerin güya meseleleri yokmuş üzere davrandığına. Emin olun, onların başındaki kara bulutların taşıdığı felaket yağmurları, bizim yaşadıklarımızla mukayese edilemez. Doğal gaz bulamıyorlar. Şu anda marketlerin rafları, Avrupa’da boş” dedi. Erdoğan, Tulu Seramik Fabrikası’nın açılışı sırasında, “Şu anda bin 150 kişi çalışıyor lakin sayı daha da artacak. Yani burada, Kütahya’da istihdam sorunu yok. Bir de utanmadan, sıkılmadan diyorlar ki ‘İşsizlik var’. Ne işsizliği ya? Kâfi ki iş istesin vatandaş. İş çok” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Afyonkarahisar’da düzenlenen 30 Ağustos Büyük Zafer’in 100. Yılı Aktiflikleri ve Kütahya Toplu Açılış Töreni’ne katıldı. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Hükümete geldiğimizde, altyapısı ihmal edilmiş, demokrasisi zayıf bir Türkiye devraldık”
10 yılda bir yaşadığımız darbelerle yalnızca patinaj yaptık. Türkiye’nin her alanda geri kalması için kurulan o sistemler öylesine güçlüydü ki âlâ niyetli kimi teşebbüsler, bunun üstesinden gelmeye yetmiyordu.
Hükümete geldiğimizde, iki asırdır altyapısı ihmal edilmiş, demokrasisi zayıf, siyasi ve askeri gücü daima törpülenmiş bir Türkiye devraldık. Çabucak kolları sıvadık. Türkiye’nin asırlık altyapı eksiklerini 20 yılda tamamlayacak büyük bir kalkınma atılımı başlattık.
Kalkınma atağımızın kıymeti ve gücü, salgın devri ile onu takip eden global güvenlik ve ekonomik krizi sırasında çok uygun anlaşılmıştır. Gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyanın istikrarları altüst olurken biz, amaçlarımıza yanlışsız yürüyüşümüze asla orta vermedik. Tıpkı formda demokraside de her kısımdan vatandaşımızın hak ve özgürlük alanlarını genişleterek, toplumsal tansiyonlara ve terör örgütlerinin yer bulmasına fırsat veren tüm çarpıklıkları ortadan kaldırdık.
“Avrupa’da marketlerin rafları boş”
Son devirde milletimizin canını yakan kimi meşakkatler var. Lakin bu, dünyanın da sorunu. Siz bakmayın, Avrupa’sından Amerika’sına kadar tüm gelişmiş ülkelerin güya sıkıntıları yokmuş üzere davrandığına. Emin olun, onların başındaki kara bulutların taşıdığı felaket yağmurları, bizim yaşadıklarımızla mukayese edilemez. Doğal gaz bulamıyorlar. Şu anda marketlerin rafları, Avrupa’da boş. Artık biz, Tarım Kredi Kooperatifleri ile vatandaşımıza daha ucuza eserlerimizi satmaya başladık ve bu artarak devam edecek. Bin 300 tane marketi hızla 2 bin, 2 bin 500, 3 bine çıkartacağız ve benim vatandaşım Tarım Kredi Kooperatifleri’nden ucuz eser almaya devam edecek.
Büyük Taarruz ’un ve Kütahya’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümünü tebrik ediyorum. Anadolu’yu ebedi vatanımız olarak bir defa daha tescilleyen şehitlerimize ve gazilerimize rahmet diliyorum. Ordularımızın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, bu zaferde emeği geçen herkesin, şehitlerimiz, gazilerimiz, hepsini şükranla yad ediyorum.”
“Yeter ki iş istesin vatandaş”
Erdoğan’ın konuşmasının akabinde açılışı yapılacak tesislere görüntü konferans aracılığıyla temas yapıldı. Erdoğan, Kütahya’daki Tulu Seramik Fabrikası’nın açılışı sırasında, “Kaç kişi çalışacak burada” diye sordu. Fabrikada bin 150 kişinin çalışacağı bilgisini alan Erdoğan, şöyle konuştu:
“İngiltere, Almanya, İspanya’ya ihracat da var. Şu anda bin 150 kişi çalışıyor ancak sayı daha da artacak. Yani burada, Kütahya’da istihdam sorunu yok. Bir de utanmadan, sıkılmadan diyorlar ki ‘İşsizlik var’. Ne işsizliği ya? Kâfi ki iş istesin vatandaş. İş çok. Lakin ne diyor; ‘Benim istediğim üzere iş yok’.