Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile bakanlıklara “Ülkemizde akredite büyükelçi, maslahatgüzar, başkonsolos ve milletlerarası kuruluş temsilcileri başta olmak üzere yabancı temsilcilik mensuplarının Sayın Bakanlarımız ve Valilerimiz dahil üst seviye zevattan ve öbür tüm kamu kurum ve kuruluş yetkililerinden telefon görüşmesi de dahil olmak üzere randevu taleplerinin re’sen karşılanmasında mütekabiliyet unsuru, ikili siyasi ilgiler ile teamül ve milletlerarası protokole ait başka mülahazalar temel alınarak görüş oluşturulmaktadır.
Yurt dışında misyonlu büyükelçi ve öteki mensuplarımızın bulundukları ülkelerdeki görüşme taleplerinin karşılanması da o ülkedeki iç şartlar ve ikilisi siyasi münasebetlerimiz üzere konular ışığında farklılık arz etmektedir. Bu prestijle yabancı temsilcilik mensuplarının Ankara ve başka vilayetlerde üst seviye zevattan talep ettikleri randevuları re’sen karşılanmaması, kelam konusu talebin Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü üzerinden yapılması gerektiği konusunda yönlendirilmesi ve Dışişleri Bakanlığından görüş alınmasında bakanlıklarımız ve başka kamu ve kuruluşlarımızca gerekli hassasiyetin gösterilmesi konusunda bilgilerini ve gereğini arz ederim” kararı gönderildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu ise kelam konusu kararı, “Bu atılımların yalnızca merkezi yönetimin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında manası yoktur” diye kıymetlendirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı (AFAD) Anadolu Toplantı Salonu’nda görüntü konferans prosedürüyle 81 ilin trafik ünite amirine Kurban Bayramı hasebiyle trafik önlemlerine ait bilgilendirme yaptığı toplantının akabinde basın mensupları kelam konusu söz üzerine konuştu.
Süleyman Soylu, kelam konusu kararda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası olduğuna vurgu yaparak, “Bu bize geldi. Biz de dağıtım yapmamız gereken yerlere gönderdik. Biz çadır devleti değiliz de bulunduğu yeri çadır kurumu olarak nitelendirenler var. Bu bir şımarıklıktır. Devletin bu bütüncüllüğünü, devletin hassasiyetini çürümüşlük olarak pahalandırmak de cehalettir. Cehalet olur mu? Hazreti Adem’den beri insanoğlunun periyot devir kendi menfaati ile ilgili bulunduğu yerden bakarak dünyanın merkezini kendi bulunduğu merkez zannederek yaptığı değerlendirmelerden maalesef ayıplar da cehaletler de çıkar. Bizim misyonumuz, bu vazifelerde bulunduğumuz sürece devlet kuralını ayakta tutmaktır. Ne bulundukları kurumlar çadır kurumlarıdır ne bu devlet bir çadır devletidir. Kurallara hepimiz uymak zorundayız. Yani her şeyden kendisine bir siyasi menfaat devşirmeye çalışan zavallılar, elbette olacaktır. Kifayetsizler elbette olacaktır. Bazen niteliksizliklerini ve iş yapma kabiliyetlerinin yoksunluğunu hengame ile örtmek isteyenler her daim olacaktır. Bugün de olmuş dün de olmuş yarın da olmaya devam edecektir. Ayinesi iştir kişinin, lafa hiç muhtaçlık duyulmaz” dedi.