Beykoz Belediyesi, Tokatköy Mahallesi’nde yapmak istediği kentsel dönüşümde, taraflar ortasında bir mutabakat sağlanmadan bölge sakinlerinin konutlarını boşaltmalarını istedi. Bu sabah saatlerinden itibaren vatandaşın elektriğini kesmek için mahalleye giden belediye görevlilerine çevik kuvvet polisi eşlik etti. Duruma reaksiyon gösteren vatandaşlar polisle karşı karşıya geldi.
‘Zalim lider istemiyoruz’
Beykoz Belediye Lideri Murat Aydın‘ı istifaya çağıran Tokatköy sakinleri, “Murat Aydın istifa”, “AKP istifa”, “Zalim lider istemiyoruz”, “Tokatköy bizimdir, bizim kalacak
‘Utanıyorum AK Parti’ye oy verdiğimden’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a seslenen Tokatköy sakini Selime Yümsel de şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. 35 sene öncesi bizim tapu paramızı aldı yedi. O yetmedi, çıktı ‘İmar barışı’ dedi. Demek ki bunlar hırsız, kefesini doldurdu. Nerede bu imar barışı. Neden bunları bizim yakamıza sürüyor. Bu halkını, vatandaşını bu hale nasıl indiriyor? Bundan diğerine ben oy vermedim. Yırtacağım yakalarını. Huzuru mahşerde iki elimle dalacağım onların yakasına. Cumhurbaşkanı şayet vicdanı sızlıyorsa elini vicdanına koysun. Nerede bu Cumhurbaşkanı ya? Biz buna insan dedik, Müslüman dedik peşine gittik. Benim bir oyum diğerine gitmedi. Vicdansızlık yapmasın.
‘Huzuru mahşerde hakkımı alacağım’
Ben komşumun konutundan kalktım bunların yüzünden. Babamın konutundan kaçmaya kalkıştım bunların yüzünden. ‘Sen bunların peşinden niçin gidiyorsun’ dediler. Yazıklar olsun bunlara. Utanıyorum AK Parti’ye oy verdiğimden. Bu kadar mı vicdanınız var ya? Nereye gideceğim 10 TL kirayla. Benim yerime Arapları mı getirip koyacak, Afganları mı getirip koyacak? Kimi koyacak. Ben hakkımı savunuyorum hakkımı. Ben devletten hak istiyorum. Cumhurbaşkanı elini vicdanına koysun şayet adaletli iş yürütüyorsa. Gelsin ya gelsin ben onunla görüşmek istiyorum. Nasıl Müslümansınız? Hak mı var adalet mi var? Haktan adaletten bahsediyorsunuz.”
’20 yıldır biz bunu hak etmişiz demek ki’
Mahalle sakini Hayrettin Asal, muvafakatname imzalamayacaklarını söyleyerek şöyle konuştu:
“20 yıldır biz bunu hak etmişiz demek ki. Saat 08.30’dan beri kentsel dönüşüm ismi altında rantsal dönüşüm yaparak halkı perişan edip, vatandaşına bu zulüm Arakan’da görülmemiştir. Bu zulüm. Hiçbir yerde de görülmemiş bir zulümdür. Muvafakatname tek taraflı, ucu başı açık olan, hiçbir şey yok yani. Tek taraflı bir mukavele ismi altında. Biz katiyen imzalamıyoruz. Yerlerimizi de bırakmıyoruz çabaya devam ediyoruz Allah’ın müsaadesiyle.”
‘Zorla elektriğimizi, suyumuzu kestiler’
Tokatköy’lü Ayşe Ural Bilgiç ise bu sabah gelen grupların makineye bağlı yaşayan yeğeninin konutunun elektriğini de kesmeye kalktığını belirterek, şunları söyledi:
“Buraya kentsel dönüşüm yapılacak dediler. Bize kentsel dönüşüm ofisi açtılar burada. 2 de memur koydular yetkili olarak. Hiçbir şeyden haberi olmayan, gittiğin vakit soru sorduğun vakit ‘Biz bilmiyoruz’ deyip, önümüze yalnızca muvafakatname koydular. ‘Bütün haklarınızı belediyeye devrediyorsunuz. Meskenlerimizi boşaltıp gitmemiz karşılığında muvafakatnameyi imzalamamız gerekiyor’ dediler. İmzalamazsak bu türlü bir zulüm yapıyorlar, zorla gelip elektriğimizi, suyumuzu, doğal gazımızı kestiler.
‘‘Ölmek var geçit yok’ dedik’
Yürütmeyi durdurma kararı olanlar vardı 14 hane. Artık onların ortasında bir tane benim kardeşimin makineye bağlı bir çocuğu var. Biz aslında bugün toplanmamızın emeli o. O çocuğun elektriğini kesmemek. Gelip onları bildiği halde, raporları var. 12 yıldır makineye bağlı ve o formda yaşıyor çocuk. Ve gelip o çocuğun elektriğini kesmeye kalktılar. Birinci evvel o konuta geldiler. Oradan başladılar. Biz de halk olarak gidip orada direndik. Yani biz burada ‘Ölmek var geçit yok’ dedik. Bayağı bir uğraşın sonunda yalnızca o konutun elektriğini bıraktılar. Gerisini hepsini kestiler.
‘Böyle bir zulmü hak etmiyoruz’
Bu insanlara fahiş fiyatlı, ucu açık fiyatlarla konut sahibi, tekrar kendi konutunu kendine satacaklar lakin ucu açık. EFE TÜFE koydular ve ne kadar ödeneceği aşikâr değil. Biz bunlara direniyoruz. Biz diyoruz ki ‘Notere gidelim. Karşılıklı kontrat imzalayalım’. Lakin buna asla yanaşmıyorlar. Ve çevik kuvveti her seferinde başımıza dikiyorlar. Elektriğimizi, suyumuzu, doğal gazımızı kesiyorlar. Biber gazı sıkıyorlar. Her türlü zulmü yapıyorlar bize. Her türlü pisliği yapıyorlar. Biz bunlardan şikayetçiyiz. Biz bu türlü bir zulüm hak etmiyoruz. Biz vatandaşız. Biz en doğal hakkımızı konutumuzu, mahremimizi müdafaaya çalışıyoruz. Ve çoluğumuzu çocuğumuzu hiçe sayarak hastamızı hiçe sayarak kapıya gelip birinci evvel oradan başlıyorlar.
‘Benim duamdan öbür silahım yok’
Biz ne yapalım ölelim mi. Burası bizim vatanımız değil mi, biz Suriye’de mi yaşıyoruz ya da İsrail Filistin’e zulmeder üzere bizden hangi hakla zulmediyorlar? Kim zulmediyor, bunun başındaki kim, neden? Ben vatandaşım. Benim silahım yok hiçbir şeyim yok. Benim duamdan öbür hiçbir silahım yok. Benim paralarımla, vergilerimle alınmış silahları karşıma getirip çevik kuvveti dikerek karşıma doğrultuyor ya. Ben terörist miyim neyim?”
‘Çevre Bakanlığı’nın ne alakası var?’
Tokatköy Mahallesi sakinlerinin avukatı Mehmet Ali Şahin, kentsel dönüşümün tüzel sürecini kıymetlendirdi. Belediyenin yasal bir süreç yapmadığını belirten avukat Şahin, şunları söyledi:
“Tokatköy sakinleri büsbütün devlet güçlerine yardımcı olmaktadır. Lakin belediye başkanlığı bir rant projesi olan ‘rezerv yapı alanı’ ilanıyla ilgili buranın sakinlerini yıldırmak için her türlü şeyi yapmaktadır. Her türlü zorlamayı yapmaktadır. Tüm bu insanların bir tek isteği vardır. Belediye noterde muvafakatnameyi imzalasın. Bunlar zati burayı terk edecekler, kabul edecekler. Fakat belediye başkanlığı her nedense mukaveleyi imzalamamakta. Hatta Etraf ve Şehircilik Bakanlığı Vilayet Müdürü 40 kişinin önünde buradan 189 dairenin Etraf Bakanlığı’na verileceğini beyan etmiştir. Burada Etraf Bakanlığı’nın ne alakası vardır? Etraf Bakanlığı’na neden bu 189 daireye gitmektedir.
‘Tokatköylüler resmen azaba tabi tutuluyor’
Şu anda yapılan usulsüzdür, hukuksuzdur. Bu beşerler demektedir ki ‘Davayı bitirelim, biz aslında terk ederiz kaybedersek’. Lakin imar planlarıyla ilgili kamu faydasına ters olan bir planlamanın raporu geldikten sonra belediye hızlandırmakta ve burayı büsbütün bir halde yıkmak istemektedir. Biz de hukuksal süreçte bulunarak, kanunlar nezdinde mahzur olmaya çalışıyoruz. Tüm bildiklerimiz diyelim yahut bu insanların zoru budur. Şu anda 3 aydır elektrik ve susuzdurlar. Elektrik ve suyu, doğal gazı bir Tokatköy sakini beşerler, burada mağdurdan da öte resmen azaba tabi tutulmaktadır. Belediye yasal bir süreç yapmamaktadır. Yaptığı gayri yasaldır.”