Karar gazetesi muharriri Mehmet Ocaktan, Türkiye’de son periyotta ağır hukuk ihlalleri yaşandığını belirterek, “Bunun en bariz örneği Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarıdır. Bilindiği üzere AİHM, 10 Aralık 2019’da Kavala’nın tutukluluğa itirazını öncelikli olarak görüşmüş ve Türkiye’nin birden fazla hak ihlali yaptığını tespit etmişti. Mahkeme, Kavala’nın özgürlüğünün haksız yere kısıtlandığını, temel emelin onu ve sivil toplumu susturmak olduğunu belirtmişti.
Bazı çevrelerin, Kavala davasının bu kadar gündem olmasından rahatsız olduklarını biliyorum. Ancak unutmayalım bu dava, Türkiye’de hukukun nasıl işlediğinin en bariz göstergesi haline gelmiştir. Şayet hukuk bu minval üzere işlemeye devam ederse, bilelim ki bu ülkede kimsenin tüzel garantisi olmayacaktır.” diye yazdı.
Hukuk devleti anlayışını kaybetmiş bir Türkiye’nin dış dünyadan kredi temin etmesi ve yatırımcı çekebilmesinin mümkün olmadığına işaret eden Ocaktan, “Maalesef şu anda hukuk devleti nosyonunu kaybeden Türkiye’nin 5 yıllık kredi iflas riskini gösteren CDS (credit default swap) oranlarındaki durdurulamayan yükseliş sürüyor. Bayram öncesi 834’lerde seyreden CDS oranları, yüksek enflasyon, euro’nun bedel kaybetmesi, dış borcun yükselmesi ve Fitch’in kredi notunu düşürmesi üzere berbata giden ekonomik göstergelere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala için Türkiye’ye verdiği ihlal kararı da eklenince 900 puana çıktı…
Şimdi iktidarın önünde iki seçenek var; ya yargının bağımsız bir formda karar almasının önünü açarak Türkiye’yi bu badireden kurtaracak, ya da “Biz Avrupa Konseyi’nden de, AİHM’den de çıkıyoruz, biz bize yeteriz” diyerek ‘kapalı Türkiye’ hayaliyle öbür bir dünyaya gerçek yelken açacak…” tabirlerini kullandı.
Yazının tamamı