İzmir Sanat Eğitim Kültür Merkezi Derneği (İSKEM) ve Karşıyaka Genç İş İnsanları Derneği (KAGİAD) tarafından Karşıyaka Belediyesi’nin katkılarıyla “Asbestli Gemiyi İstemiyoruz” farkındalık konseri düzenlendi. Aliağa’da sökümüne itiraz edilen ve Eylül ayı içerisinde İzmir’de olması öngörülen Nae São Paulo adlı nükleer uçak gemisinin gelişini protesto etmek amacıyla çarşı girişinde düzenlenen konsere Karşıyakalılar büyük destek verdi. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Burak Filiz, İSKEM üyeleri, Karşıyaka Genç İş İnsanları Derneği üyeleri ve çevrecilerin katıldığı konserde, İsmail Erkan’ın sunumuyla İSKEM korosu eserlerini seslendirdi. Etkinlikte birçok dernek ve sivil toplum kuruluşu, asbestli gemiye karşı mesaj verdi.
GEMİ AĞZINA KADAR ZEHİR DOLU
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, asbestli gemi ile ilgili yaşanan durumu vatandaşlara şöyle aktardı: “Bugün 18 Ağustos, tahminen 30 Eylül civarında İzmir’e Aliağa’ya gemi sökümü için gelecek olan bir geminin gelmesini istemediğimizi burada herkesin huzurunda ifade etmek için, Karşıyakalılar olarak, Karşıyaka Çarşı’nın girişinde bu etkinliği yapıyoruz. Kendimizi bu konuda ses çıkartmak ve itiraz etmek zorunda hissediyoruz. Çünkü çok açık bir yalan söyleniyor, insan sağlığı düşmanlığı yapılıyor, Türkiye’mize, insanlarımıza çok büyük bir kötülük yapmak için bir şeyler gerçekleşiyor. Bu ya da benzeri durumlarda insanlarımızı, olaya hakimiyetini kaybettiren şey konuyla ilgili doğru bilgi sahibi olmamak. Size bu konunun ne olduğunu kısaca anlatmak istiyorum. Özet olarak şöyle bir durum yaşıyoruz; Fransa bir tarihte iki tane uçak gemisi yapıyor, bunlar ikiz uçak gemileri. Ömürlerini dolduran bu uçak gemilerini parçalayıp yok etmek istiyorlar. Bir süre önce bunlardan bir tanesi için parçalama işlemini Avrupa’da yapmaya kalktıklarında bütün Avrupa ayağa kalkıyor. Bu geminin içinde 760 ton asbest olduğu için, asbest dışında da birçok tehlikeli maddeyi içerdiği için bunun sökümünün ancak çok çok özel şartlarda gerçekleşebileceği başka türlü yapılırsa on binlerce belki yüz binlerce insanın ölümüne, kanser olmasına neden olabilecek bir çevre sorunu, halk sağlığı sorunu yaratacağı söyleniyor. Bu ilk söküm için ortaya atılan gemi uzun tartışmalardan sonra bir yerde bir şekilde sökülüyor ve kesin olarak anlaşılıyor ki 760 ton asbest var. Bu Türkiye’de olan bir şey değil, dünyanın bir yerinde yapıyorlar bunu. Bunun ikizi olan gemiyi, Fransa birinciden ağzı yandığı için Brezilya’ya veriyor, siz kullanın diyor. Onlar da bazı nükleer denemelerde de kullanıyorlar bir 4-5 sene kadar. Sonra bakıyorlar ki bu gemi işe yaramaz, onlar da sökülmesi için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Fransa Avrupa Birliği kanunlarına tabi olduğu için bu geminin sökümü ile ilgili çok ağır şartlara maruz kaldığı için her yerde söktüremiyor ama Brezilya’nın böyle bir şeyi yok. Onların elleri daha rahat, Avrupa Birliği üyesi olmadığı için. Bunun sökümü içini haleye çıkıyorlar, bir tek firma giriyor, o da maalesef İzmir Aliağa’dan bir gemi söküm firması. Sadece tek bir firma, çok da ucuz bir paraya alıyor bunun ihalesini. Soruluyor, neden başka bir firma girmedi? Cevabı basit ve bütün dünyadaki çevreciler biliyor ‘Çünkü bu gemi ağzına kadar zehir dolu.’ Bu geminin sökümü çok tehlikeli, eğer tamamen kapalı bir ortamda bu söküm yapılmazsa, gerekli önlemler alınmazsa ki bunların hepsi çok pahalı işler, o zaman bu gemiden çıkacak bütün o toksik zehirli maddeler en tehlikelisi de asbest, insanları hasta edecek, insanları kanser yapacak, insanları öldürecek. Bu size söylediğim şey bilimsel bir gerçek. Sizler biliyorsunuz, ben bir tıp doktoruyum. Asbest dediğimiz madde, akciğer kanseri yapar, yüzde 100 yapar. Ama kiminde 1 ayda, kiminde 20, 30 senede yapar. Bu geminin Türkiye’de bir firma ile anlaştığı belirlendikten sonra Brezilya’daki ve dünyadaki çevreciler ayağa kalkıyorlar, bu gemi asla Aliağa’da Türkiye’de uygunsuz şartlarda sökülemez, oradaki insanların, işçilerin, Aliağalıların, yüz binlerce insanın milyonlarca insanın hayatı bu şekilde riske atılamaz diyorlar ve mahkemeye veriyorlar. Brezilya mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı alıyor. Bu gemi Brezilya’dan çıkmayacak, Türkiye’ye gitmeyecek ve orada sökülmeyecek. Bu çevre sağlığı ve insan sağlığı açısından doğru değildir diyor. Bunu Brezilya’nın mahkemesi diyor. Bu mahkeme kararı açıklandıktan bir gün sonra Türkiye’den bir firma kaçak olarak gemiyi gizlice uluslararası kara sularına çıkarıyorlar. Uluslararası kara sularına çıktığı andan itibaren Brezilya mahkemesinin kararı geçersiz hale geliyor, o gemi yola çıktı, o gün bugündür yolda; İzmir’e doğru Aliağa’ya doğru geliyor.”
“YALANLARA İNANMIYORUZ”
Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay sözlerine şöyle devam etti: “Aliağa’ya gidip gemi söküm tesislerini görmelisiniz. Herkesin vatandaş olarak bunu yapması gerekiyor, daha fazla bilgi sahibi olmalısınız. Normalde en fazla 7-8 tane tesisin kurulabileceği bir deniz kıyısına 22 tane gemi söküm tesisi kurulmuş, Hepsini TOKİ onlara kiralamış ve çok ucuz bir fiyata kullandırıyor. Her gemi sökümünde deniz zehirleniyor, toprak, hava, oradaki işçiler zehirleniyor, ölenler oluyor. Böyle bir felaket yaşarken şunu düşünüyoruz; Devletimiz insanının sağlığını düşünmüyor. Bizlerin zehirlenmesi, kanser olması, toprağımızın, havamızın kirlenmesi umurlarında değil. Eğer umurlarında olsaydı böyle bir şeye asla izin vermezlerdi. Bakanımız çıkıyor açıklama yapıyor diyor ki ‘Bunun ikiz gemisinde 760 ton asbest var ama buna baktırdık biz bunda sadece 9 ton asbest var.’ Şimdi bunun hiçbir şekilde mantığı yok ama diyor ki biz bunun ölçümünü yaptırdık baktırdık diyor, raporu var elimizde diyor, 9 ton asbest var diyor. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bu konuyu konuştuk, o raporu gören var mı dedik, o raporu sadece Büyükşehir Belediye Başkanımıza bir toplantıda göstermişler. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer dedi ki, ‘O raporda şu yazıyor; o raporu veren firma biz bu geminin sadece yüzde 12’sini inceledik ve sadece 12’sinde 9 ton asbest var, geriye kalanını incelemedik.’ Yüzde 88’ini incelememiş ve üstelik firma diyor ki, ‘Bizim burada verdiğimiz rakamın kesin doğru olduğunu da garanti edemeyiz’ diyor. İnceleyen firmanın verdiği raporda bu yazıyor. Bu nasıl bir iştir, nasıl bir şeydir. Alenen bize yalan söyleniyor. Sanki bütün gemiye bakılmış, sanki hepsi incelenmiş de 9 ton varmış gibi söyleniyor. Sadece yüzde 12’sine bakılmış ve üstelik sonucunun garanti olmadığını da söylüyor. Bu
şartlarda bize gelen bu geminin hastalık yapmadığına dair Aliağa’dan bu gemi sökümcülerinin temsilcisi olan birisi açıklama yapıyor diyor ki ‘Ben biliyorum, kesinlikle zararlı değil’ diyor, bunu diyen kişi eski başbakanlarımızdan birinin oğlunun ortağı, beraber fotoğrafları var, beraber ortak olduklarına dair kanıtlar var, maalesef bu şekilde hepimiz istismar ediliyoruz. Yalan söyleniyor. 30 Eylül’de o gemi buraya geldiği gün, eğer o gemi söküm tesisinde sökülürse o gün orada buna izin verirse İzmirliler, Türk insanı, sizler, bizler izin verirsek, emin olun bize söylenen bu kadar yalana kanmış, zehirlenmeyi göze almayı önemsememiş, cahil bir milletten başka bir şey olmadığımız düşünülür. Biz bu muyuz? Lütfen sesinizi öyle yüksek çıkarın ki herkes duysun. Biz cahil insanlar değiliz, bize söylenen yalanlara inanmıyoruz, inanmayacaksınız, herkes herkese doğruyu anlatacak ve o gemi geldiği gibi defolup buradan gidecek, sizlerin sayesinde, bu duyarlı insanların sayesinde.”
Etkinlikte konuşan Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Saadet Çağlın, Nae Sao Paulo gemisinin Türkiye’de sökülmesinin çevre felaketine neden olacağını belirterek şunları kaydetti: “Öncelikle bu konuda farkındalık yaratmak, bu konuya dikkat çekmek için yapılan bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederim. Geminin bakanlık tarafından ithalat izni verildiği Mayıs ayından bugüne bütün dünya alarmda. Oradan çıkmaması için tüm dünya bütün yetkilileriyle, bütün kurumlarıyla alarm halinde ülkemizi ve Brezilya Hükümeti’ni uyardı ama ne yazık ki gemi 5 Eylül’de yola çıktı. Nae Sao Paulo, dünyanın dört bir yanından çevre, insan hakları ve işçi örgütlerinin çığlığını duymayarak ihtiyati tedbir ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Brezilya’dan yola çıktı. 9-10 Eylül’de Türkiye karasularında olması bekleniyor.”
“BİRLİKTE HAYIR DEMELİYİZ”
Geminin taşıdığı zehirli ve tehlikeli maddelerin su, hava ve toprağa karışarak büyük zararlara neden olacağını vurgulayan Çağlın, şöyle devam etti: “Tüm kanserojen zehirler aylar süren sökümü sırasında öncelikle çalışan emekçi arkadaşlarımıza; sonrasında ise asbest tozlarıyla, zehirli gazlarıyla toplumsal yaşama karışıp tehlikeli kimyasallarını denize, toprağa, yeraltı sularına karıştırıp kirleterek İzmir’e ve İzmirli’ye çevre felaketi yaşatarak parçalanacak. Bu ticaretin tarafları para kazanacak; biz bedelini sağlığımızı, çevremizi kaybederek ödeyeceğiz. Söküm Aliağa’da olabilir ama bizden uzakta diyemeyiz; zehirler havayla, suyla taşınıyor. Bu her yeri, her alanı etkiliyor. Havamızı, suyumuzu, gıdamızı korumalıyız. Bu gemiyi durduracak kuvvet bizim hep birlikte ‘Hayır’ dememizden geçiyor. İzmir dünyanın çöplüğü değildir.”
Karşıyaka İş İnsanları Derneği Başkanı Burak Filiz ise konuşmasında “Başkanımız çok güzel bir şekilde özetledi. Gemiler sökülecek diye ciğerlerimiz de sökülmesin umarım farkındalığı yaratmış oluruz” dedi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı