Beşiktaş kongre üyesi ve spor yorumcusu olan Bülent Uslu, ‘Gökçe Futbolist’ dergisinin 3. sayısına röportaj verdi.
Beşiktaş ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Uslu, son dönemlerde Beşiktaş taraftarının sosyal medyada ciddi bir artış sağladığına değindi.
Röportajda şu ifadeler kullanıldı:
“-Bülent Bey, Beşiktaş yönetiminde olmasanız da Beşiktaş’lıların sesi olma noktasında yöneticilerden daha fazla taraftarın gözdesi olmayı nasıl başardınız?
– Sosyal Medyanın gücünü keşfettikten sonra insanların bu mecralardan nasıl algı bombardımanına uğratıldığını anladıktan sonra, Beşiktaş’lılara doğruları aktarmak adına sosyal medyayı daha aktif kullanmaya karar verdim.
– Besiktaş taraftarını bir çok konuda kenetlediğinizi ben yakınen biliyorum. Bunlara örnekler verebilir misiniz?
“Birçok konuda Beşiktaş taraftarı ile birlikte algıları gerçeğe dönüştürdük”
– Birçok konuda Beşiktaş taraftarı ile birlikte algıları gerçeğe dönüştürdük. Ama Ersin Düzen’in Beşiktaşlılardan özür dilemesi, Nazlican Yurt’un Sergen Hocamıza “X Hoca” tabirinden sonra özür dilemek zorunda kalması ve en akılda kalan PAOK macinin şifresiz kanaldan verilmesi için oluşturduğumuz sosyal medya rüzgârı sayesinde maçın açık kanaldan verilmesi konularını örnek olarak gösterebilirim.
-Galatasaray ve Fenerbahçe’nin daha önce gerek medyada gerek sosyal medyada daha fazla konuşulduğunu ve ilgi gördügünü biliyorduk. Fakat Fikret Orman ve Senol Güneş dönemi sampiyonlukları ile özellikle sizin oluşturduğunuz sinerji ile artik Besiktaş da en az rakipleri kadar konuşuluyor bana göre. Sizce hala geride misiniz ? Yoksa bu yeterli mi?
“Son dönemde Beşiktaş takipçilerinde bir artış var”
– Son dönemde bir artış var Beşiktaş takipçilerinde. Fakat bu artişa rağmen takimların resmi sosyal medya sayfalarının takip sayısında Besiktaş hala 3. sırada. O bakimdan bu artışı yeterli görmüyorum. Bu alanda Besiktaş birinci sıraya çıkarana kadar çalışmalara devam. Bakın burada yeri gelmişken bir konuyu da vurgulamak istiyorum. Sosyal medyada kalıcı olabilmek için renkli paylaşımların yanında, hakkın ve haklının yanında olmak, dogrularin pesinden koşmak ve bu doğrular yazarken karsı tarafı da rencide edecek şeyler yapmadan bunu yapmak gerekiyor. Sayfalar sırf dikkat çekmek adına küfrü çağrıştıran, hatırlatan ifadelerle yorumlar yapınca içlerinin boş olduğunu anlayan kitleler tarafindan terkedildiler ve silinip gittiler. Biz ise doğruları ilgi çekici bir üslupla karşı tarafı iğneleyici ama asla hakaret etmeden yorumlarımızı yapıyoruz.”