İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında, Kıraç Şehitler Mahallesi’nde üretimi tamamlanan, “Gülten Akın Kütüphanesi”nin resmi açılışını gerçekleştirdi. İmamoğlu yaptığı açılış konuşmasında, AKP İstanbul Vilayet Lideri tarafından ‘İstanbul’un Kayıp 1000 Günü‘ başlığıyla düzenlenen toplan hakkında konuştu.
“İnsan odaklı belediyecilik ne demektir?” sorusunu soran İmamoğlu “Sadece betonu, yalnızca mühendislik yapılarını, yalnızca rantı anlayanlar değil, tam manasıyla İstanbul’da insan odaklı bir belediyeciliğin varlığını hayata geçirme uğraşımızın karşılığı bu adımlar” dedi.
‘Büyük kaybın reklam kampanyasını yapıyorlar’
İmamoğlu’nun konuşması özetle şöyle:
“İsrafçı, fırsatçı bir zihniyet değil, üç yıldır yapmaya çalıştığımız şey; muhtaçlıkları belirleyen, bütçeyi en âlâ biçimde denetleyip harcayan bir süreç. Olağan ki kimi pürüzler yaşadık, süreçlerle ilgili problemler yaşadık. Ta başlangıcından beri bu hayatımızda var. 2019 seçimlerinin, iki seçim haline gelmesinden tutun da bugüne kadar bu adımları pervasızca atan bir anlayış var.
Ama şunu söyleyeyim: Bu seçimi kaybettikten sonra o bir avuç insan, bunun kendileri için büyük bir kayıp olduğunun reklam kampanyasını yapıyorlar bu hafta. Yani 3 yıl evvel kaybettikleri bu seçimin, ‘1000 kayıp gün’ olduğunu tescilli bir biçimde halkımıza anlatıyorlar. Diyorlar ki; ‘Bu, bizim için 1000 kayıp gün.’ Bir de ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Lakin bir avuç insan için 1000 kayıp gün; yani vatandaşlarımız için değil. Vatandaşlarımız için büyük bir kazanım günü. Büyük bir çıkar periyodu.
‘Değil 3 yıl, 33 yıl geçse bu acıyı unutamayacaklar’
Çünkü, biz, belediyemizin her imkanının vatandaşımıza ilişkin olduğunu, mahalle ortalarında belediyeye ilişkin olan yapıları dahi, bir kısım kendilerine ilişkin kurum, dernek, şahıs ferdî alanlarına tahsis ya da devredildiği binalar değil, vatandaşlarımıza açık kütüphaneler, açık alanlar haline getirmenin çabasıyla bir değişim başladı. Onun için bu arkadaşlar, değil üç yılı kendileri için 1000 kayıp gün, 33 yıl geçse, bu acıyı hiç unutamayacaklar. Her yıl bu acıyı anlatmaya devam edecekler. Kederim şu: Ders çıkartmıyorlar. Yüzde 10’a yakın bir oyla kaybettikleri seçimi, bugün sandığa gitseler, yüzde kaç oy farkla kaybedeceklerini gidip anketlerden bakmayı bile beceremiyorlar. Biraz olsun aklına akılları başlarına gelse, bir farklılık yaratsalar, bir eksen değişimi yaratsalar, tahminen onlar da insanlarımıza hizmet etme anlayışına dönük bir adım atmış olacaklar.
Ama o akli durumdan uzak haller ve davranışlar içerisindeler. Münasebetiyle beşere paha vermeyen, eşitliği, adaleti hiçe sayan bu anlayışı kökünden değiştirdiğimiz bu süreç içerisinde, herkese imkanların adil bir biçimde dağıtıldığı bu süreç içerisinde, biz diyoruz ki: Gelin, aklınızı başınıza alın. Ahlaklı, manalı, siyaset yapmaya çaba edin. Siz de en azından, bugün olmasa bile, tahminen 10-15 yıl sonra ülkemiz için tekrar bir umut haline gelebilirsiniz. Lakin o denli bir bakışa müsait değiller.”