İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı hasebiyle yaptığı konuşmada, “100 yıl evvel bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, bayanları ve çocukları hiç düşünmediler. Yalnızca saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar” dedi.
Bu kelamlarıyla ilgili Soyer’i gaye haline getiren köşe muharrirlerinin ‘’Keşke Yunan galip gelseydi’’ diyen Kadir Mısıroğluna kullandıkları tabirler şöyle;
-Başında fesi, zihninde Osmanlı mirası, lisanında birkaç asrın öfkesi olan Mısıroğlu, aslında tam da bu tanımdaki filiz veren çınardır. (Hilal Kaplan)
-Kadir Mısıroğlu Hoca ağır bakıma alınmış. Allah Şafii ismi ile şifa nasip etsin. Amin (Yakup Köse)
-Üstad Kadir Mısıroğlu ağır bakıma alınmış. Ya Rabbi, Şafii İsm’i Celilinle şifa ihsan eyle… Amin… (Hikmet Genç)
Köşesine bugün de Soyer’i taşıyan müelliflerin satırbaşları şöyle;
Hilal Kaplan (Sabah)
Tunç Soyer’in işgalci Yunanistan yerine Osmanlı’ya kin kusması hatta AK Partilileri de itham etmesinin perde arkadaşını eşelemek lazım. CHP’li Soyer, Mayıs ayında Atina Belediye Lideri Kostas Bakoyannis’i ağırladı. Bakoyannis görüşme sonrası toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda Erdoğan’ın iki ülke bağlarını rehin aldığını, buna karşı Soyer ile anlaştıklarını açıklamıştı. CHP önder Kılıçdaroğlu’nun S-400 probleminde “Yunanistan bize mi saldıracak?” demeci de hala hafızalarda. O nedenle Tunç Soyer’in açıklamalarıyla ittifakın görüşleri örtüşüyor.
Soyer, kime düşman, kime değil, kendi ağzıyla itiraf ederken insan sormadan edemiyor: Yunan, tekrar bize saldırsa hangi tarafta duracaksınız?
Yakup Köse (Star)
Soyer kelamlarının kaynağı olarak M. Kemal’in nutkunu gösterdi.
Nutuk’ta bahsedilen hâdiselerin sağlamasını yapmaya yarayacak dokümanlara ulaşmanın yolu da kapalı olduğundan Nutuk’ta anlatılanlara ya inanacaksın ya inanacaksın! Aksi, “Sen Atatürk’e yalancı mı diyorsun” denilerek 5816 sayılı ucube kanun kapsamında cezaevine gönderiyorlar.
Hikmet Genç (Akşam)
Sanırsın İzmir’i Osmanlı işgalinden kurtardık…
Neresini düzelteceksin bilemedim.
Yapacağın iş kolay. Geçmişine gösteri, Osmanlıya hakaret et.
‘Çağdaş’, ‘aydınlanmacı’, ‘ilerici’ de. CHP’li ol, bol bol heykel yap, oyları kap!
Çalışmaya hizmete gerek yok.
Sonra çık otomobilin üstüne hoppidi hoppidi zıpla kâfi…
Abdülkadir Selvi (Hürriyet)
Tunç Soyer, Tarkan’a konser verdirerek çok güzel bir iş yaptı fakat kendi muvaffakiyetini kendi eliyle gölgeledi.
Ne yaptı? İzmir’in, Yunan işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yıldönümünde işgalci Yunanistan’ı değil, Osmanlı’yı amaç aldı.
Sanki İzmir’den denize döktüğümüz Yunan değil Osmanlıymış üzere hareket etti.
İzmir’i kurtaran paşaların Osmanlı paşası olduğunu unutmuş üzere hareket etti.
Halime Kökçe (Star)
İzmir Müslüman Türklerin kenti olacağına Yunan kalsaydı daha mutlu olurdular.
Hatırlarsanız bir CHP İzmir vekili “İzmirliler Avrupa’ya girmeye hazır. Gerekirse İzmir Türkiye’den ayrılarak Avrupa Birliği’ne girmeli.” demişti. CHP’liler gerek görüp bu kelamı kınamamıştı bile.
Dolayısıyla İzmir Belediye Lideri Tunç Soyer’in İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşu münasebetiyle düzenlediği aktiflikte Yunanlılara değil de Osmanlı’ya verip veriştirmesi ve son padişah Sultan Vahdettin’i hainlikle itham etmesi şaşılası bir durum değil. Bu artık kanıksanmış bir CHP aymazlığı.
Yasin Aktay (Yeni Şafak)
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri yüzüncü yıldönümünde farklı bir tarih okuyor:
Murat Bardakçı Kurtuluş Savaşı’nın kendisinin bir Osmanlı devlet operasyonu olduğunu anlatır.
Yunan’ı düşman olmaktan çıkarıp, onun ardındaki İngilizleri de hiç hatırlamayıp, onlara karşı olabilecek en tesirli önlemi alan Osmanlı’ya kin kusturan motivasyon nereden geliyor olabilir?
Haşmet Babaoğlu (Sabah)
“İzmir’in farklı parası, farklı bayrağı olsun!” çıkışlarını hafife alarak…
Tunç Soyer’in 9 Eylül konuşmasına geldik işte!
***
Sanırsınız, düşman buhar olmuş, işgalci hiç yokmuş…
Sanırsınız, Yunanlılar da bizim taraftaymış…
Sanırsınız, dünya savaşını tek başlarına Osmanlılar çıkarmış…
Niye şaşırıyorsunuz?
Okullarımızda hocalarımızdan yıllarca bu martavalları dinleyerek büyümedik mi?