New York’tan geldiğini ve daha sonra suikaste kurban giden Japonya’nın eski Başbakanı Abe Shinzo’nun devlet cenaze merasimine katılmak için Japonya’ya gideceğini belirten Çavuşoğlu konuşmasında şunları kaydetti;
“New York’ta çok ağır bir programımız oldu. Bu yoğunluk içinde odak noktası Türkiye idi. Bilhassa son yıllarda barış için ve gıda-enerji krizinin tahlili için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sarf ettiğimiz eforlarımız tüm dünya tarafından takdir ediliyor. Ayrıyeten odak noktası New York’taki Türkevi’ydi. Vatandaşlarımız San Diego’da da ‘Türk evi’ açmışlar, onları tebrik ediyoruz, her türlü takviyesi vereceğiz. Fakat New York’taki Türkevi, görenleriniz olmuştur hem mimarisiyle hem de işleviyle gurur verici bir yapıtı geçen sene açmıştık. Bu sene çok ağır toplantılar ve etkinlikler düzenledik. Hatta yıl içinde farklı ülkelerin temsilcilikleri, hatta NATO Parlamenter asamblesi bile toplantılarını Türkevi’nde gerçekleştirdi. O kadar yoğunluk vardı ki birçok insan Türkevi’ni Birleşmiş Milletleri’n ek binası olarak düşünmüş.”
Buluşmada birçok vatandaşla tanıştığını belirten Çavuşoğlu “Burada tekrar Ermeni ve Musevi vatandaşlarımız var. Bugün Şabat, ona karşın bugün bizlerle bir arada olmak için gelen Musevi kardeşlerimize ve tabi Ermeni vatandaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Ayrıyeten ortamızda Ahıska Türkleri de var. Ahıska Türkleri biliyorsunuz 2007’li yıllarda Rusya’nın Krasnodar bölgesinden ABD’ye gelip tüm Amerika’ya yayılan kardeşlerimiz. Geçmişte çok sürgün oldular, zulüm çektiler, acılar oldu. Bu sürgün vaktinde açlıktan, hastalıktan hayatını kaybeden oldu.”
SIRA GÜBRE İHRACATINDA
“Tahıl krizinde oynadığımız rol, dünyada bir rahatlamaya yol açtı. 2008’den bu yana birinci sefer tahıl fiyatları önemli bir düşüş yaşadı. Yüzde 9 civarında bir düşüş yaşadı. New York’ta gördük ki en zengininden en yoksuluna kadar bu tahıl konusu herkes için birinci derecede değerli. BM kürsüsünden birçok önder ve konuşmacı Türkiye’ye teşekkür etti. Artık gübre ihracatının önündeki pürüzleri kaldırmak için İstanbul’daki uyum merkezimizde BM ile çalışıyoruz. Her iki ülkenin de heyetleri var. Kimi tahlil yolları bulduk. Rusya’nın bu eserleri yaptırım listesinde olmadığı için sigortacılık, hizmet ve bilhassa ödeme hususlarındaki tereddütleri de gidermek için bir çalışma yapıyoruz.”
“5 TANE UKRAYNALI AZOV TUGAYININ KUMANDANI TÜRKİYE’YE GELDİ”
“Sayın Cumhurbaşkanımızın temel amacı Sayın Putin ile Sayın Zelenski’yi bir ortaya getirmek. Bunun için de siyasi sürece dönülmesi ismine itimat arttırıcı adımlar da atılması gerekiyor. En son esir takası konusunda biz kıymetli bir rol oynadık. Sizler de takip etmişsinizdir. Şu anda 5 tane Ukraynalı Azov tugayının kumandanı Türkiye’ye geldi. Karşılıklı isimler takas edildi, lakin bunun devamı da olacak, efor sarf ediyoruz. Zaporijya’da nükleer santral var, Çernobil’den çok daha büyük olan bir santral. Bir risk oluştu çabucak Memleketler arası Atom Güç Ajansı (IAEA) ile Rusları İstanbul’da bir ortaya getirdik. Daha sonra IAEA’nın uzmanlarını Zaporijya’ya gönderdik. Şu anda teknik seviyede de çalışmalar devam ediyor. Tüm bu alanlarda Türkiye üzerine düşeni ziyadesiyle yapıyor.”
“Bizim için bu dış siyasetin önceliklerini takip ederken, benim de çok ehemmiyet verdiğim, öbür bir değerli önceliğimiz yurtdışında yaşayan siz vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, akraba topluluklarımıza dayanak vermek, yalnız bırakmamak. Sizlere verdiğimiz hizmetin kalitesini ve suratını arttırmak.”
ERMENİSTAN İLE NORMALLEŞME
“Ermenistan’la alakaları olağanlaştırmak için özel temsilcilerimizi atadık. ‘Viyana’yı, Moskova’yı boş verelim Türkiye ve Ermenistan’da buluşalım’ dedik. Birtakım jestler yaptık, hava alanımızı açtık. Direkt uçuşlar başladı. Hava nakliyatı, ticaret başlıyor. Sonuçta kimi adımlar attık lakin Ermenistan üzerindeki baskı sebebiyle şimdi istediğimiz yürekli adımları atamıyor. Bilhassa Azerbaycan ile müzakere ettikleri mevzularda, cesaretlendirmek lazım. Maalesef tahminen sayısı azdır fakat ABD’de de sesi çok çıkan bir küme, Ermeni kümesi, bu olağanlaşmaya karşı. Türkiye ile de olan olağanlaşmaya karşı. Onların Ermenistan’a hiçbir katkısı yok. Daima nefret üzerine hareket ediyorlar ve Ermenistan’ın bölgede barış ve işbirliğine çok muhtaçlığı var. Bugüne kadar izole yaşamış bir ülke. Lakin bu fırsatında yeterli kıymetlendirilmesi gerekiyor.”
“PKK, DEAŞ ve FETO’nun elinde de pak insanlarımızın kanı var. Bunlara yönelik uğraşımızı sürdüreceğiz. En son Türkiye’ye girerken DEAŞ’ın en kıymetli önderlerinden birisini yakaladık. Şu anda süreçler devam ediyor. Terörle gayretimizi kararlılıkla devam ettireceğiz.”
ABD – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
“PKK/PYD’ye maalesef Amerika, hala Suriye’de dayanak veriyor, onların bölücü gündemine takviye veriyorlar aslında. Ancak bu terör örgütü de son vakitlerde taarruzlarını arttırdı. FETO’nun buradaki mevcudiyeti öbür taraftan KATSA yaptırımları bizleri rahatsız eden mevzular. Aslında bunların hepsi bizim için ulusal güvenlik sorunu. Müttefikimiz ABD’den bu hususta hassasiyet bekliyoruz. Bizim hassasiyetlerimizi anlamasını bekliyoruz. Tüm bunları New York’ta Blinken ile görüştük.”
AB İLİŞKİLERİ
“Dış siyaset alanlarımıza baktığımız vakit aslında Amerika’nın önceliklerine de baktığımız vakit, Amerika’nın öncelikli alanlarında en kıymetli aktörlerden birisi değil, en kıymetli aktör Türkiye. Hasebiyle Amerika’nın da Türkiye’nin bu manada kıymetini işte ‘tahıl muahedesi oldu, teşekkür ederim’ deyip geçiştirmemesi lazım. AB’ye de söylüyoruz, bizim bugüne kadar yaptıklarımızı ve yapıyor olduklarımızı AB ile yapsaydık, AB bizi dışlamasaydı bugün Avrupa Birliği global bir aktör olarak dünyanın her yerinde alkışlanırdı. Lakin bu dar bakış, vizyon var ya ‘siyasi çıkarlar’ ve küçücük ülkeciklerin esiri olması AB’nin global aktör olmasını engelliyor.”