Seçimlere bir gün kala ülkenin en tesirli siyasetçilerinden birinin suikastı ile sarsılan Japonya’da halk ve medya yaşanan hücuma mana vermekte zorluk çekiyor, çoğunlukla Batı’da gördükleri ve kınadıkları silah şiddetinin kendi ülkelerinde de uzunluk gösterdiğine inanamıyor.
Saldırganın, tabirinde yer alanlara nazaran “ailesinin dağılmasına yol açan dini bir örgütle olan bağlantısı” nedeniyle Şinzo Abe’ye kin güttüğü tez ediliyor.
Çıktığı seçim kampanyasında dün bir tren istasyonunun önünde konuşma yaparken uğradığı silahlı akında hayatını kaybeden Japonya’nın eski başbakanı Şinzo Abe’nin vefatı ile ilgili bugün Japon medyasında çıkan haberlerde silah şiddeti lanetleniyor ve akının yalnızca Abe’ye değil, Japon demokrasisine de yapılmış olduğunun altı çiziliyor.
Japan Times gazetesinde çıkan başyazıda gazetenin aslında bugünkü yazıyı ABD’ rutin hale gelen silah şiddetini eleştirmeye ayırmayı düşündükleri fakat Abe’nin dünkü şok edici suikastından sonra mevzuyu Japonya’daki buna benzeri bir şiddet olayına çevirmek zorunda kalmalarından ötürü öfke, utanç ve keder duydukları anlatılıyor.
“Değişim seçimlerde olur”
Olayı terör saldırısı olarak niteleyen gazete idaresi bilhassa seçimlerden evvel bu türlü bir şiddetin ve davranışın Japonya’da asla yeri olamayacağını söylüyor ve “Biz, uyuşmazlıkların ve fikir farklılıklarının şiddet yoluyla değil seçimlerde oy vererek çözüldüğü bir demokrasiyiz” diyor.
İngiltere’de Boris Johnson’ın kendi partisi tarafından iktidardan düşürülüp başbakanlıktan istifa etmesi örneği hatırlatılarak “Siyasi değişim bu türlü yapılır” deniyor.
Bunun yanısıra bir öbür haberde ise Ulusal Polis Teşkilatı yetkilileri dünkü olayda bir güvenlik zafiyetinin olup olmadığının ve silahlı müdafaaların nasıl olup da eski başbakanın vurulmasını önleyemediğinin kesinlikle araştırılacağını söylüyor.
“Siyasi değil şahsî nedenler”
Yomiuri Shimbun ve Mainichi gazeteleri ise haberlerinde saldırgan Tetsuya Yamagami’nin profiline odaklanmış.
Saldırganın polis tabirine ulaşan Mainichi gazetesine nazaran kuşkulu, saldırıyı Abe’ye duyduğu hınç yüzünden işlediğini söyledi.
Bu habere nazaran saldırganın annesi, Abe’nin dayanak verdiği bir dini örgüte üye olup parasını kaptırdı. Bunun üzerine ailesinin dağıldığını sav eden saldırgan, Abe’yi siyasal görüşü nedeniyle değil, şahsî nedenlerle öldürdüğünü itiraf etti.
Japon polisi bu dini örgütün ismini açıklamamakla bir arada toplumsal medyada dolaşan haberlerde Abe’nin Unification Church (Birleştirme Kilisesi) ismiyle kendini mesih ilan eden Sun Myung Moon tarafından kurulan ve Moonies denilen tartışmalı bir kültün tertiplerinde konuşmalar yaptığı aktarılıyor.
Yomiuri’de ise saldırganın suikastı gerçekleştiği yerden üç kilometre ötedeki bir binanın sekizinci katında tek odalı bir apartman dairesine yapılan baskında mesken imali silah ve bomba ele geçirildiğinin anlatıldığı haberde Mayıs ayında çalıştığı işinden ayrılan saldırganın yaptığı bu silahlarla Abe’yi öldürmeyi planladığı sözü var.
Tetsuya Tsuda isimli silah uzmanı bir gazetecinin bilgisine başvuran Yomiuri gazetesi, uzmanın görüşüne nazaran saldırganın, namludan kurşunun atılması için gereken patlayıcıyı havai fişeklerde de kullanılan ve rastgele bir yerden kolay kolay elde edilebilecek baruttan imal ettiğini, silah ateş aldığında çıkan sesin ve dumanın da bunun delili olduğunu belirtmiş.
Abe’nin vefatıyla Japon siyasi sahnesinde büyük bir boşluğun doğduğu konusunda ise Japonya halkı ve medya hemfikir.