Camilerden korsan yayınla “Çav Bella” çalınmasının manzaralarını toplumsal medyadan paylaştığı için “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla hakkında dava açılan ve 2 sefer beraat eden Banu Özdemir, gerekçeli kararda yazan sözleri paylaşarak, kendisini gaye gösterenlere seslendi.
İzmir’de yaklaşık 2 sene evvel birtakım mescitlerden korsan yayınla “Çav Bella” çalınmasının imgelerini toplumsal medya hesabından “Bornova, Buca üzere birçok ilçede farklı mescitlerden çav bella çalındığı görüntülerini gördük, İzmir Müftülüğü bu mevzuda bir açıklamaya yapacak mı?” sözleriyle paylaştığı gerekçesiyle tutuklanan Banu Özdemir hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla dava açılmıştı. Bir hafta tutuklu kaldıktan sonra itiraz üzerine tahliye edilen Özdemir, yapılan yargılama sonunda da beraat etmişti. İki yıldır yargılaması devam eden Banu Özdemir için ikinci sefer beraat kararı verilmişti.
“DARISI, HAKSIZLIĞA VE İFTİRAYA UĞRAMIŞ TÜM SUÇSUZ İNSANLARIN BAŞINA”
Banu Özdemir, “İki yıldır üzerinde tepinilen, ikinci defa tescillenmiş masumiyetime dair bu belgeyi, bugüne dek türlü iftira ve palavralar ile maksat gösterenler için paylaşıyorum. Ve darısı haksızlığa ve iftiraya uğramış tüm temiz insanların başına…” diyerek, gerekçeli kararda yer alan tabirleri paylaştı.
“MERKEZİ EZAN SİSTEMİNE GİRMEDİ…”
Beraat kararının verildiği gerekçeli kararda sanık Banu Özdemir’in “Merkezi ezan sistemine girmediği, yayınların sanık tarafından görüntüye internete sanık tarafından servis edilmediği, sanık ile ezan sistemine korsan giriş yapan bireyler ortasında asli yahut feri bir iştirakın bulunduğunun sav dahi edilmediği, rastgele bir iştirakın tespit edilemediği, sanığın halkın bir bölümünü başka bir bölümü aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etmediği, yaptığı paylaşımlarının kamu güvenliği açısından açık, yakın ve önemli bir tehlikeyi somut olarak ortaya çıkarmadığı, şiddet daveti ya da tavsiyesi niteliğinde bir anlatımı olmadığı, toplum kesitleri ortasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, rastgele bir taşkınlık saptanmadığı ve kamu barışını bozan rastgele bir somut olgunun da meydana gelmediği” vurgulandı.
“HERHANGİ BİR SOMUT OLGU MEYDANA GELMEDİ”
Gerekçeli kararda ayrıyeten “Dini pahaları aşağıladığına dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, somut, yansız, tarafsız ve vicdani kanaat hasıl edici kanıt bulunmadığı, sanığa ve hareketine karşı toplum bölümleri ortasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, rastgele bir taşkınlık olmadığı, kamu barışını bozan yahut bozmaya elverişli rastgele bir somut olgunun meydana gelmediği,
Yargıtay 8. C.D’nin 2019/10194 Temel 2019/11813 Karar sayılı ilamı karşısında evrakın incelenmesinde de kamu barışının bozulma ihtimalinin somut olayda bulunmadığı, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla yasal ögeleri oluşmayan müsnet kabahatten sanığın beraatine karar vermek gerekmiş, yargılamada emelin mutlak gerçeklik değil mutlak gerçekliğe olabildiğince yaklaşmak umudu ile maddi gerçeklik olduğu da bilinerek ayrıca araştırma yapılmasının davanın aslına tesir etmeyeceği üzere adap iktisadına de uygun düşmeyeceği anlaşılmış bu nedenle ayrıca araştırma yapılmamış, evraktaki kanıtlarla aşağıdaki biçimde karar kurulmuştur” tabirlerine yer verildi.