Evet başlıkta yanlış okumadınız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bir “Sürtükle” masaya oturduk ve onunla tarihi bir kararı konuşuyoruz.
Sözünü ettiğim kişi Finlandiya Başbakanı Sanna Marin…
Bir ülkenin başbakanına “Sürtük” denir mi?
Ben demem…
Siz diyecekseniz, yahut başlığa kızdıysanız, çabucak yanıt vermeyin, biraz durun.
Çünkü size bu Pazar günü Finlandiya’nın bayan başbakanını anlatacağım.
BU HAREKETLER BİR BAŞBAKANA YAKIŞIR MI
Dünya kamuoyu onu son günlerde katıldığı bir partide çekilen manzaraları ile konuşuyor.
Bu imajlar üzerinden de “Bu hareketler bir başbakana yakışır mı” diye tartışıyoruz.
Peki kim bu Sanna Marin?
Şimdi size o bayanı anlatacağım.
Hemen söyleyeyim. Bu yazı bir “Araştırmacı gazeteci” eseri falan değil.
Fransa’nın “Nouvel Obs” isimli mecmuasının son sayısından motamot aldım.
Yani tek katkım bu yazıyı çevirmek…
Başlıktaki “Sürtük” sözü ile sizi yazının bu noktasına kadar getirebildiysem ne keyifli.
Çünkü eminim gerisini büyük ilgiyle okuyacaksınız.
ANNESİ KOCA DAYAĞINDAN MORÇATIYA SIĞINMIŞ BİR YETİM
“Ailem bir çok Finlandiyalı üzere acıklı öyküleri olan bir aile” diyor. Annesi yetimhanede büyümüş. Babası alkolikmiş ve annesini dövüyormuş. Kızını doğurduktan kısa mühlet sonra dayaktan kurtulmak için bir Morçatı kurumuna sığınmış.
Sanna Marin daha sonrası için ise şunu söylüyor:
“Ben gökkuşağı renkleriyle dolu bir ailede büyüdüm.” Koca dayağından çok çekmiş annesi daha sonra hayatını bir bayanla birlikte geçirmiş.
Sonradan başbakan olacak Sanna Marin, eğitimi sırasında hiç burs almamış. Okul masraflarını çeşitli işlerde çalışarak karşılamış.
O KOLTUĞA MACRON ÜZERE ZORBALIKLA OTURMADI
Ailesinde bakalorya alıp, yüksek eğitime giden birinci kişi o. Bir sanayi kenti olan Tampere’nin üniversitesinde okumuş.
Siyasi mesleği ise tam manasıyla “Tabandan gelme” bir siyaset.
27 yaşında belediye meclisi üyesi seçilmiş. 30 yaşında ise artık seçimle gelmiş bir milletvekilidir. 2019 yılında ise Finlandiya’nın başbakanıdır. Yalnızca Finlandiya değil, dünyanın en genç başbakanı sıfatını kazanacaktır.
Finlandiya MTV televizyonu yorumcusu Helena Petaistö’ye nazaran “O koltuğa Macron üzere zorbalıkla oturmadı…”
YAŞIMI HOŞ YAŞAMAK VE BU KOLTUĞU SALLAMAK İSTİYORUM
34 yaşında Finlandiya Başbakanı olduğunda verdiği birinci demeçte “Bu koltuğu sallamak istiyorum” demişti. Bir Rock’n Roll’cu yani. “Ağır ol da molla desinler” zihniyetindeki müesses nizam mensubu rakipleri ona vurmak için birinci fırsatı geçen 17 Ağustos günü, yaşını yaşadığı bir partide çekilen imgelerinin sızdırılması sayesinde buldular.
BEKARET TESTİ ÜZERE TESTTEN SONRA SÖYLEDİĞİ KELAM ŞU OLDU
Muhaliflerinin insafsızca saldırısı sonunda bekaret testine sokulan genç bir kız üzere uyuşturucu testine gitmek zorunda kaldı. Lakin rakipleri negatif gelen teste karşı anında atağa geçti ve 3 gün sonra bu kez bir öteki görüntü imgesi sızdırıldı. İmgede göğüsleri açık öpüşen iki bayan vardı. Yaşını yaşamak isteyen bayan bu kere ağlayarak özür dilemek zorunda kaldı. Yaşlı gözlerle söylediği kelamlar ise şuydu:
“Bu karabulutlar içinde bazen neşeyi, ışığı ve keyfi görmek istiyorum…”
Neşe ve ışık hakkı…
Ne yazık ki her toplumun müesses nizamının hiç de sevmediği sözler bunlar…
CADILARI YAKMASANIZ BİLE TESTE GÖNDERİN
Ancak rakipleri dünyada hiç beklemedikleri bir reaksiyon ile karşılaştı. Hillary Clinton’dan, dünyada ünlü ünsüz bir çok bayandan, Finlandiyalılara kadar onbinlerce bayan , dans ederken çektikleri manzaralarını toplumsal medyada paylaşarak ona takviye verdi.
Sloganları da Hillary Clinton tweetinde söylediği şu kelamdı:
“Durmak yok, dansa devam Sanna…”
Guardian gazetesinin bir muharriri da şunu diyecekti:
“Bu bir skandal değil, tam manasıyla cinsiyetçi bir ikiyüzlülük. Oğlan çocukları oğlan çocuğudur, ancak bayan bir salonda birkaç arkadaşı ile dans etti mi: “Bu cadıları teste gönderin…”
Yine de uygun.
Orta Çağ’da direkt odun yığınlarının üzerine çıkarıp yakıyorlardı.
TUTUCU 65 PLUS AHALİSİ “COOL” YAHU, SAKİN OLUN
2021 yılında çalışma saati dışında başbakanlık ofisinde bir parti verdiğinde de 65 yaş üstü bütün tutucu muhalifleri üzerine gelmişti. O vakit ağlamamış, tam tersine bu “Baby Boomer” kalıntıları ile müzik söyleyerek dalga geçmişti:
“Hey boom-boom boomer be cool…”
Hey yaşlı çocuk biraz sakin ol ya…”
Arkasından da şunu demişti:
“Bazen, yalnızca varlığım bile kimileri için kışkırtıcı bir şey haline geliyor…”
ÖZEL HAYATINI SAKLAMAYAN ŞEFFAF MI ŞEFFAF BİR BAYAN
Bir çok siyasetçi, yolsuzluk olaylarını bile “Özel hayat mahremiyeti” kılıfına sokup saklamaya çalışırken, Sanna Marin tam aksi davranan bir siyasetçi.
Özel hayatına ilişkin şeyleri hiç saklamıyor. Evli olmadan birlikte yaşadığı eşinin, çocuklarının, işyeri arkadaşlarının imajlarını sık sık toplumsal medyada paylaşıyor.
2018 yılında doğurduğu kızını emzirerek büyüttü ve Parlamentoya gelirken onu da getiriyordu.
ALTILI DEĞİL FAKAT BEŞLİ BİR MASADAN GELDİ
Sanna Marin tıpkı vakitte Finlandiya Toplumsal Demokrat Partisinin başkanı…
Halen 5 partiden oluşan bir koalisyonun başında.
Bu masada oturan 5 bireyden 4’ü, hükümet kurulduğu sırada 35 yaşın altındaydı.
BEŞLİ MASANIN 19 BAKANINDAN 12’Sİ BAYAN HEM DE HANGİ BAKANLIKLAR
Bu beşli masada kurulan hükümetin 19 bakanından 12’si bayan.
Bakan deyince aklınıza o denli “Aile bakanlığı” gelmesin.
Maliye, Adalet, İçişleri ve Eğitim bakanlıkları bayanların elinde.
Erkeklere bırakılan bakanlıklardan birisi ise “Eşitlik bakanlığı…”
Bakanlığın yaptığı birinci iş de şu oldu.
Doğum müsaadesi 11.5 aydan 14 aya çıkarıldı.
Tabii hem anne hem babaya eşit hak verildi.
Eşitliği siz bozdunuz siz düzeltin der üzere bir şey.,..
Bakın siz şu “Sürtüğün” yaptığına…
PUTİN’İN KARŞISINA DİMDİK ÇIKACAK KADAR YÜREKLİ BİR YÜREK
2022 yılında Ukrayna’nın işgalinden sonra çok sıkı bir anti Putin siyaset izledi.
Finlandiya’yı tarihî olarak izlediği “Tarafsızlık” siyasetinden çıkarıp daha birinci günden itibaren Ukrayna’ya silah yardımı yapmaya başladı.
NATO’ya üye olmak için başvurdu.
Ve artık bizimle birebir masada bu mevzuyu müzakere ediyor.
İLK SEYAHAT TİPİ GÖSTERİSİNİ YEDİ YAŞINDA YAPTI
Övünerek anlattığı birinci siyasi gösterisini 7 yaşındayken yapmış. Okulun gerisindeki korunun ağaçlarının kesilmesine karşı bir hareketmiş bu.
Tam Seyahat üslubu yani.
O günden beri etrafın korunması ile ilgili sıkıntılar, siyasetinin daima merkezinde olmuş.
Şimdiki emeli Finlandiya’yı 2040 yılına kadar “Karbondan arınmış” bir ülke haline getirmek.
KARAR VERELİM MASADAKİ BAYAN BİR “SÜRTÜK’ MÜ
Evet şu sıralar ülkesinin NATO’ya dönüşü için masaya oturduğumuz bayan bu.
Bu siyasi geçmişe ve yaptıklarına bakarsak, Türkiye’deki resmiyet kazanmış o kavramla “Sürtük” diyebiliriz.
Değil mi…
Tabi Altılı masanın üyelerine de sormak isterdim.
Masanızın bir ucunda bu türlü bir “Sürtük” oturabilir miydi…
VE EY SİZ… GELİYOR GELMEKTE OLAN
Ve son olarak kendi görüşümü anlatayım.
Bu insan çağımızın bir “Kadın kahramanı…”
Ey bütün müesses nizam ahalisi…
Bilin ki geleceğin rol modelleri “Sürtük” diye aşağılanan bu bayanlardan, “Serseri” dediğiniz erkeklerden çıkacak.
Hazırlayın kendinizi bu “Geliyor gelmekte olan” gerçeğine…
Ertuğrul Özkök