Coğrafi işaretli ürün konusunda atağa geçen Türkiye’de 10 yıl önce 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısı, 633’e yükseldi. 81 ilden daha önce birçok kişinin duymadığı yöresel ürünler tescil almak için sırada bekliyor.
İSTANBUL (İGFA) –Ürünün kalitesini koruyan, gelecek kuşaklara aktarımı kolaylaştıran, ihracata marka ve katma değer katan coğrafi işaret konusunda son yıllarda Türkiye’nin ciddi çalışmaları bulunuyor.
10 yıl önce 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısı bugün 633’ü bulurken, ürünlerin dünya pazarındaki rekabet gücü kolaylaşıyor, Türkiye’nin de marka değeri artıyor.
Peynirden zeytinyağına, dokumadan fırıncılığa kadar 81 ilden farklı farklı kategorilerde ürünler coğrafi işaret alırken, AB’ye tescil konusunda da çalışmalar devam ediyor.
Aydın inciri, Aydın kestanesi, Malatya kayısısı ve Milas zeytinyağı AB’den tescil alırken, Gaziantep baklavasının AB’den tescil alması da baklavanın “Yunanlılara mı yoksa Türklere mi?” ait olduğu tartışmasına son vermişti.
Gelecek kuşaklara bilgi aktarımı ve kültürel değerler için de coğrafi işaretin önemine dikkat çeken Dış Patent Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Karaca, Adıyaman’dan Samsat taplaması, Karaman’dan Ermenek helvası gibi 81 ilden daha önce birçok kişinin duymadığı yöresel ürünlerin tescil almak için sırada beklediğini söyledi.
Coğrafi işaretli Kars gravyer peynirinin artık dünya arenasında diğer peynirle rekabet gücüne sahip olduğuna dikkati çeken Karaca, “Diğer ülkelerin gravyer peynirleriyle yarışarak kilogram başına katma değerini de artırdı. Aynı zamanda gastro turizmin hareketlenmesine de katkı sağladı. Bu yüzden belediyelerimizin bir an önce bölgelerindeki ürünlerin envanterlerini çıkarıp coğrafi işaret alma konusunda başvurularını bekliyoruz. Böylece coğrafi işaretle bölgelerine de ekonomik katkı sunabilecekler” dedi.
Karaca; Çumra kavunu, Malatya Pirpirimli acılı ayran, Yuntdağı el halısı, Midyat Zeynebi üzümü gibi birçok ürünün tescil alarak bölgelerin yıldızlarını parlatabileceğini sözlerine ekledi.