AK Partili Ahmet Özdemir Sosyal Medya Yasası’nı anlattı

24 TV ekranlarında Esra Elönü’nün sunduğu Arafta Sorular’ın bu haftaki konuğu AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir oldu.

Programda Esra Elönü’nün sorularını yanıtlayan Özdemir, yeni Sosyal Medya Yasası ile ilgili iddialara da tek tek cevap verdi.

Yasada en çok merak edilenlerden biri de, paylaşımın suç değerlendirilmesi süreciydi…

Suçun olması için 4 şart gerekli

Bu sürecin içeriğinin 29. maddede yer aldığını belirten Özdemir, suçun olması için 4 şartın gerekli olduğunu vurgulayarak şöyle anlattı;

Paylaşımlar konusunda ceza için kriterler belli. Türk Ceza Kanunu’nda hakaret, tehdit gibi suçların cezası var. Bir de şimdi düzenlediğimi dezenformasyonun cezası var. Suç teşkil eden paylaşımın hangi suç kapsamına girdiğine bakmak gerekir. 29. maddede de, paylaşıma bakıldığında, dezenformasyonun ‘toplumu galeyana getirme, toplumsal sağlığa zarar verme gibi şartlar var.

4 madde neler

  • Sırf halk arasında, endişe korku ve panik yaratmak amacıyla hareket edeceksin.
  • Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili olacak
  • Gerçeğe aykırı bir bilgi kullanacak ve bu bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde kullanacak.
  • Ve belirtilen ihlalleri alenen yapacak.

Yani bu dört şart olmadan, suç oluşmaz.

Kılıçdaroğlu’nun iddiası üzerinden örnek

Örnek üzerinden anlatacak olursak. Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Katar’dan gelen öğrencilerin Türkiye’de üniversitelerde sınavsız tıp eğitimi alabileceğini söylemişti. Haber kaynağı bir internet haber sitesiydi. İnternet haber sitesi bir süre sonra, ‘Özür diliyorum, yanlış haber yapmışım.’ dedi. Kılıçdaroğlu bu haberi yapmaya devam etti.

Kamu düzenini bozucu özelliği var mı? Evet, özellikle öğrenciler üzerinde büyük olumsuz etkisi oldu. Toplumun genel sağlığını bozucu bir eylemdi. Bakınız bu şartlar, haber sitesi bu haberi yaptığında suç oluşmadı. Kılıçdaroğlu’nun, haber sitesi haberini çekmesine rağmen buna devam ettirmesiyle oluştu.
Bu yasada suçun oluşması için çok zor şartlar var. Muhalefetin dediği gibi, hakimin takdir yetkisini genişleten değil, çok sınırlandıran bir yasa.


Sosyal medyanın özgürlük alanından muzdarip olan çok

İktidar ve muhalefet, sosyal medyanın bu söz konusu ‘özgürlük alanından’ zaman zaman muzdarip olmuştur. Kime sorsak, ‘Evet, bu yasa kesinlikle gerekliydi.’ diyorlar. Gerekli olan, boş bırakılmış bir alanı doldurmak için, bir adım attık. Bu düzenlemeler de dikkat ettiğimiz şey, insanların özgürlük alanına müdahale etmemek. Aynı zamanda insanların korunması gereken kişilik hakları var. Bu özgürlük ve kişilik hakları dengesini korumamız gerekir.
Bunu yaparken Avrupa’daki örneklere baktık. 2014 yılında Türkiye’de bununla ilgili adım atılmış. TBMM’de bir ‘dezenformasyon kanunu’ çalışması yapılmış. Demek ki bu alanın doldurulması konusunda hemfikiriz. Alanı doldurma biçimimizle ilgili eleştiriler var. Bu eleştirilere makul gerekçelerimizi izah edeceğiz. Asıl amacımız özgürlükleri gerçekten korumak.

Devlet insanların kendi aralarındaki ilişkilerini ve devletin diğer ülkelerle olan ilişkisini düzenler. Bu özgürlük alanını, insanların rahat ve güvenli bir şekilde kullanmasını sağlamamız lazım. Toplumun her alanında bunu sağlamazsanız anarşi olur. Dolayısıyla nu sınırsız güvenlik alanını, düzenli, kontrollü ve vatandaşlarımızın zarar görmeyeceği şekilde kullanmasını sağlamaya çalıştık.

Yasayla ilgili en çok gelen soru

Değişik kesimlerden çeşitli sorular var. Bir tanesi internet haber sitelerinin bir statüsü yoktu. Biz bu kanunla bu sitelere bir statü kazandırdık. Dolayısıyla bu internet sitesinin patron ve çalışanlarının soru ve beklentileri, başka bir soru grubu. TCK 217/A’da bir düzenleme yaptık. Yani kanun teklifinin 29. maddesi. Bunu ‘sansür yasası’ addeden bir kesim var. Bir de sosyal ağ sağlayıcıları ile ilgili bazı sorular var. Dolayısıyla toplumun değişim kesimlerinden talepleri doğrultusunda sorular var.

Bir de muhalefetin bu yasayı yorumlama biçimi var. Bu teklifin 29. maddesi üzerinden argüman üretiyorlar ve bu iddialar üzerinden teklifin geri çekilmesini istiyorlar. Bu teklif iki komisyondan geçti. Muhalefet partilerinin de talebi bu söz konusu alanın doldurulması yönünde. Ancak, muhalefetin de en çok konuştuğu konu teklifin 29. maddesi.

Sosyal medyada anonim hesaplar ifşa edilecek mi?

Bu hesaplar bir suç işlemişse, yani bir bot hesap bir kişinin kişilik haklarına saldırıda bulundu. Saldırıya uğrayan kişi, bununla ilgili şikayette bulundu. Şikayet sonucu o bot hesabın bilgileri ifşa olacak. Yani servis sağlayıcı bu bilgileri verecek. Bunu mahkeme istediği için umuma açık olmayacak. Toplumda anlatılan biçimi yanlış. ‘Bu bot hesaplar hemen ifşa edilecek’ deniliyor. Öyle değil. Bu bot hesaplar suça karıştığı zaman, şikayet konusu olduğunda, kişilik haklarına saldırdığında olacak. İlgili mahkeme servis sağlayıcıya, “Bu kişinin bilgilerini verin, hakkında soruşturma var.” diyecek.

Bu süreç yasayla nasıl işleyecek?

Bir sahte hesapla bir kişiyi şikayet ettiğinizde, bu sahte hesabın sağlayıcısına ulaşamıyordunuz. Ulaştığınızda da o bu bilgileri vermiyordu. Dolayısıyla mahkeme, belli bir süre bu tahkikatı yürütüyordu, ama sonuçsuz kalıyordu. Şimdi servis sağlayıcı bu bilgileri verecek. Garantisi nedir, bu servis sağlayıcı bilgileri niye versin? Bu mevzuatla, ilgili servis sağlayıcıya bazı şartlar ileri sürüyoruz. Eskiden ofis açmışlardı ama, hukuk büroları üzerinden. Şimdi onlardan bir tüzel kişilik, bir sermaye şirketi istiyoruz. Örneğin Facebook… Biz ya da ilgili mahkeme Facebook’un buradaki şirketine yazı yazıp, bilgi isteyecek. Bu şirket bu bilgileri vermeyi taahhüt edecek. Bu şartları yerine getirmezse, hukuki yaptırımlarla karşılaşacak. Dolayısıyla artık aramızda bir hukuki anlaşma var.

Suç teşkil eden paylaşımı RT ve FAV konusunda bir cezai yaptırım olacak mı? 

Hayır, paylaşımı yapan kişi, eyleminden dolayı ceza alacak. Ceza için kriterler belli. Türk Ceza Kanunu’nda hakaret, tehdit gibi suçların cezası var. Bir de şimdi düzenlediğimi dezenformasyonun cezası var. Suç teşkil eden paylaşımın hangi suç kapsamına girdiğine bakmak gerekir. 29. maddede de, paylaşıma bakıldığında, dezenformasyonun ‘toplumu galeyana getirme, toplumsal sağlığa zarar verme.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir