SON DAKİKA HABERİ: MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında değerli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“İnsanın olgunluğu üzere siyasetin de olgunluğundan bahsetmek mümkündür. Olgunlaşmak demek, alınan kararların, taşınan kalplerin hassasiyet seviyesindeki tırmanışı demektir. Her rüzgara yelken açan, her telkine kapı aralayan bir siyaset anlayışının ne olgunluğundan ne omurgalı duruşundan kelam edilebilir. Kolay ve bayağı siyasetin ömrü pişkinlikle gelip geçecektir.
Türk siyasetinin tahlil bekleyen en değerli sıkıntılarından birisi bu tip siyaset ve siyasetçi akımının varlığıdır. Bugün ne yaşıyorsak izleri dündedir. Bugün neyle karşılaşıyorsak gayeleri yarındadır. Amacı büyük olanın inancı da büyüktür.
BAHÇELİ’DEN 2023 MESAJI
Maksat milletimizi hoşlukların en hoşuyla buluşturmaktır. Biz insan üstü bir çabayla çalışıyoruz, geceyi gündüze katıyoruz, azımızı çok yapmak için daima çabalıyoruz. Cumhuriyetin 100. yıldönümüne adım adım hazırlanıyoruz. İnsanımızın yüreğine yağmur üzere yağıyor, umutlarını yeşertiyoruz. Sözümüzle, sevdamızla, samimiyetimizle, sabrımızla, sadakatimizle, sağduyumuzla 2023’teki zafere yürüyoruz.
Çıkarsınlar adaylarını görsünler anyayı konyayı. Demokrasi er meydanıdır. Basitçe yıpranacak meçhul adayı çok arayıp aramadıkları böylesi bir akıl tutulmasına girdikleri de bir başka muamma olarak karşımıza çıkmaktadır. Aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan yüzde 50’yi fersah fersah aşan bir oy çokluğu ile yine Cumhurbaşkanı seçilecektir.
Zillet ittifakının adayını açıklamamasında şuurlu bir taktik mi kelam bahsidir yoksa demir bir çatlak mı tesirlidir. Çıkarsınlar adaylarını görsünler Hanya’yı Konya’yı. Kolay kolay yıpranacak meçhul bir adayı arayıp aramadıklarını, böylesi bir akıl tutulmasına düştükleri bir öbür muammadır.
İntikam almak isteyenlerin tamamı Kılıçdaroğlu’nun gerisinde kuyruğa dizilmiştir. ‘Kasım’da seçim olabilir’ diyen Kılıçdaroğlu ya kendini kandırıyor, ya da paraşütsüz uçuyor. Bizim tavsiyemiz en yakın kliniğe müracaat etmesi ve tedavi altına alınmasıdır. Şimdi ortak adayda anlaşamayan birbirine çalım atmaktan haz alan, birbirlerinin aleyhine kulisleri kaynatan siyasi partilere Türkiyemizin emanet edilmesi, istikbalimizin hiçe sayılmasıdır.
“SİNDİRELLA İKTİSADININ SONUNA GELİNMİŞTİR”
Kurallara dayalı memleketler arası sistemin meydan okumalara maruz kaldığını; siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında çatlakların yeni kırılmalarla genişlediğine şahit oluyoruz. Ekonomik-politik sistemin insanlığın gereksinimlerini karşılamaktan uzaklaştığı görülmektedir.
Dünya kapsayıcı bir vizyona, adil, barışçıl siyasetlere muhtaçtır. Dünya genelinde gelir dağılımı eşitsizliğinden kaynaklanan refah kayıpları telaş vericidir. Karşımızdaki bu tablo global krizleri teşvik etmiştir.
Milli ve manevi pahalarla bezenmiş bir ekonomik modele muhtaçlık olduğu açıktır. Sindirella iktisadın sonuna gelinmiştir. Ahlaki olmayan, insani pahalarla bağdaşmayan piyasa uygulamalarını esaslı bir halde sorgulamaktan, ekonomik, güvenlik, eşitlik, özgürlük, adalet kapsamında revize etmedikten sonra varılacak yer yeniden krizdir. İnsanlığın yeni bir vizyona gereksinimi vardır.
“KÜRESEL İKTİSAT CÜCELEŞMİŞTİR”
Ekolojik limitler çerçevesinde kalarak, ekonomik istikrarı yakalamak geleceğin dünyasını daha mamur ve müreffeh hale taşıyacaktır. Uyuklayan bakışla altımızdan kayıp giden dünyayı seyretmemiz sorumluluk anlayışımızla zıt düşecektir.
Dünyaya karşı kapanmak ve içe dönmek demek, Allah’ın kelamını anlatmaktan ve savunmaktan vazgeçmek demektir. Buna da olurumuz yoktur, daima umutlu olacağız. Biz yeryüzünde unutulmuş bir savaşın kayıp askerleri değiliz. Yeterliliğin asıl manası ferdi değil toplumsal olmasıyla tezahür edecektir. Bugünkü tüketim toplumu global bir toplumdur. İçinde zenginlik adalarıyla yoksulluk havuzları bulunmaktadır. Gemisi kurtaran kaptan savları, yıkıcı rekabetler, sonlu bir hayat içinde sınırsız servet iştahı felaket habercisi haline dönüşmüştür. Herkese yarar sağlayacağı tez edilen damlama iktisadının aslında bir dolandırıcılık olduğu Oscar ödüllü bir iksidatçı tarafından itiraf edilmedi mi? Küresel iktisat cücelemiştir, motoru teklemiştir.
Küresel iktisat fırtınalı bir havada, bozuk pusulayla yolunu bulma uğraşındadır. ABD, Birleşik Krallık ve Almanya faiz silahına sarılmışlardır lakin silahtaki mermi azalmaktadır. Besin ve güç fiyatları global enflasyonu çıkarmaktadır.
TÜSİAD’A İSVEÇ VE FİNLANDİYA TEPKİSİ
Mühim olan Türkiye’nin alacağı durum, üstleneceği tarihi roldür. Türkiye iktisadında pireyi deve yapan siyasi sefillerin dünyanın nereden nereye geldiğini göremedikleri ortadadır. Türkiye olumlu olarak ayrışırken yatırım, üretim alanlarında bir adım öne çıkmaktadır. Besin krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür. Patates, soğan, patlıcan fiyatlarını abartanlara diyorum ki biraz vicdanınız kaldıysa, kimin tarafında olduğunuzu açıklayın.
Kimlerin değirmenine su taşıdığınızı söyleyin. İşte görüyorsunuz TÜSİAD Lideri işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya’nın yanında saf tutmuş. TÜSİAD’ın mensubiyet duyduğu ülke neresidir. Bir kere olsun ulusal olsun. Boş yapmayın, Türk de olamıyorsanız bari insan olun. TÜSİAD’ın selam durduğu İsveç, Kandil’in finans bankasına dönüşmüştür. Zillet ittifakı ile İsveç bu durumdan memnun mudur? Brüksel’de toplanan NATO Savunma Bakanları toplantısında PKK’nın elindeki silahların Sayın Akar eliyle mutahaplarına gösterilmesi ihanet çetesinin nerelere ulaştığının göstergesidir.
BAHÇELİ’DEN NETFLİX’E SERT TEPKİ
Netflix’te küfür ve en düzeysiz esprilerin yer aldığı, şarlatanlıktan öte bir meziyeti olmayan kelamda komedyenlerin yer aldığı diziler artık haddini aşmıştır. Küfür etmenin neresine güleceğiz. Bayanı metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğenip takdir edeceğiz.
Mahkemeler cinayet davalarında hızla karar vermeli, canilerin ceza indirimiyle taltif edilmelerine imkan tanınmamalıdır.
İDAM CEZASI ÇIKIŞI
Mahkemeler cinayet davalarında hızla karar vermeli, düzgün hal indirimi yahut bir öteki sebeple canilerin ceza indirimine müsaade verilmemelidir. Gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Bayanlara yönelik cinayetlerin tekrar tekrar gösterimine mutlaka müsaade verilmemeli. Ulusal ve manevi kıymetlerimizi gaye alan dizi-filmler hayatımızı zehirlemektedir. Şiddeti kışkırtan roller, aile birliğimizi direkt çürütme risk ve tehlikesi yaşatmaktadır.