Bursa’da seyyar tezgahta börek satarak besin kesimine adım atan girişimcinin kurduğu firma 21 ülkeye tatlı ihraç ediyor.
Girişimci Yüksel Aktaş, 12 yaşındayken 1974 yılında üç tekerlekli tezgahında başladığı su böreği ve baklava satışını 9 yıl sürdürdü.
İlk dükkanını 1983’te açan, vakitle yeni şubelerle işini büyüten Aktaş’ın kurduğu firma, yaklaşık 200 baklava çeşidi ve başka eserlerle dalda faaliyet gösteriyor.
Üretim merkezi ve şubelerinde 200 kişi istihdam eden şirket, çoğunlukla ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hırvatistan, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yapıyor.
Firma, eserlerin kalite ve standartlara, ihracata uygunluğu konusunda Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) besin mühendisliği uzmanlarından dayanak alıyor.
Hacı Hasan Oğulları İdare Konseyi Lideri Yüksel Aktaş, AA muhabirine, ikinci şubelerini 1986’da açtıklarını, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’ndaki şubelerinde ise 2005’ten bu yana hizmet verdiklerini söyledi.
Perakendeciliği öğrenip yurt dışına açılmaya karar verdiklerini belirten Aktaş, “Yurt içinde, Amerika, Almanya, Dubai, Fransa’da fuarlara katıldık, stant açtık ve kendimizi geliştirerek bugünlere geldik. Şu anda 5 kıta 21 ülkeye ihracat yapıyoruz. Daha ileri gitmek için yeni şeyler öğreniyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Deneyimin sonu yok. Her yerde ekmek var. Kâfi ki bizler işimizi severek yapalım.” diye konuştu.
AR-GE’nin değerine dikkati çeken Aktaş, yeni eserler, lezzetler üzerinde daima çalıştıklarını lisana getirdi.
Sadece standart fıstıklı baklava olmayacağını, tatlının her çeşidini bulundurmaları gerektiğini anlatan Aktaş, “Yeni yatırımlarımız olacak. 2022 yılının sonuna kadar yaklaşık 6 bin metrekare kapalı alanı olan bir üretim tesisi açıp oraya taşınacağız. Oradan dünyada tatlı vermediğimiz ülke olmayacak. Bursa’yı dünyada en düzgün biçimde tanıtmak için var gücümüzle çalışacağız.” tabirlerini kullandı.
“Raf ömürleri ve dayanımları üzerinde birçok deneyler yaptık”
BUÜ Ziraat Fakültesi Besin Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Ömer Utku Çopur da son yıllarda bilhassa Kovid-19 salgını devrinde besin arzı ve güvenliğinin son derece değerli hale geldiğini, gerek üreticilerin gerekse tüketicilerin bunun şuuruna varmaya başladığını kaydetti.
Her ülkenin kendine mahsus şartlarının bulunduğunu ve üretimi buna nazaran yönlendirmek gerektiğini aktaran Çopur, şöyle devam etti:
“Müşterinin beklentisi neyse ona nazaran üretmeli. Zira o ülkelerin gümrüklerinde bu besin eserlerinin takılmaması gerekmektedir. Hacı Hasan Oğulları da bu manada üniversiteyle çalışan bir firma. Münasebetiyle bunların hazırlanmasında, reçetelerin oluşturulmasında önemli bir AR-GE çalışması yapıldı. Bunların raf ömürleri ve dayanımları üzerinde birçok deneyler yaptık. Reçeteler, bu çalışmaların sonucunda şu anki halini aldı. Her ülkenin de kuralları farklı. Şeker konsantrasyonu daha yüksek yahut daha düşük isteyenler var. Ona nazaran ısıl süreç parametrelerini de ayarlayarak üretim yapıyoruz. Bunların hepsinin reçeteleri oluşturulmuştur. Üretimdeki ve kalitedeki sürdürülebilirlik böylece sağlanmıştır.”
Firmanın İdare Konseyi Lider Yardımcısı Aslı Aktaş ise 10-15 yıl evvel “Baklavanın ihracatı olur mu?” diye düşünerek çıktıkları seyahatte uygun bir noktaya geldiklerini belirtti.
Baklavanın etnik bir tatlı olduğu için yurt dışında çok talep gördüğünü lisana getiren Aktaş, “Gurbetçilerimiz baklavayı gördüklerinde kendilerini ülkelerinde olduklarını hissediyor. Zira baklava hakikaten de Osmanlı’dan gelen bir gelenek. Topkapı Sarayı’nın mutfaklarında, defterlerinde kaydı bulunan çok özel bir tatlı. O yüzden bugün ihracatını yapmaktan memnunluk duyuyoruz. Yabancılar da baklavaya çok fazla ilgi gösteriyor. Baklavanın geleceği daha da âlâ olacak ve ilgi artarak da devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.
İhracat Müdürü Yener Yılmaz ise günlük tatlı üretim kapasitelerinin yaklaşık 5 ton olduğunu, vakitle bu sayısı artırmayı planladıklarını anlattı.
Dış satımda çok seçici davrandıklarına değinen Yılmaz, “Dünyanın her yerinden talep alıyoruz. Bu yoğunluğa yetişemiyoruz. Bu nedenle seçici davranıp en yanlışsız noktalara ihracat yapmaya çalışıyoruz. Bizi etiketlerimizden bulanlar oluyor. Eserlerimiz bir ülkeye girdiği ve tadıma sunulduğu vakit ardından tıpkı ülkeden bize ulaşan yeni müşteriler oluyor.” dedi.