Mersin-Antalya D400 karayolu üzerinde yer alan Aydıncık ilçesinde balıkçı barınağı yanında bulunan geçmişi 2 bin 800 yıl öncesine uzanan Kelenderis Antik Kenti’nde 1987 yılında başlatılan hafriyat ve restorasyon/konservasyon çalışmaları aralıksız sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Batman Üniversitesi koordinesinde bu yıl yürütülen çalışmalarda heyecan verici gelişmeler yaşandı.
35 yılda Odeon etrafında 150’ye yakın mezarın bulunduğu antik kentte, birinci kere kolunda 4 adet sağlam cam bilezik, ikramları, kıyafeti ve ahşap tabutla gömülen bir çocuk iskeletine ulaşıldı. Ayrıyeten tekrar bölgede yapılan hafriyatlarda birinci sefer ticari gayeli üretimi belgeleyen kiremit üretim gayeli kullanıldığı düşünülen fırın ortaya çıkarıldı. Heyecanlandıran keşif ile ilgili Hafriyat Lideri Doç. Dr. Mahmut Aydın bilgi verdi.
ÜRETİMİ BELGELEYEN BİR FIRIN BULUNDU
Antik kentin hafriyat başkanlığını yürüten Batman Üniversitesi Arkeoloji Kısım Lideri Doç. Dr. Mahmut Aydın, “Kelenderis Antik Kentinde 12 ay aralıksız hafriyat sürüyor. Bu yıl odeon yapısının Cavea yani oturma alanı ve ardındaki dayanak duvarlarını sağlamlaştırma ve hafriyat çalışmalarını bitirdik. Artık ise bizi heyecanlandıran bir fırın ortaya çıkardık. Yıllardır burada bir üretim olduğunu biliyorduk fakat fırınlarını bulamıyorduk. Bin 300 yıllık bir fırın ortaya çıkardık. Fırınımızın içinde çatı kiremitleri üretildiğini düşünüyoruz. Zira fırınımızın hem etrafında geçen yıl ve bu yıl yaptığımız hafriyatlarda ağır ölçüde 7. yüzyıla tarihlenen çatı kiremitleri ele geçti. Fırınımızın çabucak ağzında da bol ölçüde kusurlu üretilmiş çatı kiremitleri vardı. Çatı kiremitleri kusurlu üretildiği, ticari bir kıymet arz etmediği için de çabucak etrafına saçılmış olarak bulduk. Fırının içini büsbütün boşalttığımızda tahminen bunun daha da fazla yanlışlı üretilmiş çatı kiremitleri bulabiliriz. Bunları da ortaya çıkaracağız” dedi.
ODEON ETRAFINDA BİRİNCİ SEFER BİLEZİKLERİ VE İKRAMLARI OLAN BİR MEZAR ÇIKTI
Kazı çalışmalarında bir çocuk mezarına ulaştıklarını anımsatan Hafriyat Lideri Doç. Dr. Aydın, “Burada 150’ye yakın mezar ortaya çıkarmıştık lakin hiçbirinde meyyit gömme ikramları yoktu. Bunda 4 tane cam bilezik, seramik kesimi üzerine bir yazıt ve bir fincan ortaya çıkardık. Tıpkı vakitte bu çocuk mezarının etrafında de birkaç tane bebek mezarı vardı. Buradan anlıyoruz ki odeonumuzun o bölgesi çocuk gömü alanı olarak kullanılmış. Çocuk mezarının Ortaçağ’a ilişkin olduğunu düşünüyoruz. Tabi ki karbon 14 (C14) tahlil sonuçlarımız geldiğinde daha net onları belirleyebileceğiz. Lakin hem ele geçen cam bileziklerden hem de bu alanın Ortaçağ’da gömü alanı olarak kullanıldığını evvelki mezar yapılarımızdan da biliyoruz. Yalnızca bu mezarımız farklı olarak ele geçmiş, kıyafetiyle gömülmüş bir çocuktan bahsediyoruz. Zira kıyafetlere ilişkin düğmeleri üzerinde olan birebir vakitte ahşap bir tabut içinde gömüldüğünü biliyoruz. Zira tabutun çivileri yerinde duruyor. Başka gömülerimizden farklı olduğu için lakin karbon 14 tahlilleriyle bunun büsbütün hangi tarihte öldüğünü tespit edebileceğiz” diye konuştu.
1987 yılından itibaren antik kentte hafriyat yapıldığına değinen Doç. Dr. Aydın, odeon kısmının 30 yıl evvel çıkarıldığı, bugüne kadar 150’ye yakın mezara ulaşıldığını fakat birinci sefer cam bilezikleri ve meyyit gömme ikramları olan bir çocuk mezarı ortaya çıktığına dikkat çekti.
Doç. Dr. Aydın, Kelenderis Antik Kentinin ziyaretçilerle buluşturulması için 12 ay aralıksız hafriyat ve tamir çalışmaları yapıldığını da kelamlarına ekledi.